Özledim burayı...
...
"Biz hepimiz aslında kendi kendimizin katiliyiz"
- Siyah Kuğu 2
Lalisa
İki ay sonra
Jennie ile üç buçuk aydır olan düzenli görüşmelerimizin her birinde, ona karşı hissettiklerim daha da yoğunlaşıyordu. İçimdeki profesyonelliği yitirip, ona sarılmak istememe engel olamıyordum. Üzülüp kendini kaybettiği her seansta, normalde yaşamadığım kadar içim parçalanıyordu. Her danışan zaman zaman böyle ağlama krizlerine tutulurdu ama söz konusu o olduğunda, kıyamıyordum ve terapiyi bırakıp yumuşak teselliler vermek istiyordum.
Jisoo buraya geldikleri ilk gün, bir süre Jennie ile görüşüp onu psikiyatra gitmesi için ikna etmemi söylemişti. Görevim aslında, ne Jennie'ye iyi gelmek ne de Jennie'yi dinlemekti. Onun aklına psikiyatr fikrini sokmam istenmişti, ben de Jisoo'ya ilk önce Rosé'nin öldüğünü kabullendireceğimi söylemiştim. Yapmıştım evet, zor olmuştu ama Jennie bu ölümü kabullenmişti. Acısını azaltmasa da en azından yas tutuyordu ve bu her zaman iyi gelirdi. Ama kendimi bundan ötürü zerre iyi hissedemiyordum. Ona iyi geldiğimi düşünüp mutlu olacağım anda, aklıma Jisoo ile pazarlık yapıp Jennie'nin arkasından iş çevirdiğim ve birilerine güvenmeye ihtiyacı olduğu bir dönemde onun duygularıyla oynadığım için berbat hissediyordum.
Şimdi ise Jennie, sevgilisinin ölümünü kabullenmişti. Canı çok yanıyordu ve bunu atlatmaya çalışıyordu. Benim yapmam gereken ise onun aklına psikiyatr fikrini sokmaktı ama ben iki seanstır bunun konusunu bile açmamış, sadece ona tavsiyeler vermiştim. Ki bu da yanlıştı, normalde tavsiye vermememiz gerekirdi ama Jennie ile çoktan o mesafeyi aşmıştık. İki haftada bir tek bir yerde buluşan yakın arkadaşlara dönmüştük.
Sevgilisinin ölümünü kabullenmiş olması, çok az da olsa işimi kolaylaştırsa da o kadar işime yaradığı söylenemezdi. Jennie şu an intihara meyilli bir genç kızdı ve ben onun duygularıyla oynadığımı bildiğim sürece artık ona iyi gelemiyordum. Buna dair her çabam başarısızlıkla sonuçlanıyordu.
Jisoo'nun dediği gibi onu psikiyatra ikna etmem mi gerekiyordu? Bilmiyorum sadece Jennie ile daha çok görüşebilmek için seans sayısını arttırmayı düşünürken, nasıl ondan başka biri ile görüşmesini isteyebilirdim ki? Özellikle de istemediğini, hoşlanmadığını bile bile...
Diğer yandan; psikolojik olarak kötüyken, nasıl bencillik yapıp onunla konuşmazdım? Sonuçta intihar eğilimi vardı, güçlü bir depresyondaydı ve her ne kadar istemese de ilaç tedavisi ile desteklenmesi gerekiyordu. En azından biraz kontrol altın alınması.
Sonunda biraz düşündükten sonra ne kadar suçlu olduğumu daha iyi anlamıştım. Jennie şu an ondan ilaç kullanmasını istesem kabul ederdi, ve bende iyi olması için bunu kendim düşünüp isteseydim içim rahat olurdu. Ama bunu Jisoo planlamıştı ve ben Jennie'e yalan söyledikten sonra nasıl iyiliğini istediğini söyleyebilirdim ki?
Karşımda oturmuş meraklı gözlerle etrafını izleyen siyah saçlı kız, yine odadaki renklere takılmıştı.
Güzel gözleri, odadaki renkleri incelerken konuştum. "Bu hafta nasıldı Jennie?" diye sordum.
İçimde anlamsız bir üzüntü varken, onunla konuşmak çok zordu. Ona profesyonel davranmak çok zordu. Öte yandan, bu profesyonellik işini yavaş yavaş bırakmaya başlamıştım çünkü tuhaftı. Seansa müthiş bir mesafe ile başlıyor, iki arkadaş gibi sarılıp muhabbet ederek bitiriyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
colors || jenlisa
FanfictionJennie, ölen sevgilisinin acısını dindirebilmek için gittiği psikoloğa aşık olacağını düşünememişti. ... Genç kızın ses tonu bile mest ediyordu onu, ölen birini bile bu kadar sevmesi ise aşık olunası derecedeydi. Güzel yüzü tüm renklerin birleşimi g...