Mum kokulu evim ve Baran

1.5K 93 5
                                    

Melih abiyle beraber, Beyoğlundaki, 1+1 eve bakmaya gidiyoruz.
İlk defa kendi başımı sokup, tek başıma yaşayacağım bir evim olacak. İnsan garip hissediyor böyle durumlarda. Mutluyum sanırım ya da bu heyecan buna sebep, bilmiyorum. İçim kıpır kıpır. Evime gidiyorum!

Ev çok tatlı,  gercekten çok tatlı. Tam istediğim gibi. Aşağıda ki barların gürültülü müzikleri olmasa, daha huzurlu olacağı kesin, lakin bu bile benim o evi sevmemi engel olamaz!

Ev amerikan mutfak. Zaten banyosunda küveti olan bir eve sahipseniz, gerisi çok da önemli olmamalı.
Eski bir ev, küçük. Kahve içip romanlarımı okuyabileceğim kadar da zengin bir balkonu var. Televizyon hariç her şey var. Canıma minnet, oldum olası hiç ilgimi çekmemişti aptal kutusu. Pokémon izlediğim çocukluğum dışında.

Bir miktar para biriktirmiştim, bu sayede eve almak istediğim her şeye sahip olabilirim. Tutumlu da olmak lazım. Artık ayaklarımın üstünde durmak, bunları hesaplamak zorundayım.

Melih abiyi yolculayıp, hemen bir liste yapmaya koyuluyorum.

-Büyük vanilya ve tarçın kokulu mumlar
-Ev erzakları
-Eski, ikinci el deri koltuk
-En önemlisi güzel bir yastık!

Melih abiyle fiyat konusu o kadar rahat geçtiki, bir anda çocukluğuma dönüp, onların babamla yaptıkları konuşmaları hatırladım. 'Bir erkeğin büyüdüğünü hissettiği bir konu oluyorsa, orada kesin babasının bir payı vardır!'

Saat 20.00'e geliyor. Baranların grubu 10 civarında çıkacaklarmış. Sosyal ortamın nimetleri diye tam da buna deniyor! O sırada ev için erzakları almaya gidiyorum. Bu para beni 2 ay götürecektir. Fakat en kısa zamanda bir iş bulmalıyım. Barmenlik olabilir. Neyse buna daha sonra kafa patlatacağım.

Bugün, yeni hayatımın ilk günü. Ne kadar sevmesem de, İstanbuldayken buranın nimetlerinden faydalanmazsam olmaz, değil mi?

Eve dönüyorum, ne zormuş ilk ev alışverişi yapmak! Yağı, pirinci, deterjanı...

Eşyaları yerlerine yerleştirip, güzel bir duş alıp, biraz da iyi giyinip dışarı atıyorum kendimi.
Yolda giderken Baran'ı arıyorum. Morali bir hayli bozuk gibi. Umarım önemli bir şey değildir.

Barın kapısında, 1.70 boylarında, üzerinde benim ona aldığım deri ceketiyle en yakın arkadaşım duruyordu. O kadar özlemişim ki...

-"Şşt birader! Sigara sağlığa zararlıdır!" diyorum, tepki vereceğinden emin bir halde. Baran sinirli, biraz da kavgacı bir adamdır. Birden delikanlılığın sanırsınız kitabını yazmış bir şekilde dönüyor.
-"Barba! Kardeşim.." dediği gibi sarılıyor bana, sımsıkı.
Yıllar öncesinden alışkanlığımız olmuştu bu. Benim diyen sevgililer, bu denli özlemle sarılamazlardı.
-"Kardeşl.." dediğim an tamamlıyor benimle birlikte;
-"Kardeşler, tokalaşmaz. Sarılır!"

Bugün, yeni hayatımın ilk günüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin