28.02.20
.
.
.
. Okumak için aşağı in.
.
.
.Jungkook ta yerde yatan abisinin yanına yattı. Ikisi de gülümseyerek birbirlerine baktı.
"Hyung? Neden şirketin başına geçmiyorsun? "
"Annem Jk. O istemiyor. Babam ve ailesine karşı nefreti o kadar büyükmüş ki yanlarına bile gitmeme izin vermiyor.
Onlara muhtaç olmamı istemiyor. Ama kendine de muhtaç olmamı istemiyor. Hadi evine gidelim. Orada daha rahat anlatırım. "
Jungkook ayağa kalktı ve yerde yatan abisine elini uzattı. Abisi elini tutarak ayağa kalktı. Yürüyerek Jk in Seul un en görsel şölen sunan ve pahalı sitelerinde ki dairelerine gidiyorlardı. Asansöre bindiler ve 10. Katta durduklarında indiler. Hemen karşı da ki 137 numaralı eve girdiler.
Jungkook mutfağa ilerlerken Tae ıslak kıyafetlerini kurumaları için bıraktı. *Nereye bıraktı sormayın bende bilmiyorum jsjdjd*
"Ne içersin ya da yersin Hyung?"
"Soju ya hayır demem!"
Jungkook birkaç dakika sonra elinde tepsiyle geldi. Atıştırmalık ve bir şişe soju vardı.
Taehyung şişeyi açtı ve küçük bardaklara döktü.
"Anlat bakalım hyung. "
"Annem,sabah ona anne dememi istemedi. Bayan Kim diyecekmişim. "
"Kusura bakma ama annen gerçekten sınırları aşıyor hyung. Ne demek oğlu ona anne demeyecek ya? "
"Istemiyor işte... Sarhoş olduğu geceler babamın adını söyleyerek küfürler ediyor. Ağlıyor sonra da sızıyor.
- Taehyung gözlerinden akan suyu sildi. Ağlıyordu.-
Ne yaptım ona Jk. Ben istemedim ki babamın ölmesini. Gitmesini. Onun çocuğu olarak doğmayı.
Artık içimde ona karşı yanan bir tek nefret ateşi var. Uzaklaşacağım ondan. Kabul edeceğim şirketin başına geçmeyi. "
"Bu en doğrusu hyung. Kariyerin ve ayakta kalmak için. "
Kafasını salladı Taehyung. Göz yaşlarını sildi.
"Yarın gidip dedemle konuşurum. Pazartesi günü başlarım. Görüşürüz Jk. Annene selam söyle."
"Görüşürüz hyung!"
Taehyung ıslak bere ve eldivenleri burada bıraktı. Sadece paltosunu aldı ve asansöre bindi.
Zemin kata gelince indi. Dışarıda esen rüzgarlı hava yüzünden ıslak montu üstüne geçirdi.
Arabasına koşarak gitti. Kapıyı açtı ve klimayı çalıştırdı. Islak mantoyu arkaya attı.
Annesi ona asla sevgi beslememişti. Evinde durmasına bile sırf doğurduğu için katlandığını söylemişti. Taehyung ne kadar üzülse de belli etmezdi olanları.
Onu yalnız bırakmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki annesi bir fırsatta canına bile kıyardı.
Taehyung eve geldiğinde kadın yoktu.
Odasına çıktı. Kıyafetlerini değiştirdi ve aşağı indi.
Hizmetçi Yuna ona yemek yemek istediğini sordu.
Kafasını salladı Taehyung.
Hazırlanan yemeği yedi ve odasına gitti.
Kitap okuyordu.
Kar meleği ise çocuğu izliyordu. Pencerede bir toz bulutun üstünde oturmuş içeride kitap okuyan masum çocuğu.
"Senin yaralarını birlikte saracağız çocuğum. Hep mutlu olacaksın. Tanrı bana bu görevi verdiyse eğer,mutlaka yerine getireceğim. "
Ve onu izlemeye devam etti.
Babasına (tanrıya) bu çocuğu anlatmıştı. Tabii karşılıklı değil. Kendi kendine konuşuyordu. Tanrı onu duymuştu.
Küçük kulunu mutlu etmesini görev vermişti kar meleğine. Seokjin ise hemen kabul etmişti.
Tam iki ay...
Bu çocuğun içindeki küçük çocuğu mutlu etmeye iki ayı vardı.
Bölüm sonu~~~
Lalalalalalalal.
Nasıl bir konuda gidiyor hicbir fikrim yok.
Yazıyorum sadece.
Bende bilmiyom hani.
29.02.20
10.2
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR MELEĞİ Taejin/Vjin TAMAMLANDI
Fanfic29 Aralık 2012 Güney Kore en soğuk aylarını yaşarken insanlar eksiye düşen havalar için daha da kalın giyiniyorlardı. Kar Seul un geniş sokaklarına düşerken Taehyung bir köşede sessizce mahvolan hayatına ağlıyordu. donuyordu, ama bu onun umurunda de...