"Hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır..."
Taehyung attığı mesajlara bir türlü cevap alamıyordu.Okuduğunu gördüğü halde bir kelimeyi bile çok görmüştü Seokjin ona.Kızıyordu hemde çok.Gelmişti,umut vermişti,şimdiyse hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu.Hatta Taehyung'u umursamıyordu bile.
Sonunda düşüncelerinden çıkmış kapısına kadar geldiği adamla yüzleşme cesaretini kendinde bulmuştu.Bu gün ne olur olsun onunla konuşacak,aralarındakı bu sebepsiz ayrılığı sorgulayacaktı.Kendi düşüncesine acı bir tebessüm etti,gerçi ne zaman birlikte oldularki bu uzaklığı ayrılık adlandırsın.
Kapıyı sevdiği adamın açmasıyla yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı küçük olan.Bir haftadı görmüyordu ama deli gibi özlemişti sevdiği adamı.Bir adım atıp sarıldı Jin'in geniş omuzlarına.Derince çekti kokusunu içine.İlaç gibiydi.Gerçekten bütün dertlerinin dermanıydı bu koku.
Jin ise kendini sıkıyor küçüğünün sarılışına karşılık vermemek için resmen direniyordu.Yapamazdı kendince sebebi çok büyüktü.Taehyung'u zorda olsa kendinden uzaklaştırdı.
"Ne işin var burda Taehyung?"
Tae şaşkın ifadesine rağmen zorlukla yutkunup cevap verdi
"Özledim seni hyung.Hemde çok özledim.Kokunu bir kere aldım ya ölsem vazgeçemem artık.Yapma bunu bize Jin."
Gözünden akan yaşları sildi Taehyung,elini sol göğsüne tam kalbinin üzerine koydu
"Şuramda tam burda bir eskiklik var Jin.Ne yapsam dolmuyor.Ne yapsam unutamıyorum.Kafayı yiyecek durumdayım artık.Geceleri senin hayalinle konuşmaktan bıktım gerçeğini istiyorum.Yıllarca kokunu aldığım o eski gömleğini koklamak değil seni yanımda istiyorum.Anılarla yaşamak değil seninle yaşlanmak istiyorum"
Bir adım attı sevdiğine doğru küçük olan
"Koynunda yaşlanmak istiyorum Jin.Teninde hayat bulmak istiyorum"
Dokundurdu dudaklarını o hasret kaldığı kiraz dudaklara.Karşılık alamasa bile bu hissi sevmişti.Biliyordu Jin'de onu istiyordu.Kalbi hiç bir zaman yalan söylemez.
İlk kendine gelen Jin oldu.Bir adım uzaklaşıp aralarına mesafe koydu.
"Bu çok yalnış Taehyung.Buraya gelmen,sözlerin,beni öpmen doğru değil.Ben evliyim düşünmem gereken bir ailem var"
"Ben de senin ailenim Jin"
"Aynı şey değil.Git burdan Taehyung.Bundan önce nasılsak öyle olmaya devam edelim.Lütfen ikimiz içinde işleri zorlaştırma.Beni seni silmek mecburiyetinde bırakma.Gerektiği gibi davran"
Tae duyduklarının bu kadar ağır olucağını tahmin etmemişti.Yinede zorlukla kendine gelmeyi başardı
"Neden bana umut verdin peki?Niye yanıma geldin Jin?"
"Bir hata yaptım tamam mı?!"
"Ben senin için hata mıyım?"
"Hayır Taehyung.O gece yaşananlar bir hataydı sen değil.Sen hala benim küçük kardeşimsin"
Taehyung tutunduğu kapıdan destek alarak doğruldu.Kalbi feci şekilde ağrıyordu.Karşısındakı Jin değildi ona bir şey olmuştu.O böyle biri değildi.Yada Taehyung ona fazla anlam yüklemişti.
"Tae iyi misin?"
"Dokunma bana.Sakın bir daha bana dokunma.Ben seni sevmekten başka bir şey yapmadım.Ama merak etme gidiyorum hyung.Ama elbet bir gün karşılaşacağız ve ben o gün seni hatırlamayacak kadar unutmayı diliyorum"
Arkasını dönmüş hızla uzaklaşmıştı binbir umutla geldiği bu kapıdan,arkasında çaresizce dizlerinin üzerine çökerek ağlayan dağ gibi adamın farkına bile varmadan.
"Affet ben sevdiğim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafune/Taejin
Fanfic"Saçlarımı okşar mısın biraz?" #taejin Kendime armağan ediyorum...🌛🥀