"Onun sessizliği, milyonlarca insanın cümlesinden daha güzeldi."
- 3391 Kilometre
...
Jennie her daim olmaktan korktuğu yere geldiğinde, taksiden indi ve parayı şoföre uzattı.
Arabadan indiği ilk adımda, buraya geldiğini yeni fark edebilmişti. Zihni devamlı inkar edip durmuştu varolacağı yeri.
İçini kaplayan tuhaf hissin onu ele geçirmesi ve teslim olup geri dönmesini sağlamadan hızlıca taksiden uzaklaştı.
Mezarlığın girişindeki heykellere ve tabelalara kısa bir göz gezdirdikten sonra, yüzüne vuran güneş yüzünden kafasındaki güneş gözlüğünü indirdi.
Mini, siyah ve bel kısmı dar eteği ise salaş olan elbisesini baştan sağma bir şekilde düzeltti ve mezarlıkta ilerlemeye başladı.
Bir yıldır gelmeyi inkâr ettiği mezarlık sessizdi, usulca ağlayan bir kaç kişi dışında kimse yoktu.
Ne tuhaf, herkesin sessizce acı çektiği, ıssız bir alan. Ormandan hallice üstelik.
İnsanların içinde gözyaşlarını hep elinin tersi ile itmiş ve yüzü tahriş olmuş olanlar da vardı, asla ağlamamış kişiler de. Mezarların başında sessizce acı çekiyorlardı.
Jennie'nin siyah, kalın topuklu ayakkabılarının tok sesi, mezarlıktaki insanların ağlama sesiyle karıştı ve Jennie onları görmemek için kafasını başka bir tarafa çevirdi.
Zaten işler kendisi için yeterince zordu, birde başkalarının acısına üzülemezdi. En azından şu an değil.
Hiç gelmemesine rağmen, yolunu avucunun içi gibi bildiği mezarın başına doğru ilerledi ve tökezlememek için uğraştı. Adımları onu geri geri sürüklüyordu sanki.
Topuklularının sert zeminde çıkardığı ses çoğalıp, ilerledikçe azalan ağlama seslerinin önüne geçti ve Jennie hafif esen rüzgâr ve yakıcı güneşin ışıklarıyla başbaşa kaldı.
Mezarın önününe geldiğinde, tek omzundaki uzun zincirli siyah küçük çantayı mezar taşının soğuk mermerine koydu.
Elbisesi ile tamamen uyumsuz, mor ve lacivert renklerinin karışımından oluşan ve eğer deli değilseniz bu sıcakta giymeyeceğiniz ceketini yavaş hareketlerle çıkarttı.
Sevgilisinin mezar taşındaki ismini mırıldandı ve burnunun direğinin sızladığını hissettiğinde gözyaşı yanağından süzüldü.
Gözyaşını silmedi ve yanağından boynuna doğru akıp sonunda elbisesini ıslatmasına izin verdi.
Ses tonunu kontrol etmedi ve tüm gerçekliği ile sevgilisiyle konuştu.
"Ceketimi buldum."
Mezara biraz daha yaklaştı ve beyaz mermerin üzerindeki tozları silkeleyip oturdu.
Dikkatle eteğini düzeltti ve elini tozlu mermerde hafifçe gezdirdi.
"Daha önce görüşmediğimiz için üzgünüm, kabullenmem gereken bir şeyler vardı. Ama seninle konuşmadığımı söyleyemezsin her gece konuştuk."
Dudaklarını yaladı ve gözlerini mezar taşından ayırmadan güneş gözlüğünü düzeltti.
"Görüşmek isteme sebebim, dürüst olursak eğer, kendi içimdeki tartışmalara son vermekti.
Ben iyiyim, bir çok kötü şey yaşadım biliyorsun ama iyiyim. O beni mutlu ediyor.
Anlayamıyorum, sürekli gülüyorum ve onun dışında kimsenin fikri umurumda değil gibi. Çok büyüleyici.
Kendimi bu şehirden uzaklaştıracağım, buradakileri görmeye tahammülüm kalmadı. Anıların yok olmamasına alışamıyorum.
Ne kadar güzel, mükemmel bir hayat yaşarsam yaşayayım, her zaman eskiler aklıma geldiğinde özlemeden edemiyorum. Sanırım her duyguyu tatmış olmaktan memnun değilim.
Ama o beni iyileştirdi, artık kendimi seviyorum. Biliyor musun Rosie, aynaya baktığımdaki görüntümü güzel buluyorum. Kimse için yetersiz veya zayıf olarak bulmuyorum kendimi, kendi kendime yetiyorum. Güzelim ben, ben böyle düşünüyorum ve başkasının ne dediğinin ne önemi var ki?
Senin dışında kimsenin ne dediğinin bir önemi olmadığını unuttuğum için özür dilerim sevgilim. Seninle zıt düşüp; kendimi beğenmediğim, kendime kızdığım, acıdığım her an için özür dilerim.
Unutmuşum,mutlu olmamı isteyeceğin tamamen çıkmış aklımdan.
Gidiyorum,başka bir şehire ve tamamen kendimi seviyor olarak. Üstelik yükseklik korkumu da yeneceğim, uçakta geçirdiğim her saniyeden keyif alacağım.
Bunun için suçlu değilim.
Huzurlu ol, hep için rahat olsun çünkü ben iyiyim.
İyi olacağım çünkü sen huzurlusun, biz gerçeğiz ve hep gerçek kalacağız çünkü senin sessizliğin milyonlarca insanın cümlesinden daha güzel. Ve sessizliğin beni öldürmüyor artık."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
colors || jenlisa
FanfictionJennie, ölen sevgilisinin acısını dindirebilmek için gittiği psikoloğa aşık olacağını düşünememişti. ... Genç kızın ses tonu bile mest ediyordu onu, ölen birini bile bu kadar sevmesi ise aşık olunası derecedeydi. Güzel yüzü tüm renklerin birleşimi g...