Yedi Yıl - PETER STAMM

29 14 0
                                    

Samimiyetsizliğin ve tehlikenin kol gezdiği bir dünyada sanki birbirimizi koruyor ve kolluyorduk.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Can sıkıntısının baştan çıkarıcı bir cazibesi vardı.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

İnsan ışığını yitirdi diye kötü biri sayılmaz.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

İkamet etmek sadece yemek yemek, uyumak, gazete okumak değildir. Bir yaşam alanı her şeyden önce bir sığınaktır.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Ama onu neyle suçlayabilirdim ki? Sürekli onu düşünmem,üzerimde güç sahibi olması onun suçu değildi ki! Üzerimdeki gücünün, bana mesafeli davrandığı sürece canlı kalacağından hiç kuşkum yoktu.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Geçenlerde bir filmde duyduğum bir cümlenin gözümü açtığını söyledim: Seni seven değil, sen kimi seviyorsan osun.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

İmkan dahilinde olanın gerçekleşebilmesi için imkansızın mütemadiyen denenmesi gerekir. (Hermann HESSE)

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Samimiyetsizliğin ve tehlikenin kol gezdiği bir dünyada sanki birbirimizi koruyor ve kolluyorduk.”

Bir cümle okursun ve aklına sadece “o” gelir.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

" Tuhaftı belki ama kriz, yeni yollara yönelmemiz için gözlerimizi açmış gibiydi zira başarılı yıllarımızda kendimizi neredeyse hiç geliştirmemiş, sürekli tekrarlamıştık. "

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Vazgeçmek daima korkaklıktır. Sonunda kaybetsen bile mücadele etmek vazgeçmekten iyidir.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Ulu Tanrı'nın senin aşk hayatınla uğraştığını mı sanıyorsun gerçekten?"

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Fotoğraflara ne zaman baksam, başka bir yaşama aitmiş gibi gelirdi bana.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

" Hayır neşeli değildim fakat uzun bir baygınlık sürecinin ardından sonunda ayılmışım gibi nicedir hiç olmadığım kadar hafif ve canlı hissediyordum kendimi. Sırtımı, hafifçe eğimli cama yasladım, başımı kaldırdım ve bana anlamsız bir şekilde güzel görünen berrak göğe baktım. "

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

" Gözünü kırpmadan yatıp benim onu düşündüğüm gibi o da beni düşünüyordu. Böyle düşünmekten tuhaf bir şekilde mutlu oluyordum. Samimiyetsizliğin ve tehlikenin kol gezdiği bir dünyada sanki birbirimizi koruyor ve kolluyorduk. "

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Bir evin planını çizebilirsin ama yaşamın asla demişti.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Şimdi bunlara gülüp geçiyorum, dedi Antje, ama o günlerde aklımı oynatmama az kalmıştı.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Uygarlık tabakasının nasıl ince olduğu, acımızın, kinimizin ya da şehvetimizin artmasıyla birlikte nasıl da çabucak kırıldığı geçmişti içimden.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

" Kendimi çocukluğumdan beri suçlu hissetmiştim galiba ama bunun sebebi değiştirebileceğim belli eylemler ya da ihmaller değildi. Belki doğarken içimizde olan bir suçtu, insan olma suçuydu. Suçluluk duygusunu içimden atabilirsem özgürleşecektim. "

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Dişçim, bir dişimin kökünde iltihap olduğunu, kök üzerine çivili diş oturtucağını söyledi. Siniri öldürdü ve geçici dolgu ve kaplama yaptı. Bir ay sonra kontrole gelmemi istedi. Güçlü bir ilaç yazdı, ağrı hafifledi ama ağzımın içindeki geçici kaplama çok rahatsız ediyordu beni. Dilimle sürekli o noktayı yokluyor ve aşırı büyükmüş gibi hissediyordum. Bir dişimi kaybetmek bile moralimi bozmuş, bana tuhaf bir biçimde ölümlü olduğumu anımsatmıştı.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Her şeyin varlığını derinden hissediyormuşum gibi geldi bana. O an her şey mümkündü sanki, evden çıkıp bir daha dönmeyebilirdim. Hem ürkütücü hem de özgürleştirici bir duyguydu bu.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Algıların açıklığı, her şeyi daha net bir şekilde duyup hissedebilme ve öğretilen zamandan çok daha ağır akan gerçek zaman...

MuâşakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin