8- Aleon

545 100 36
                                    





Jimin bir kez daha Carpe Diem sahnesindeydi. İlk başta tahmin ettiklerinin aksine birçok kişi sahnede bir erkek görmekten hoşlanmıştı. O dönemde erkek şarkıcılar çok fazla tercih edilmediği için neredeyse bir barda sahne alan tek erkek oydu. Üstelik bu şekilde halk arasında kulaktan kulağa adı duyulmuş ve bekar genç kızların da Carpe Diem'e akın etmesine sebep olmuştu. Elbette adını Park Jimin olarak geçirmiyorlardı. Her ne kadar ilk zamanki kadar olmasa da Japon askerlerinin hâlâ peşinde olduğunu düşünüyordu ve isminin açıkça ilan edilmesi doğru olmazdı. Bu sebeple Taehyung ona bir sahne adı buldu. Artık Carpe Diem'deki müşteriler tarafından "Aleon" olarak biliniyordu.

Aleon asil dost anlamına geliyordu. Taehyung'un Jimin için uygun görebileceği en güzel isimlerden biriydi.

Kızlar onu görmek için geliyor olsalar da Jimin'le göz göze geldikleri anda yanakları kızaracak kadar utangaçlardı. Fakat Jimin erkeklerin dikkatini de çekiyordu ve onlar kızların aksine hiç de utangaç davranmıyorlardı.
Herkes bir şekilde üzerini örtmeye çalıştığı arzularına yenilirdi. Zengin beyefendilerden bazıları da Jimin'e yeniliyordu.

Jimin gözlerin üzerinde olmasından hoşlanırdı fakat bazılarının bakışlarından rahatsız oluyordu. Tıpkı şu an kendisine çirkin bir gülümsemeyle baktığını fark ettiği adamdan rahatsız olduğu gibi.

Normalde olsa karşısındakini laflarıyla güzelce tersler ve yumruklarını kullanmaktan da çekinmezdi. Ama Taehyung'un mekanında olay çıkartmak istemediği için başka taraflara bakarak adamı görmezden geliyordu. Zaten yalnızca bir saat sahnede kalacaktı. Bir saat buna tahammül etmeye çalışacağını düşünüyordu.

Şarkı bittiğinde diğer şarkıya geçmeden önce bir dakikalık sessizlik oldu. Bu sırada Jimin su içerken sahneyi izleyen kalabalıktan bir ses yükseldi.

"Hey, Aleon! Şu sahneden inip yanıma gelsene!"

Jimin kaba adama aldırmadan suyunu içti ve mikrofonun başına geri döndü. Gülümsüyor ve duymazdan gelip sadece net bir şekilde barda duran daktiloya bakıyordu. Daktilonun sahibi ne de onun arkadaşı ortalıklarda görünmüyordu ve bu da biraz daha tedirgin olmasına yol açıyordu.
Müzik yeniden başlarken Jimin şarkıyı söylemeye hazırlanıyordu ki ona seslenen adam elindeki içki bardağı ile sahneye çıktı. Sarhoştu. Hem zaten sarhoş olmasaydı bunca insanın içinde kendisinden yaşça küçük bir hemcinsine asılmazdı. En azından etraftakilerin kınayıcı bakışlarından çekinirdi.

"Sana diyorum, duymadın mı? Gel benimle iç."

Jimin'in bileğini tutup sahneden indirmeye çalışırken salondaki herkes bu olayı izliyordu.  Jimin elini geri çekip kibar kalmakta zorlanarak konuştu.

"Programımın ortasındayım, bayım. Herkesin keyfini kaçırıyorsunuz. Lütfen çekin elinizi." 

Adam çirkin bir kahkaha attı.

"Sıradan bir garson çocuk için kendini fazla ağırdan satıyorsun."

Tekrar Jimin'in bileğini tuttuğunda bu sefer daha sert kurtuldu adamın tutuşundan.

"Garson bir çocuk değilim. Şarkıcıyım."

"İster garson ol, ister şarkıcı ol. Altı üstü içki satan bir çocuksun. Ne cüretle asil pozları veriyorsun?"

Jimin ciddiyetini bozmasa da gülümsedi.

"İçmeye geldiysen, git içkini iç, aptal."

Karşısındaki adamın yüzü halden hale girerken bağırarak elindeki içki bardağını yere fırlattı.

"Sen bana kabalık etmeye utanmıyor musun?!"

Carpe Diem | Jikook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin