Bölüm 4

460 34 42
                                    

Bölümü yazmam biraz uzun sürdü gecikme için özür dilerim

Şarkı ile okumanızı öneriyorum çok güzel bir şarkı

Son günlerde içimde garip bir Two Feet takıntısı var

Şarkı:
Two Feet,
Love Is a Bitch

İyi okumalar <3

***********************************

"Ağzından insanüstü bir pürüzsüzlükle çıkan bu kelimelerin ardından bir daha arkasına bakmadı ve gözden kayboldu. Ben de bir daha haraket edemeden adını bile bilmediğim okyanus gözlü çocuğun arkasından bakakaldım."

Koridorun karanlığı arasında gözden kayboldu okyanuslarımın sahibi. Onun arkasından ilerlemedim. Komik, ilerleyecek cesaretim de yoktu zaten. Tek yapabildiğim o koridoru zarif adımlarla terk ederken güzelliğiyle büyülenmek oldu.

Okyanus gözlü çocuğun arkasından bakakalmamın üzerinden birkaç dakika geçmişti muhtemelen. Yapacak hiçbir şeyimin olmadığı o dakikalarda, bozuk olduğu için yanıp sönen lambanın altında düşündüm. Ben yeni çocuğun adını hala bilmiyordum.

***********************************

Son ders çıkışıydı yorgunluktan halsiz düştüğüm o dakikalar. Havanın hala aydınlık olmasına karşın dondurucu bir soğuk vardı. O an fark ettim yeni öğrencinin okulun yurdunda kalmadığını. Çünkü eğer öyle olsaydı şu an okul sınırları içinde yaşayan öğrencilerin aşması kesinlikle yasak olan sınırı hiç umursamadan geçemez, okul bekçileri de bu duruma hiç önemsemeden göz yumamazdı.

Zarif adımlarını kapıya yönlendirmiş olan yeni öğrenci kendini sınırdan dışarı attı ve sanki okul bölgesine alerjisi varmış gibi hızlı ve seri adımlarla oradan uzaklaşmaya başladı. Tam gözden kayboluyordu ki duyduğu ses ile adımlarını yavaşlattı, en sonunda durdu ve arkasını döndü. Kendisine hızlı ve aceleci adımlarla yaklaşan Zümrüt yeşili gözlerin sahibini görünce yüzünde istemsiz bir sırıtma oluşmuştu. Tuhaf öğrencinin yanına ulaşmasına izin vermeden kendisi yine okul sınırlarının içine adım atmış ve çocuğun yanına gitmişti. Kendisine yada başkasına itiraf etmek istemiyordu belki yeni çocuk. Ama bu kuzgun karası saçların sahibinin onu neden takip ettiğini öğrenmek istiyordu, belkide daha fazlasını.

Karşı karşıya geldiklerinde ikisi de adımlarını durdurdu. Görüntüleri birbirine oldukça ters olan ikili birlikte büyük bir tezat oluşturuyordu, ama aynı zamanda birlikte o kadar uyumlu gözüküyorlardı ki. Birbirlerini tamamlamış iki yapboz parçası gibiydiler.

Diğerinden biraz daha kısa olan söze atıldı hemen. Ne de olsa uzun zamandır bu anı bekliyordu. Kendi Zümrüt'lerini karşıdaki okyanuslara kilitledi ve sorusunu sordu. "Adın ne yeni çocuk?" Bunun üzerine hafif bir kıkırtı kazanmıştı kısa olan. Sarışın olan ciddiyetini bozmadan cevap verdi. "Malfoy, Draco Malfoy."Elini uzattı kısa olana "Sen?". "Potter" dedi içinde küçük bir çocuk gibi dans eden heyecanını dizginlemeye çalışarak. "Harry Potter". Sonra ise ikisi de birbirinden soğuk olan iki el kavradı birbirini sıkıca.

***********************************

Hava kararmaya ve yıldızlar kendilerini gözler önüne sermeye başlamıştı ben odama ulaştığımda. Hafif hafif yağmur da çiseliyordu. Kim bilir, belkide bu küçük su damlacıkları büyük bir fırtınanın habercisiydi. Dışarıdaki yağmur fırtınaya dönüşür mü bilemiyordum ama emin olduğum bir şey varsa o da benim içimdeki fırtınanın kontrol edilemez bir hal almak üzere olmasıydı. Malfoy'a karşı. Ne olduğunu bilmediğim karışık ama bir o kadar da yoğun duygular besliyordum kendisine karşı. Belki merak, belki ilgi belki de hoşlanma. Kim bilir?

Beklediğimin aksine yağmur bir fırtınaya dönüşmemiş, oldukça az bir miktarda yağıp durulmuştu. Yağmurun durmasından ötürü gökyüzünü bir perde gibi örten bulutlar bir bir dağılmış, adeta her biri pahalı birer pırlantaymışcasına parıl parıl parlayan milyonlarca yıldızı gözler önüne sermişti. Astronomi ile çok ilgili olmasamda bazı takımyıldızlarını biliyordum, hayatımın büyük bir bölümünü pencere başında dışarıyı izleyerek geçirdiğim düşünüldüğünde bu durum çok da şaşırtıcı olmuyordu. Bunlar arasında şu anda en çok gözüme çarpanı da durumu en ironikleştirendi. Draco takım yıldızı sanki gözümün içine girmek istermişçesine parıl parıl parlıyordu. 

(Elimdeki en iyi fotoğraf buydu kusura bakmayın jdjdjdnjx)

Çok güzeldi yıldızlar, temsilcileri olan Malfoy kadar olmasalar da çok güzellerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok güzeldi yıldızlar, temsilcileri olan Malfoy kadar olmasalar da çok güzellerdi. Yatakhanedeki öğrenciler yine söylenmeye başlamıştı açık pencere yüzünden. Anlamıyordum onları gerçekten, benim hayatımı aydınlatan bu mükemmel soğuk havayı neden sevmediklerini anlamıyordum. En sonunda onlarla daha fazla diyalog içerisinde bulunmak istemediğim için pencereyi kapattım ve yapağımın başlığına kafamı koydum. Acilen kütüphaneye uğramalıydım. Önceki ziyaretimde almış olduğum bütün kitaplar bitmişti çünkü. Kitaplar benim arkadaşlarımdı, ailemdi. Onlar olmadan boş hissediyordum kendimi.

O gün belki günler, belkide haftalardır çekmediğim kadar iyi bir uyku çekmiştim. Güne enerjik başladığımı hissediyordum. Bu iyi bir şeydi değil mi? Çok yaşamazdım böyle anları. Genelde ya kabus görür, ya gökyüzünü izler yada kitap okurdum. Uyku kolay kolay bulmazdı beni geceleri. Çünkü geceler günün en güzel saatleriydi benim için, onları uyuyarak boşa harcayamazdım. Ama beni en çok şaşırtan olay iyi bir uyku çekmiş olmam değildi. Rüya görmüş olmamdı. Kabus değil, rüya. Rüyam çok güzeldi gerçekten, bitmesin istedim bir an, o rüyanın içerisine sıkışıp kalayım ve çıkamayayım. Gerçek hayatta hissedemediğim duygular vardı rüyamda. Hiçkimse sarılmamıştı bana gerçekte, rüyamda Malfoy'un bana sarıldığı gibi, merhametle ve sevgiyle. Çok güzel bir yerdeydik, sanırım bir sahil. Sıcak havayı ilk defa sevdiğimi hissetmiştim rüyamda. Okyanusun karşısındaydık muhtemelen. Ama benim odağımdaki okyanus çok daha güzeldi, Malfoy'un gözleri. Ama sadece bir rüyaydı, uyanmıştım ve bitmişti işte. Şimdi sadece acımasız ve merhametsiz gerçek dünya vardı. O zaman bir şey fark ettim, ilk defa bir rüyanın gerçek olmasını bu kadar istediğimi.

***********************************

Eveeeet bir bölümün daha sonuna geldik

Şimdiye kadar yazdığım en uzun bölüm bu oldu umarım okurken zevk almışsınızdır

Sonraki bölümde görüşmek üzere <3

Ruhuma Açılan Pencere | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin