12- Büyük Gün

497 89 22
                                    





Büyük günün sabahında Madam Sophia kimseye haber vermeden gizlice Carpe Diem'den çıkmıştı.
Yoldaşları bir saat içinde uyanıp akşam gerçekleşecek olan operasyona hazırlanmak için birer birer Carpe Diem'e toplanmaya başlayacaklardı.

Ana caddeden oldukça uzakta olan bir sokakta kendisini bekleyen adama doğru yürürken içinde büyüyen huzursuzluk onu boğmaya başlamıştı. Yaptığı ve yapacağı şeyden hiç mutlu değildi ama yine de bunu yapmak zorundaydı. Yürürken sürekli arkasına dönüp ortalığı kontrol ediyor ve birisinin onu takip etmediğinden emin olmaya çalışıyordu.
Elleri ceplerinde bir oraya bir buraya adımlar atan Heo Yeong Min'in yanına ulaştığında durdu.

"Neden sözünü tutmuyorsun? Sana bilgi verirsem oğlumu hapisten çıkaracağına söz vermiştin."

Yeong Min soğuk bakışlarını yerden çekerek Madam Sophia'ya çevirdi. Kadının ondan hesap sorması sinirini bozmuştu.

"Oğlun bir Japon polisini öldürmüş. Öyle işe yaramaz bilgilerle bir katili kurtarabileceğini mi sandın?"

Madam Sophia ona çaresizlikle bakıyordu.

"Tek bildiğim, görevin yeri ve tarihi."

"Liderin kim olduğunu öğrenmeliyim."

"Sana bilmediğimi söyledim! Alt seviyede bir üyeyim. Liderin gölgesini bile görmedim."

Yeong Min kaşlarını çatarak kadının üstüne yürüdü.

"Bu yüzden, elinden geleni yapıp öğrenmeni istiyorum."

"Bunu yapmaya devam edemem. Böyle giderse yakalanırım."

"Bana lideri öğrenirsen, oğlunu kurtarmakla kalmam, ikinizin de güvenli bir yere gitmesini sağlarım. Bildiğim kadarıyla örgüte ihanet eden herkes en ağır şekilde cezalandırılıyor. Sana bu iyiliği yapmamın karşılığında son bir şey isteyeceğim."

Madam elbette bu isteği kabul edecekti.






Madam Sophia sabahın erken saatlerinde yaptığı görüşmeden sonra Carpe Diem'e gelmiş ve barda bir şeyler atıştıran Jimin'in yanına oturmuştu. Oğlunun özgürlüğü için kendisinden isteneni yapacaktı. Ama bir şeyi unutuyordu. Özgür olmayan bir ülkede hapishane dışında olmak da özgürlük sayılmazdı.

"Heo Yeong Min seni sordu."

Jimin kaşlarını çatarak bu dediğine anlam vermeye çalıştı.

"Ne diye beni sorsun ki?"

"Seni üst düzey yetkililerin katılacağı hayır partisine davet edecekmiş."

Jimin haklı olarak bundan şüphelenmişti. Önündeki yemekten yemeyi bırakıp yüzünü tamamen Madam Sophia'ya döndü.

"O davet için başka bir şarkıcı tutulacağını duymuştum. Kız bir şarkıcı."

Madam Sophia Jimin'in bu kadar sorgulamasına karşı tedirgin oldu. Aklından birkaç bahane geçirirken en mantıklı gelenini söyledi ona.
"O şarkıcı rahatsızlığından dolayı hastanedeymiş. Bu yüzden şarkıcı olarak seni davet ediyor. Hayır dedim ama ısrar ediyor."

"Gitmek istemiyorum. Söyle ona, ben de hastanedeyim." Omuz silkip o da kendi bahanesini bulduğunda Madam Sophia son kozunu oynadı. Onu ikna etmeden bırakamazdı.

"Yöneticiler halden anlar mı? Gözlerinden düşersen Carpe Diem'i de incelerler, seni de."

Jimin asla ve asla yapmak istemediği şeyi sırf Carpe Diem'den şüphelenmemeleri için yapabilirdi.
Bunu düşüneceğini söyleyerek Madam Sophia'nın yanından ayrılıp Taehyung'un odasına indi. Jeongguk ve Taehyung'a bu konuda danışması gerekiyordu.
Durumu ikisine anlattığında ise Taehyung kendisinden beklenmeyecek şekilde sakinliğini kaybederek tepki vermişti.

Carpe Diem | Jikook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin