4- Canımı Feda Etmeye Hazırım

615 105 21
                                    





Carpe Diem yine bol eğlenceli bir geceye ev sahipliği yapıyordu.
Jimin bugünü de son beş aydır alışık olduğu gibi geçirmişti. Sürekli kapıları dinlemiş, bar açılmadan önce bardakların dizilmesine yardımcı olmuş ve Madam Sophia için tam üç kere -beğenmediği için her seferinde yeniden yapmasını istemişti- kahve yapmıştı.

Şimdi sahnede hareketli bir şarkı söyleyerek kıvrak hareketler sergileyen Soojin'in davetiyle dans pistinde dans etmeye başlamıştı.
Soojin'i severdi. Muhabbeti iyiydi ve halden anlayan bir kızdı. Üstelik sesi de harikaydı. Onunla arkadaşlık etmek Jimin'e iyi geliyordu.

Jimin pistte birkaç kişinin arasında kendi kendine hünerlerini sergilerken Taehyung da her zamanki yerinde onu izliyordu.
Jimin'i böyle görmekten hoşlanıyordu. O ilk günkü hüzünlü halinden eser kalmaması Taehyung'u inanılmaz mutlu ediyordu. Jimin'in neşeli yaramaz bir çocuğa dönüşmesi Carpe Diem'deki birçok çalışan için kabus olsa da Taehyung için değildi. O Carpe Diem'in sahibi olarak kulübün halinden gayet memnundu.

Jeongguk da tıpkı Taehyung gibi her zamanki yerindeydi. Arkası dans pistine dönük bir şekilde daktilosunun tuşlarında inip kalkıyordu parmakları. Tüm hafta boyu yazmayı erteleyip teslimden önceki gece sıkışmak artık alışık olduğu bir durumdu.

"Baksana, iyi dans ediyor."

Taehyung arkadaşını dürtükleyerek pisti işaret ettiğinde Jeongguk bar taburesinde arkasını döndü ve renkli ışıkların altında gayet mutlu bir şekilde dans eden Jimin'e baktı.
Güzel göründüğünü düşündü. Hızlı hareketleri yüzünden oraya buraya savrulan saçları çok güzeldi. Sürekli gülümsediği için minicik kalan gözleri çok güzeldi. Dolgun dudaklarının arasında görünen hafif yamuk dişi çok güzeldi. Havada salladığı küçücük elleri çok güzeldi.
Kendi kendine gülümsediğini fark edene kadar karşısındaki güzelliği izledi. Beş aydır sürekli yanında olmak istediği, sürekli gülüşünü izlemek, kahkahasını dinlemek istediği güzelliği.

Önüne geri dönerken daktilonun yanında duran kadehten bir yudum aldı ve arkadaşına uzattı.
Taehyung kendisine uzatılan kadehten birkaç yudum içerek tezgaha geri koydu.

"Kafasına göre."

İkisi de gülüyordu. Jimin ikisine de çok iyi geliyordu.

"Biz de dans edelim."

Taehyung'un teklifiyle Jeongguk omuz silkti.

"Hikayeyi bitirmem gerek."

Jeongguk'un yeniden daktilo tuşlarına yönelen parmakları Taehyung tarafından tutuldu.

"Sonra yazarsın."

"Yarın teslim günü Taehyung."

Taehyung dostunun sözüne omuz silkti ve ona biraz yaklaştı.

"Teslim tarihleri kaçırılmak içindir sevgili Jeongguk."

Jeongguk hâlâ saha ikna olmuş gibi görünmüyordu.

"Carpe Diem, günü yaşamalısın."

Taehyung son kozunu kullanmasına rağmen Jeongguk'tan hâlâ hareket göremeyince tuttuğu eli çekerek piste doğru sürükledi. Jeongguk isteksizmiş gibi görünse de piste çıktığı anda ihtiyacı olan buymuş gibi eğlenmeye başlamıştı.
İkilinin adımları Jimin'in yanına ulaştığında küçük olan bu iki genç adamı pistte görmenin mutluluğu ve şaşkınlığıyla ortalarına geçti.

Taehyung ve Jeongguk kendilerinden hiç beklenmeyecek şekilde takım elbiseleriyle tüm ciddiyetlerini beş paralık edecek kadar abuk subuk danslar yapıyorlardı. Jimin onların bu haline gülmeden duramıyor ve anın tadını çıkarmak adına Jeon'a laf sokmuyordu.

Carpe Diem | Jikook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin