Resimde Kate'in üvey kardeşinin mezarı vardı. Mezarın yanı başında ise anne ve babası duruyordu. En uzak köşede bi adam dikiliyordu. Bu adam Andy'nin babası Bay Charlie Steward. Yüzü yaptıklarıyla gurur duyuyor gibiydi. Evet. Kate'in üvey kardeşinin katili o adamdı. Ama Kate bunlardan yeni haberdar oluyordu. Bunu ondan gizlemelerinin sebebi neydi peki?
Sabaha kadar bunları düşünüp durdu. Sabah okul saatine yarım saat kala kalkıp mutfağa gitti. Çok açtı. Boğazı kurumuş ve susamıştı. Buzdolabının kapağını açtı ve... ahh lanet olsun. Bitmiş olamaz!
Bir an kapı çaldı. Kate bu kokuyu tanıyordu. Kapıyı açtı ve karşısında Claire belirdi.
Hey! Günaydın. Biliyorum daha erken ama belki beraber gider miyiz diye sormak istedim.
Kaybol başımdan. Ya da kaybolma. Tam da çok susamıştım. Ne diyorum ben. Kendine gel Kate!
Sanada günaydın. Fakat bugün ben biraz gecikeceğim. Belki daha sonra
Tamam o zaman. Okulda görüşürüz
Kate kapıyı kapattı. Ama kapıyı kırıp kızın boynuna yapışmamak için kendini zor tutuyordu. Tekrar dolabın önüne gidip iyice bakındı. Sanırım dün akşam annen ve baban ziyafet yapmışlar Kate.. Avlanmaya hazır mısın?
Kate üstüne deri bir ceket alıp dışarı çıktı. Ormana doğru yola koyuldu. Eğer bu halde okula gitseydi kesinlikle kimse yaşıyor olmazdı.
İşte harika. Tamda istediği. Bir geyik gölün kenarında su içiyordu. Kate bir çalının arkasına saklandı ve onu izliyordu. Zavallı geyikcik. Sonundan haberi yoktu.
Kate yavaş adımlarla avına daha da yaklaştı. Daha da. Daha da. Tam yakalayacakken Andy geyiğin üzerine atladı ve onu yakaladı. Kate çok kızgındı. Benim! Benim avımı?!
Kate'de geyiğin üzerine atladı ve:
Kendine başka bir av bulmalısın, dedi. Andy gülümsedi. Neye gülüyor bu? Bence hiç komik değil.Sadece avını yakalamanda yardım ediyordum. Sana bi av borçluydum hatırlarsan. Bu kadar kızmana gerek yok küçük hanım.
Küçük hanım mı? Beni hâlâ çocuk zannediyor.
Bu konuda hiç tahammülüm yoktur. Yinede sağol.
Kate avının boynuna dişlerini geçirdi ve kanı emdikçe, sanki gücü yerine geliyordu. İşte bu bana yeterli.
Andy:
Okulda görüşürüz küçük hanım. Sen tadını çıkar.
Şu küçük hanım sözünü ne zaman keseceksin. Ayrıca görüşmesek de olur.Kate hiç cevap vermedi ve dediği gibi avın tadını çıkarıyordu. İşi bittikten sonra onu bir çalılığın arasına götürdü. Ve evin yolunu tuttu.
İçeri girip çantasını aldı ve okula gitti. Bahçede pek kalabalık yoktu. Sınıfa girdi ve yine o pencere kenarı en arka sıraya oturdu. Beth'de oradaydı. Hani şu ağzının payını verdiği kız. Ama Kate hâlâ pişmandı. Claire hemen yanında bitti. Harika bi sen eksiktin.
Selam. Bu kadar gecikeceğini düşünmemiştim açıkçası. Neyse geçen ders yok yazıldın ama sorun olmaz. 15 gün hakkımız var. Yani sorun etmene gerek yok.
Ahh tanrı aşkına bu enerjiyi nerden alıyor bu kız!
Bilgilendirdiğin için sağol.Claire dikkatle Kate'in ceketine bakıyordu. Kate afallamıştı.
Bir şey mi oldu?, diye sordu merakla.
Yakan. Yakanda kan var. Sen iyi misin??Ah hayır. Olamaz. Hadi toparla bakalım salak Kate!
Sabah gelirken ölmüş bi kedi gördüm. Elim değmişti. Sanırım ordan bulaşmış.
İyi yırttık sanırım.
Hadi ya. Peki kedi ölmüş mü?
Bu kız gerçekten salak mı?
Evet ölmüş.
Kate bir yandan da yakasına bulaşan kanı silmeye çalışıyordu. Gerçekten durumu iyi toparladın Kate. O sırada öğretmen sınıfa girdi. Ah sonunda
Dersi dinlemeye çalışıyordu. Sadece deniyordu tabi. Aklı hala Andy'deydi. Onu kendinden uzaklaştırması gerekiyordu. Acaba onun bu durumdan haberi var mıydı? Yoksa Andy ailenin içine girip intikam mı almaya çalışıyordu? Peki ya neden?
GELECEK BÖLÜM İÇİN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİNİZ. TEŞEKKÜRLER :)