GERİLİM..

21 3 0
                                    

İşte o en korktuğum şey başıma geldi. O sırada annem ve babam yanımıza geldiler. Şükürler olsun. Babam Claire'in geleceğini bilmiyordu ve bana meraklı gözlerle bakıyordu. Ama bişey diyemedim.

Claire'i ailemle tanıştırmaya başladım.
"Bu benim annem Morgana, ve bu da babam Martin. Anne, baba bu da Claire. Benim sınıf arkadaşım."

"Merhaba bende Claire. Tanıştığıma memnun oldum!" dedi annem ve babamla tokalaşırken.

Annem insanlara karşı kendine hâkim olabiliyordu ama babam için aynı şeyi söyleyemem. Kızın elini tutarken sanki gözleriyle kanını emecekmiş gibi bakıyordu.

"Öhm öhm" dedim babamın dikkatini bozmak için. Ve başarmıştım da.
Babam:
Tanıştığıma memnun oldum Claire hoşgeldin.

Claire:
Bende öyle Bay Martin. Teşekkürler

Hemen ortaya atılıp:
Bizim ders çalışmamız gerek siz amcamlara gidecektiniz öyle değil mi? dedim kaş göz işareti yaparak. Onları evden yollamaya çalışıyordum çünkü babamın daha fazla dayanabileceğini sanmıyordum. Annem durumu anlamıştı ve:

Ah evet öyle. Az kalsın unutuyorduk. Hadi Martin fazla geç olmadan gidelim kızlar da ödevlerini yapsınlar.

Annem ve babamı yolculadım ve Claire'in yanına gittim. Koltukta oturup şöminenin üzerinde asılı olan bibloları inceliyordu.
Ne güzel biblolar. Bunların Mısır'dan geldiğini biliyor musun? Bir efsaneye göre bu biblolar vampirlerin güneşten korur ve etkin hale getirirsen evin etrafında bir halka oluşturup seni dışarıdan gelecek her türlü şeyi uzak tutarmış.

Claire'in vampirlerle ilgilendiğini öğrenmek beni bayağı gerdi doğrusu. Bu kadar bilgiye sahip olması bile benim için bir tehlikeydi.
Biz sadece şeklini beğendiğimiz için almıştık annemle. Bu kadar eskiden kalma bir tarihi olduğunu bilmiyordum.

Eskiden kalma mı? Vampirler eskiden kalma mı sence? Hadi ama. Bence hâlâ varlar. Belkide içimizdeler ve bizim haberimiz yok.

Bence artık ödevimize başlayalım ne dersin?, diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım.

Ah olur tabiki ama önce lavaboyu kullanmalıyım. Ne tarafta?

Üst katta. Gel göstereyim, dedim. Yoksa kapıları karıştırıp Andy'i görebilir ve herşey mahvolabilirdi.
İşte bu kapı. Sanırım içeride havlu yok. Ben sana getiririm.

Başıyla onaylayıp kapıyı kapadı ve ben hemen odama gidip Andy'i kontrol etmek için koştum. İçeri girdiğimde kimse yoktu. Pencere açıktı ve masamın üzerinde bir not vardı. Camı kapayıp notu elime aldım:

"Seni zor durumda bıraktığım için özür dilerim küçük hanım. Herşey için teşekkürler. Tekrar görüşmek üzere..."

İyi ama nasıl? O daha yeni yeni iyileşiyordu. Hemen nasıl ayaklandı ki?

Ben notu okurken arkamdan Claire geldi ve:
Birşey mi oldu? , diye sordu aniden. Kağıdı görmemesi için elimin içinde buruşturdum ve ona dönüp havlusunu uzattım:
Hayır. Sadece havlu temiz mi diye baktım ve temizmiş.

Tamam o zaman. Teşekkür ederim, dedi ve ellerini kuruladığı havluyu geri verdi. Bende ona bir tebessüm ettim ve aşağıya indik.

Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra Claire'in uykusu gelmişti ve saat geç olmuştu.
Claire:
Ahh bu günlük bu kadar yeterli. Yoksa uyuyup kalacağım burada, dedi yine gülümseyerek.

Kesinlikle. Artık kafam almıyor, deyip yorgunmuş numarası yaptım. Yorgun değildim ama gerçekten bende sıkılmıştım.

Neyse ben gideyim. Yarın sabah okulda bir tekrar daha yaparız ve biter, dedi bana uykudan gözlerini açamazken. Defterlerini toparladı ve üstüne montunu aldı.

Tamam olur. Sonra görüşürüz, dedim onu kapıdan yolcu ederken.

Evde tek başıma kalmıştım. Sahi ya, annem ve babam nereye kayboldu?

Dışarı onları aramaya çıktım. Kokularını takip edip ormana kadar gitmiştim. Ama koku bi yerden sonra kayboldu. Nerde bunlar? diye korkarak düşünüyordum. Ya başlarına birşey gelmişse? Arkamdan bir bağrışma duydum...

DEVAMI GELECEKTİR. TEŞEKKÜRLER :)

SIRLAR PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin