Bölüm 4

128 64 14
                                    

Merhaba arkadaşlar bu bölümüm biraz uzun oldu hikayeme başlamadan önce en iyi dostlarım kötü günümde yanımda olan arkadaşlarım sevdem polat ve zeynep sude aşçı ya çok teşekkür ederim bir diğeri en iyi okuyucum Ünzile çobanoğlu ve diğer bütün okuyucularima teşekkür ederim .
💜sizi çok seviyorum 💜

İyi okumalar☺

Şimdi yeni bir hayata başlamış gibiydim annenin cesetiyle yan yanaydım korku içinde sadece annenin cesedine bakıyordum ve tek yapabildiğim şey ağlamaktı durmaksızın ağlıyordum yere çömelmiş bir şekilde annemin cesedine bakarak ağlıyordumki dışarıdan gelen polis sirenlerini duydum ayağa kalktım ve koşarak dışarı çıktım evimizin önünden geçen polis arabası nın önüne atıldım .polisler biranda kornaya basarak durdular.arabadan inen iki polisten biri
" ne yapıyorsun sen iyimisin biseyin varmı " diyerek sorgulamaya başladılar ben ise

" annem içerde ,öldü ,annem öldü"

diye ağlıyordum iki poliste yüzüme şaşkın şaşkın bakarak içeri girdiler bende arkalarından girdim annemi gören polisten biri hemen ambulans çağırdı ver birkaç dk' a sonra içeri sedyeyle ambulans görevlileri girdi annemi sedyeyle götürdüler ve gerider kalanlar ise masadan aşağıya damlayan kanlar dı .

"Oysa ne kolaymış adam öldürmek ne kolaymış hayat sonlandırmak ,keşke herşey bu kadar kolay olsaymış"

Diye düşünürken bayan bir polisin bana seslenmesdiyle irkildim .

"Duygucum biliyorum yaşadıkların şuan çok zor ama ifade vermek zorundasın simdi bizimle karakola gelen gerekir "

dedi ve beni kollarımdan tutarak yavaşça dışarı çıkarttı bir polis arabasına binerek karakola gittik ifadesi verdim yarım saat bir saat lık bir süre içinde eve geldim sabah kalktığım pijamalarımla durduğum için üstümü değiştirdim.

siyah dar bir pantolon ,üstüme kırmızı bir switt ve onun üstünede siyah kot ceket giydim kahverengi sırt çantamı aldım içine birkaç eşya koyup kapıyı kapadım ve apar topar bir taksiye binip annenin olduğu hastaneye gittim ve oradaki bir hemşireye annemin nerede olduğunu sordum fakat bana ameliyatta olduğunu söyleyince gözlerime hakim olamadım ve ağlamaya başladım hastane koltuklarında birine oturdum hem düşünüyor hem ağlıyordum çıldırmak üzereydim beni anneden koparan kimdi, kim yapmıştı bunu aklımdan geçen düşüncelerden biride o mektuptu herşeyin sebebi o mektuptu ve o gizemli mektupta şunlar yazıyordu;

Elbet birgün öleceksin
Yeri ve vakti geldiği zaman
Kızın senden nefret edecek
Sen ve kızın öleceksiniz
Tıpkı keremin öldüğü gibi ...?

İşte herşeyin sebebi bu küçük mektuptu ve herşey onunla başlamıştı kerem benim babamdı tam üç yıl önce kaybettim hayallerimden ozaman vazgeçtim kapımıza gelen bir kargo ve bu kargonun içinde kanlar içinde olan bir el bu el babamın eliydi o gün herşeyden vazgeçmiştim simdi sıra annemdeydi kim isterki böyle ölmeyi babam gibi ölmek istemezdim simdi ise sadece tanrıya dua etmekle yetinebiliyordum ...

Yaklaşık bir aydır bu olaylar yüzünden okula gidemiyordum  doğrusunu söylemek olursa çalışkan değildim fakat tembelce değildim okulu değilde arkadaşlarımı  özlemiştim gökçe' yi , cansu' yu ,murat 'ı  , ece, o tatlı esprili ahmeti özledim ya en garibide o uyuz gizemi bile özledim ya simdi ise bütün belanın içinde denilebilecek kadar kötüydüm

Gözüm biranda ameliyathaneden çıkan bir hemşireye takıldı bana doğru geldiğini fark edince ayağa kalktım

" annem iyimi ?,ölmedi dimi ?... "Diyerek kesintisiz sorular soruyordum hemşire ise,

Evimdeki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin