RET | AY TANRIÇASI - [ Düzenleriyor ]

II | "Hoş geldin."

Hızlı adımlarla finale ulaşmak üzere geri döndük arkadaşlar.

Kaptan ve Hera yeniden sizlerle...

꧁꧂

II | "Hoş geldin."

Genç adam, arkadaşlarıyla birlikte vakit buldukları her fırsatı değerlendirerek geldikleri kumsalda, yalnızca gündüzleri görebildikleri sıcak havayı tatlı kılan serin suyun tadını çıkarıyordu.

Yönü ufka dönükken bir kulaç daha attı uzaklara doğru. Hareketiyle hafifçe hareketlenen su tenini okşadı. Bu hisse bayılıyordu. Hissettiği rahatlama tüm bedeninin gevşemesini sağlıyor, ruhunu dinlendiriyordu.

Ancak yalnızca bir anlığına gözünü alan ve neredeyse dibini görebilecekleri kadar berrak olan suyun altında hissettiği hareketlilik, yalnızca bir an önce tattığı tüm o huzuru bir toz bulutu misali savuşturdu.

Dikkatini tamamen o kıpırtıya verdi. Suyun temizliği, derinliklerindeki o hareketliliğin bir insana ait olduğunu anlaması için o'na kolaylık sağlarken bir an olsun düşünmeden dalışa geçmesine yetmişti.

Bu tuhaf şehrin en büyük imkansızlıkları dahi mümkün kıldığını, o suyun altında olan şeyin aslında insan suretine bürünnüş ve aklına bile gelemeyecek kadar tehlikeli bir varlık olabileceğini bile umursamamıştı o anda.

Direkt olarak dalışa geçti ve bal rengindeki gözlerini etrafta turlatmasına bile gerek kalmadan görüş açısına giren genç kızın baygın bedenine doğru hızla süzüldü.

Oldukça kısa bir süre içerisinde yanına ulaştığındaysa, bir kolunu beyaz elbisesinin sarmaladığı ince beline dolayarak kızı kendine yasladı ve boşta kalan diğer koluyla bu defa da yüzeye doğru kulaç atmaya başladı.

Şimdi daha çok acele ediyordu. Neredeyse iki saattir buradaydılar ve hiç kimse bu kızın suya girdiğini görmemişti. Bu da genç kızın çok uzun zamandır suyun altında nefessiz kalmış olduğunu gösteriyordu.

Belki de çoktan boğularak can vermişti...

Yalnızca birkaç saniye içinde suyun yüzeyine çıkmayı başarmıştı genç adam. Kıyıya doğru yüzmeye devam etti. Biraz sonra artık kumsala yaklaştığı için beline kadar gelen su seviyesinde adım atarak ilerlemeye başlamıştı. Şimdi bir kolu kızın sırtına, diğeriyse diz kapaklarının altına tutunmuş, genç kızı sıkıca kavrıyordu.

Hissettiği telaşın sesine yansımasını umursamadan, "Ares!" diye bağırdı arkadaşına. Ama duyan olmadı. Herkes kendi eğlencesine dalmış haldeydi. Yeniden seslendiğinde sesi adeta gürler gibiydi; "Ares!"

Bu defa kendisine seslenildiğini duyan arkadaşı, suya batırıp çıkararak uğraşıp durduğu sevgilisini rahat bırakmış ve sesin geldiği yöne bakmıştı. Arkadaşını kollarında baygın bir kadınla görünce kaçlarını çattı. "Sezgin?!" dedi anlamayarak. Hızla yanlarına doğru ilerlemeye başladı.