"Biz bu son baharda buluşacaktık.Bahar geldi geçti sen gelmez oldun..."
Hayeller kurarız ve bu hayellere kavuşmak için belkide bir ömür harcarız.Taehyung'da o insanlardan biriydi.Hayatı boyunca bir tek hayel kurmuştu-Jin ve tüm hayatını,geleceğini,gençliğini onun aşkını kazanmak için harcamıştı.
Sonunda kavuşmuştular.Tanrı duymuştu onların feryatlarını,acımıştı onlara.Birleştirmişti bu iki çaresiz bedendeki ruhları.Kalpleriyle bir birine bağlı olan iki adam artık bedenende bir birine bağlanmıştılar.
Jin sabahları Sun'u hastaneye götürür,kızıyla ilgilenir,geceleri ise aşkına giderdi.Sevdiği adamın kollarında can bulurdu,güç toplardı yarına.Ümitliydiler Sun iyileşecek,onlar kimseden gizlemeden birlikte olucaklardı.Taehyung'un düşüncesiyle hatta belki evlenirdiler...
Seokjin sabahı sevgilisi kollarındayken gözüne değen güneş ışıklarıyla açmıştı.Çok güzel bir sabah diye düşündü.
"Tanrım,lütfen hiç ayırma onu benden"
Hafif öpücük kondurmuştu Taehyung'un saçlarına.Yerinden kalkarak sevdiğine kahvaltı hazırlamak için çıkmıştı odadan.
Garipti ama heyecan veriyordu içindeki bu mutluluk.Sanki yine o liseli Taehyung ve Jin di.
Kahvaltı masası kurulmuş,iki sevgili huzurlu bir güne başlamanın keyfini yaşıyorlardı.Gün geçtikce artıyordu içlerindeki umut,yeşeriyordu sevinç tohumları.Bu sefer Tanrı onları kolay ayıramazdı.Ayırmazdı değil mi?!
Jin telefonuna gelen aramayla hızla yerinden doğruldu.Sun'un annesi arıyordu.Jin ayakkabısını giyerken bir yandan da Taehyung'a açıklama yapıyordu.
"Sun kötüleşince hastaneye kaldırılmış,Luna da perişanmış acele gel dedi."
Taehyung içindeki huzurslukla doğru olmayacağını bile bile gitme diye bildi.
"Olmaz bebeğim,gitmem lazım.Söz veriyorum akşama yanındayım"
Bir şeyler vardı,ters giden birşeyler.İçini kasıp kavuran bu hiss neydi bilmiyordu ama Tanrıya şimdiden yalvarmaya başlamıştı bile kötü bir şeyler olmaması için.Tanrı çaresizleri duyardı değil mi?
Jin aceleyle evden çıkarken arkasında şimdiden gözleri dolan bir genç bırakmıştı.Neydi Taehyung'u ağlamaya iten bilmiyordu ama sanki birisi bıçakla göğüs kafesini delmiş yüreğini koparıyordu.
Saatler geçmiş ama Jin geri dönmemişti.Arayamadıda Taehyung.Neyden korkuyordu bilmiyordu ama arayamadı.Sun'un ölüm haberinden mi?Yoksa başka bir şey mi bilmiyordu ama deli gibi korkuyordu.
Nihayet kendinde o gücü bulunca elleri titreyerek aldı telefonu eline tam Jin'i arayacakken sevdiği adamdan gelen aramayı gördü.Sevincinden çığlık atacak raddeye gelmişti koskaca adam.En azından arıyor,o iyi diye düşündü.
"Alo Jin"
Başkasıydı.Bu Jin değildi.Sevdiği adamın tapılası sesi değildi konuşan.
"Alo bay Taehyung?Siz misiniz?"
İçini saran endişeye rağmen zorlukla konuştu.
"K-kimsiniz?Jin nerde?"
"Seokjin bey şuan hastanede.Ben doktoruyum.Gelseniz iyi edersiniz."
Taehyung eli ayağı bir birine dolanırken hastanenin adını zar zor sormuş kendini deli gibi sokaklara atmıştı.Ayağında ayakkabısı bile yoktu çıkarken.Dışarda yağan yağmura rağmen bir ceketi bile yoktu üzerinde.Muhtemelen hasta olucaktı.Jin ona bakardı değil mi?Belkide bundan sonra ona bakan kimse olmayacaktı kim bilir.
Deliler gibi ayağı yalın,üstü başı yokken yağan yağmurun altında nefessiz koşuyordu.Sevdiği adama acele ediyordu.Nasıl göründüğü,etrafındakı insanların ona nasıl baktığı umrunda değildi.Onu ne bekliyordu bilinmezdi ama Taehyung Jin'ine kavuşmak için koşuyordu.
Nihayet hastaneden içeri girerken ayağındakı çamurların bıraktığı izi bile umursamadan koştu danışmaya doğru.Jin'i sorarken acımadan kaza haberini verdiler Taehyung'a.Hiç mi yanmadı canları böyle söyleyince.
Koridorda bağıran adamı gören doktor anlamıştı Taehyung olduğunu.
"Taehyung,gel seni Seokjin'e götüreyim"
Diye bilmişti çaresizce.Seokjin Sun'un ölüm haberini alınca bir anda kontrolü kaybetmiş aniden kaza geçirmişti.Hastaneye getirdikleri ilk andan beri Taehyung diye sayıklayıp durmuşdu.Anlamıştı doktor kalp yarası vardı bu çocuğun.Taehyung'un numarasını Jin'in telefonundan aramış çağırmıştı.Biliyordu pek vakti yoktu bekleyenin...
Taehyung içeri girer girmez koşakarak sarılmıştı üstü başı kan kokan adama.Üzerinin ıslak olmasını bile umursamadan uzanı vermişti yanı başına.Okşamıştı saçlarını.Küçük bir çocuk gibi silmeye çalışmıştı kurumuş kan lekelerini.Tutmaya çalışmıştı eskisi kadar sıcak olmayan ellerini.
Jin zar zor aralamış gözlerini hafif tebessüm ederek bakmıştı küçüğüne.Gidiyordu işte ona ayrılan yolun sonundaydı.Nasıl başa çıkacaktı Taehyung'un yokluğuyla.
"Sevdiğim,benim küçük Tae'm.Zaman çok geç artık.Sana gelmeye,biz olmaya,birlikte olmaya çok geç artık.Zamanım tükeniyor küçüğüm.Bensiz yaşamayı,ellerimi tutmadan gezmeyı,bana sarılmadan uyumayı,hatta beni öpmeden gülmeyi öğren.Her güneş doğumunda,her gökkuşağı çıktığında,torpak yağmurla her kavuştuğunda beni hatırla.Seni sevdiğimi unutma"
Zorlukla yutkunmuş buz kesen çocuğu son gücüyle kendine çekerek dudaklarına hafif öpücük kondurmuştu.
Sevdiği adamın kollarında can vermişdi.Ne güzel bir ölümdü değil mi?Ne kadar huzurlu bir vedaydı bu?Ah kimi kandırıyoruz hangi veda güzel ola bilirdi ki?
Taehyung mu? O artık yaşamayı unutmuştu.Nefes almaya gücü yoktu.Gitmişti,onu bırakıp gitmişti.
Tanrım,ölmek için illa kalbimiz mi durmalı?Taehyung sevdiği adamı defnetti,bu kafi olmaz mı?
"Sıradakı bölüm final🥀"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafune/Taejin
Fanfic"Saçlarımı okşar mısın biraz?" #taejin Kendime armağan ediyorum...🌛🥀