Geir döndüm ve okunmalar baya artmış çok mutluyum ehe şu an aklımda hiç bir şey yok ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Neyse hikayeye geçelim fiyuuuuu
_______________________________________
Young-jin den ayrıldıktan sonra salona geçtik. Herkez susmuş birbirine bakıyordu. En sonunda sessizliği bozan young-jin oldu.
"Seni kaç kez aradımbiliyor musun? Meraktan çatlıyordum eve gittim evde değilsin. Ölüyordum."
"Çok üzgünüm ama öyle şeyler yaşadık ki anlatınca beni anlayacaksın."
"Umarım vereceğin cevap beni tatmin eder."
"Emin ol"
Derin bir nefes alıp jungkook a baktım. Zorlandığımı görünce kafasını aşşağı yukarı salladı
"Şimdi...""...böyle işte"
Sonra Young-jin hemen gelip yanıma bana sarıldı.
"Bir günde neler yaşamışsın sen" beni iyice sararken.
O sırada karnım gruruldadı ve bir anda gülmeye başladık.
"Haydi gelin dördümüz beraber yemek yapalım."
"Çok iyi fikir."
Hemen jungkook un yanına gidip elini tutp kaldırdım. Felix le Young-jin de bizi bekliyordu. Mutfağa doğru yol aldık. "Y/N,Jungkook peki baktınız mı? Düşmüş mü bebek?" Birbirimize baktık sonra ben atladım. "Daha kontrol edemedim sanırım sonuçtan korkuyorum" Gguk un elini sıktım. Birden beni önüne alıp burnumdan öptü. "Korma güzelim, ben senin yanındayım ve her zorluğu seninle atlatacağız."
Yemek bittiğinde hepimiz tıka basa doymuştuk. Bizde yapacak bir şeyimiz olmadığından film izlemeye karar verdik.Yazardan
Y/n gguk un elini uzun süredir bırakmamıştı, yemeği hazırlarken, sofrayı kurarken, sofradayken. Herkez salona geçmişti. "Bence filme karar vermek için herkez en sevdiği filmi söylesin ve oylama yapalım" dedi Felix. Herkez kafasını sallamıştı. İlk Young-jin.
"Avangers tabii ki"
"Benimki de" dedi Gguk.
"Benimki Harry Potter" diye söyledi Felix.
Sıra Y/N deydi. Herkez ona bakıyordu. Ama olmuyordu gelmiyordu bir türlü aklına. En sevdiği filmi insan tabii ki unutabilirdi ama onun için bu film en sevdiği film olmaktan çıkmıştı. Tüm repliklerini ezbere bilirdi. Aşıktı o filme ana şimdi naparsa yapsın aklına gelmiyordu. Çaresiz ve korkulu gözlerle bakıp "gel-gelmiyor aklıma"
Bunu duyan Young-jin çok şaşırmıştı. Onun için o filmin ne kadar değerli olduğunu ve öldürseler normalde unutmayacağını bilirdi.
"Emm şu ara yaşadıklarından dolayı gelmiyor olabilir. En sevdiğin film Açlık oyunları."
Ama o da biliyordu imkansizdı bu dediği. Gguk u mutfağa çağırdı ve durumu söyledi. Endişelenmişti tabii ki. Bu nedenle açlık oyunları izlemeye karar verdiler. Film izlerken Young-jin onun replikleri söylemesini izledi. Mutlu olmuştu. Ama filmi temsil eden replik olan en bilinen cümleyi unutmuştu. "Ve şans daima sizinle olsun..." aklına gelmemişti. Young-jin i iyice korku sararken Gguk ta ondan farksızdı. Sadece bir travmadan kaynaklanmasını umuyorlardı.
Ertesi sabah herkez kalktığında Gguk ta sevgilisini uyandırmaya çalışıyordu. Bir süre sonra gülerek uyanmıştı miniği. "Y/N bebeğimizin adını ne koyacaksın bakalım?"
"Bebek? Benim bir bebeğim mi var?"
Bu cümle beton etkisi yaratırken başından aşşağıya kaynar sular dökülmüştü. "Bizim bebeğimiz tatlım. Hatırlıyorsun eminim. Bak bak elini koy bak burada." Elini alıp karnına koyaken gözü doluyordu.
"Ne saçmalıyorsun Gguk ben hamile değilim. Hedi gel yemek yiyelim" sevgilisi yataktan kalkarken o öylece kalmıştı. Hızla miniği banyodayken odadan çıkıp Young-jin in yanına gitti. Onu çağırıp olanı anlattı. Bugün napıp edip götürmeliydiler doktora young-jin in gözlerinden bir damla intiharını ederken arkadan Y/N nin sesi geldi. Hızla gözyaşlarını silmişti. Gguk eğilip güçlü olmasını söyledi.
Yemek bittiğinde ikiside birbirine bakıyordu nasıl söyleyeceklerdi. "Y/N, sevgilim bebeğimizin sağlığına bakmak için bugün doktora gideceğiz. Tamam mı?"
"Size kaç kez daha söylemeliyim? Benim bir bebeğim yok!"
"TAMAM O ZAMAN ORAYA GİDİNCE GÖRÜRSÜN!!!" Gözlerinden akan yaşları dindirmeye çalışarak mutfağa koştu. Ne yapmıştı öyle neden bağırmıştı? Halbuki onun bir suçu yoktu. Gguk sinirle bir yerlere vuruyordu. Neden böyle olmuştu. hızla Young-jin gelip gguk u sakinleştirmeye çalışıyordu. "Gguk dur lütfen lütfen dur." Felix ise Y/N yi oyalıyordu. Gguk ağlayarak bir köşeye oturunca Young-jin de yanına geçti elini sırtına koyarak "Gguk bunu sen daha çok üzül filan diye söylemiyorum ama Y/N nin anne ve babası da 40'nda alzaimer (nasıl yazıldığını bilmiyorum alzaymır işte) olmuştu. Onlarada ailesindekilerden geçmişti. Yani..." birden gözlerini büyüterek "yani genetik. Sikeyim siktir ya olamaz olmamalı."
"Gguk belki şu an ki travmadan dolayıdır. Bu yaşta olamaz." Bu gayet mantıklı gelmişti. Dayanmaya çalışarak Y/N nin yanına gitti. Elinden tutup onu yukarı çıkardı üztünü giyinmeliydi doktora 2 saat kalmıştı ve yol 1 saatlikti. Young-jin de olayı Felix e anlattı. O da çok üzülmüş ve korkmuştu.
Gguk sevgilisini yatağına oturtturup dolabından kıyafet seçerken Minik sevgiliside onun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. Ama çok takmadı bir anda böyle davranmaya başlaması hoşuna gitmişti.
Dolaptan çıkardıklarını bile Gguk giyindirmişti sevgilisineY/N nin giydiği
Gguk'un giydiği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria /JJK
Fanfiction"Yanındayım miniğim..." "Yanımdasın gguk" Oppacı değilim hatta biasım jk bile değil ama daha çok okunduğunu düşündüm. Shipper ım. İlk kitabım hatam olursa kusura bakmayın 💕