"Gerçekleşmeyen bir rüyada açamayacak bir çiçek yetiştirdim"
Neydi aşk?Sonsuz acı mı?Ya sonsuz mutluluk mu?Peki ya sonsuz ne demekti?Bir insan son nefesine kadar acı çeke bilir miydi?Hayatın hangi evresinde bitiyordu şu cehennem ateşi kadar yakan acı?Ve ya bir gün biter miydi bunca dert?Taehyung Jin'in yanından ayrıldıktan sonra kendini hep gittiği parka atmıştı.Ne kadar süre öylece sessiz oturdu bilinmez.Ama bir süre sonra tutamamıştı göz yaşlarını.Elinden kayıp giden umuduna ağlıyordu.Bir uçurtma misali havalanıp bir anda yere çakılan aşkınaydı akıttığı göz yaşları.Hayataydı isyanı.Bir kere bile olsun yüzünü güldürmeyen hayata.
Oysa Jin aşkını bilmezken daha kolaydı her şey.Daha kolaydı hayel kurmak,umut etmek.Uzaktan sevmek daha kolaydı.Ama artık Jin kendi elleriyle kapatmıştı o kapıyı Taehyung'un yüzüne.Sanki karlı bir kış günü elleri ayakları yalın bir çocuk gibi yapayalnız bırakılmıştı.
Jin bilmiyordu mesela,ondan habersiz kurulan onunda var olduğu binlerce hayeli yıktığını,onunda var olduğu küçücük dünyanı kendi elleriyle darmadağın ettiğini.Gerçi Taehyung da habersizdi sevdiği adamın canından can kopuyordu.
Günler geçmiş,zaman kendini aylara bırakmıştı.Taehyung kendini derslere,öğrencilerine vermişti.Biraz olsun bile acısı dinsin istiyordu.Onu bir hata olarak gören adamı kalbinden söküp atsın istiyordu.Ama nafile kendi elleriyle kazımıştı o ismi kalbine.
Geçen zaman sadece Taehyung'un değil Jin'in de acılarını hafifletmemiş,aksine dahada alevlendirmişti.Günleri hastane köşelerinde,yada kızı Luna'yı sakinleştirmekle geçiyordu.Sun'un durumu gün geçtikce daha da ciddiye gidiyordu.Artık doktor hiç bir şekilde umut olmadığını söylüyordu.Jin kendini bu süreçte çok çaresiz hiss ediyordu.Biliyordu,onun kimseye değil Taehyung'una ihtiyacı vardı.Bir kaç kere tesadüfen uzaktan görmüştü onu,yanında bir kızla.Gülüp geçmişti sadece.Çünki biliyordu,onun Taetae'si onun aşkına bile ihanet etmezdi.
Bu gün onların arkadaşlık bağlarını kurdukları gündü.Her yıl aynı günü arkadaşlık günü gibi kutluyorlardı.Bu gün ise Namjoon'un evinde toplanmıştılar.Tek eksik Jin'di.Tabiiki hiç kimse onun nerde olduğunu,niye gelmediöini sorgulamıyordu.Doğum gününden sonra Yoongi onlara her şeyi anlatmış,bir şekilde üstünü kapatmıştı konunun.Hatta Jimin ve Jungkook bile konunun ciddiyetini anlamışlardı.
"Bu gün Jin hyung ve Sun'u hastanede gördüm" diye lafa girdi Hoseok.
Taehyung ani refleksle başını hyunguna çevirdi.Ama sonra hiç bir şey olmamış gibi telefonuna geri döndü.
"Ne var bunda,rütin kontrollerine gitmişlerdir.Bende her ay gidiyorum"
"Hayır,Namjoon.Öyle bir şey değil bence.Sun çok kötüydü.Zayıflamıştı.Hatta bence saçları bile dökülmüştü.Çünki kafasında eşarb vardı."
Taehyung sanki uçurumdan düşmüş gibi kıpırdandı.Ola bilir miydi?Sevdiği adam aslında her şeyi bilerek yapa bilir miydi?
"Bu bölüm yazar anlatımıyla.Ve kısa süre sonra finalimiz var gençler"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafune/Taejin
Fanfiction"Saçlarımı okşar mısın biraz?" #taejin Kendime armağan ediyorum...🌛🥀