Medya Jisoo
Benim için hazırda üniformaları vardı elime tutuşturulanı alıp giydim.Bir kralın evinin,somon rengi taşlar ve parlak mozaiklerle kaplı,unutulmuş bir salonunda çevremde gördüklerimde hayrete düşmüş durumdaydım.Diğer hizmetçiler,kırmızı üniformalardan bir geçit törenindeymiş gibi etrafta koşuşturuyordu.Yüzlerini araştırıp teşekkür edebilmek için Jin'e bakındım ama burada değildi.
Joy yanımda bana tavsiyeler verip sarayı anlatıyordu"Hiç bir şey söyleme...duyma"
Söylediklerini zorla takip edebiliyordum;son iki gün kalbimde ve ruhumda derin yaralar açılmıştı ben neler yaşıyordum böyle?
"Çok yoğun bir günde geldin,belki de şimdiye kadar en kötüsünde?"
"Tekneleri ve zeplinleri gördüm..Gümüşler haftalardır nehir yukarı Yazkent'e geliyorlardı,yılın bu zamanına göre fazla yoğundu"dedim
Joy beni acele ettirerek elime ışıl ışıl bardakalrla dolu bir tepsi tutuşturdu.Bu bardaklar Jinyoung ile özgürlüğümüzü kolayca satın alabilirdi.
"Bugün neler oluyor?"diye sordum merakla
"Hazırlıklar başlayana kadar bende bilmiyordum.Sonuçta yirmi yıldır Kraliçe İrene'nın seçilmesinden beri düzenlenmemişti."
O kadar hızlı konuşuyordu ki kelimeler birbirine giriyordu devam etti
"Bugün Kraliçe denemsi yapılacak.Büyük Gümüş ailelerinin,yani soylu hanelerin kızları kendilerini tek tek Prens'e sunacak.Bu akşam büyük bir ziyafet olacak ama şu anda hepsi Sarmal Bahçe'de seçilmeyi umarak takdim edilmeye hazırlanıyorlar.Bu kızlardan biri müstakbel Kraliçe olacak ve bu şansı elde edebilmek için şu anda birbirlerini yiyorlar"
"Ee ne oluyor yani,iki dans edip birkaç kibar kelime sarf edip kirpiklerini mi kırpıştırıyorlar?"
Joy gülerek başını iki yana salladı
"Pek değil.Servis görevindesin neler olduğunu kendin görebilirsin."
İlerde oymalı ahşap kapılar görünüyordu.Bir hizmetçi kanatlarını iterek açtı ve bir sıra kırmızı üniformalı geçmesi için tuttu.Sıra bana gelmişti
"Sen gelmiyor musun"
Sıranın gerisinde kalarak diğer hizmetçilerle beraber düzeni bozmayarak gün ışığına doğru ilerledim.Joy'un Sarmal Bahçe dediği yere çıktım.
İlk başta kendimi bizim kasabadaki arenaya benzer bir alanda bulduğumu sandım.Bahçe çok büyük bir çanak şeklindeydi teraslarda masalar ve rahat koltuklar vardı.Basamaklara serpiştirlmiş bitkiler ve fıskıyeler,katalrı localara bölüyordu.
Burası da ne böyle?
Diğer kızılların yönlendirmesiyle sanki bir sis bulutunun içindeymişim gibi çalıştım.Mutfak hizmetçisiydim görevim; bahçeyi güzelce hazırlamak ve temizlemekti.
Soyluların neden bir arenaya ihtiyacı vardı anlamamıştım.Burası bir saraydı arenaya ne gerek vardı.Yine de en azından ismi arena değildi.İçimde bu yerle alakalı kötü bir his vardı.
İşlerimi bitirip hizmetçi girişine döndüğüm sırada kraliçe denemesi başlamak üzereydi.Diğer hizmetçiler ortalıktan kaybolarak basit tül perdelerle çevrelenmiş yüksek platforma çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Uncertain Bride❧Vsoo ff❧
Ficção Adolescente𝐋𝐞𝐲𝐝𝐢 𝐉𝐢𝐬𝐨𝐨𝐧𝐧𝐞 𝐓𝐢𝐭𝐚𝐧𝐨𝐬 Masallardaki fakir kız prenses olunca gülümserdi,ben ise bir daha gülümseyebileceğimi sanmıyordum. ❧Ben,Gümüş denizin ortasında kalmış bir kızıl kızdım ve kimse için üzülme lüksüm yoktu.Özellikle de bir yıl...