e i n u n d z w a n z i n g

9.6K 704 234
                                    

Jungkook'un ezici bakışları altında ezildiğimi hissediyordum. Beni ev dışında başka bir yere getirmişti ve ayılmam için kahve yapmıştı, şimdi ise karşımdaki koltukta kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.

"sen asla uslanmayacaksın, değil mi?" dediğinde kahvemden bir yudum aldım ve boğazımı yakıp mideme ulaşmasına izin verdim.

"ne sikim işin vardı o adamla? O uyuşturucuyu da senin cebine o attı değil mi?!" Hatırlamıyordum hiçbir şey, belki de o atmamıştı?

"o adamla bir daha görüşmeyeceksin!" diye bağırdığında kaşlarımı çattım ve sinirle elimdeki kupayı yanı başımda duran sepyaya koydum.

"buna sen karar veremezsin, Jungkook! Kim oluyorsun ki benim hayatıma karışıyorsun!" sinirlendiğim nadir anlardan biriydi. Hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyordum. Beni bu hale getirdiği için gurur duymalıydı. Aşırı sinirlendiğimde vücudum titremeye başlardı. Şuan da aynısı oluyordu ve ben bunu kontrol edemiyordum. Jungkook hızlıca yanıma gelip yığılmak için hazır olda bekleyen bedenimi kolları arasına aldı ve kanepenin üstüne bıraktı. 

"siktir, siktir!" dedi ve ellerini yanağıma koyup başımın hareketini kısıtlamaya çalıştı. "ilaçların yanında mı?" cevap verecek durumda değildim, bana neden soru soruyordu?

"cevap verebilecek durumdasın sanki de ben de sana soruyorum!" ellerini yanağımdan çekti yanımdan uzaklaştı. Nefes almakta zorlanıyordum. Ellerimi boğazıma götürdüm sanki bir işe yarayacakmış gibi. Telefonunu çıkardı ve birini aradı. 

En son duyduğum şey ise "kızının ilaçlarının ismi, acil!" olmuştu. Sonrası karanlık. 

Gözlerimi nihayet açtığımda başım son derecede ağrıyordu, açmış olduğum gözlerimi tekrar kapatmıştım. Dün gece bana neler olmuştu öyle! Jungkook yüzünden sinir krizine girmiştim, uzun bir süredir girmiyordum. Beni bu hale soktuğu için ona güzelce bir teşekkür etmeliydim. Üstümde, geceden giydiğim Jungkook'un bana oldukça uzun ve biraz bol gelen tişörtü vardı.

Burnuma yemek kokuları geldiğinde yataktan kalktım ve kokuların yoğunlaştığı yere doğru ilerledim. Gördüğüm manzara beni şaşırtmamış, üstüne üstlük küçük çaplı şoka girmeme neden bile olmuştu diyebilirdim. 

Jeon Jungkook kahvaltı hazırlıyor, bir de şarkı mırıldanıyordu. Kollarımı göğsümde birleştirdikten sonra kapıya dayandım ve onu izlemeye koyuldum. 

Üstüne giydiği dar beyaz tişörtü bütün kaslarını meydana çıkarmıştı ve şuan aşırı seksi  gözüküyordu, kabul etmeliydim. Sevgilisinin olmaması beni hayretler içerisine sokuyordu. Böyle bir çocuğun boş kalmaması gerekiyordu. 

Bir süre daha tezgahta oyalandıktan sonra tabağı masaya koymak için önünü dönmüştü ki beni gördü ve duraksadı. Tek kaşını kaldırdı, tabağı koyduktan sonra tekrar bana bakmaya baladı. 

"ne zaman uyandın?" 

Cidden Jungkook, halimi sorman gerekirken merak ettiğin şey de ne öyle! 

Omuzlarımı kaldırıp indirdim ve masaya oturdum. "ne fark eder ki?" 

O da karşıma oturdu sandalyede geri yaslandı. Daha fazla dayanamayarak yemeye koyulmuştum ki o yemek için hiçbir harekette bulunmamıştı. Bakışlarımı yemekten çekip onda sabitledim.

"sen yemeyecek misin?" dediğimde sinsice gülümsedi. 

"hayır, sadece senin için hazırladım." dedi duruşunu dikleştirdi. 

"özür dilemek için." 

Hiç istifimi bozmadan yemeye devam ettim. "bir an hiç özür dilemeyeceksin falan sanmıştım." 

Mideme indirmiş olduğum yemeklerin tadı oldukça güzeldi, hepsinin tadını beğenmiştim. Böylesine güzel bir yemek yapmasını nereden öğrenmişti acaba? 

Daha sonrasında üstüme oturan bir şeyler alıp eve geldiğimizde ikinci bir şoku yaşamıştım. 

"anne?"

Annem tam karşımda durmuş bana bakıyordu.

annemiz de geldiğine göre final yakındır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

annemiz de geldiğine göre final yakındır..

yeni bölüm için 170 oy ve 90 yorum

thief ⚘ jeon jungkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin