Euphoria /JJK

0.7

Geldiiim
_______
Sevgilinin elini asla bırakmadan odadan çıkmışlardı. Jungkook direksiyona geçti. Hızla hastaneye sürdü. Geldiklerinde elinden tutarak aşşağıya indirdi. Birlikte girdiler içeri. Randevuları olduğu için hemen alınmışlardı. Doktorda çok ama çok gergin bir hava vardı. Bir emar(ekg de olabilir) çekilmesini söyledi akşam saat 2 de uykulu bir şekilde gelmelerini söyledi. Yoksa emar çekilirken sorun çıkabilirmiş. Tam çıkacaklarken doktor gguk a kalmasını söyledi. İlk başta tereddüt etsede kafasını sallayıp miniğinin dışarı çıkmasını istedi.
"Bak oğlum bana burada anlattıklarınızı bence bir pisikoloğa da anlatın. Ben şu an alzaimer olabileceğini düşünmüyorum travmatik bir beyin hasarı olabilir. Soğuk kanlı olun ve ona unuttukları şeyi geri hatırlatmaya çalışın." Gguk kafa salladı. Soğuk kanlı olun bir insan sevdiği yavaş yavaş herşeyi unuturken nasıl öyle olurdu? Belki bir sabah kalktıklarında onu da hayırlamayacaktı. Ona artık sevgilim demeyecek, elini tutmayacak, gözlerinin içine bir daha bakmayacaktı belkide. Bunları düşünürken gözyaşları bir bir kendini atıyordu. Dayanamadı ve hızla dışarı çıktı. Miniği bir yere oturmuş küçük bir çocuk gibi eğleniyordu. Kalbi sızladı. Yanına gidip elini tuttu. "Haydin gidiyoruz" gülümseyerek. Miniği ayağa kalktı. Birlikte arabaya gittiler. Ama Y/N eve gitmek istemiyordu. Gguk u aşşağı çekip kulağına fısıldadı "eve gitmesek olmaz mı?" Dudağını büzerek. "Olur, nereye gitmek istiyorsun?" Biraz dışarı baktı ve hızla dönüp "bilmiyorum sadece dışarıda kalmak istiyorum." Diğerleri birbirlerine baktılar. Young-jin "madem öyle o zaman sizi ben bir yere götüreceğim." Dedi gülümseyerek. "Nereye?" Dedi üçü bir anda. "Sürpriz. Hadi kookie sen arkaya gel benim ehliyetim var" arabadan ikiside yer değiştirmek için indi. Young-jin sürücü koltuğuna geçti. Gguk ta arkaya Felix in yanına oturdu. Yola koyuldular gerçekten çok güzel sürüyordu. Bir süre sonra araba durdu. Dışarı baktılar. Burası bir sahil cafeydi. Y/N şaşkınca bakıp ama daha yeni yemek yedik dedi. "Burada zaten yemek yenilmiyor. Tatlı yiyeceğiz" tatlı diyince Y/N nin gözleri büyümüştü. Hızla ellerini çırptı. Arabadan indiklerinde Young-jin gidip Y/N nin elini tuttu. İçeri girdiler cam kenarındaki bir yere geçtiler. Genç ve kısa bir adam gelmişti öylesine minik ve yakışıklıydı ki hem kızları hemde erkekleri kendine aşık bırakabilecek kadar güzeldi. Masadaki herkezin ağzının suları akmıştı. Gguk dışında. Kendilerine gelince herkez menüye baktı. Gerçi Y/N nin bakmasına bile gerek yoktu. Çünkü asla en sevdiği tatlıdan vazgeçmezdi. Herkez kararlaştırdığı zaman garson masaya geldi. "Evet isterseniz alayım siparişlerinizi." Bu sefer Y/N söze atladı. "Seni sanki bir yerden tanıyorum ımm." Herkez şaşkınca bakıyordu. "Kaç yaşındasın? Yani hangi okula gidiyorsun?" "16 yaşındayım burada part time çalışıyorum. ....... okuluna gidiyorum" bu okul onların da okuluydu. Kesin tanıyordu emindi Y/N. "Aynı okuldayız ben seni tanıdığıma eminim ya. Adın ne?" "Jimin. Park Jimin." Dediği anda hatırladı. "Heh sen Hobi oppa'nın sevgilisisin. Kusura bakma senin fotoğraflarını sadece bir kaç kez gösterdi." Adamın gözleri büyümüştü. "Evet, ama sen Hoseok Hyung'u nereden tanıyorsunki?" "Ahh Hobi oppayla çok eskiden beri arkadaşız ama okuldan gidince bir daha görüşemedik. Çoook özledim ben onu. Siz görüşüyor olmalısınız." "Evet görüşüyoruz." "Abim gibidir. Çoğu şeyi ondan öğrendim." "O çok mükemmel" dedi genç adam. En sonunda artık siparişleri aldı. Young-jin bir tane magnolia, Y/N chesecake, gguk sadece bir kahve, Felix te triliçe almıştı. Siparişler geldiğinde Y/N, Jimin'in telefon numarısını almıştı.
Tatlılarını yedikten sonra Jimin le vedalaşıp oradan ayrıldılar. Eve gittiklerinde herkez odasına çekilmişti. Y/N ise yemek hazırlıyordu. Fırında krema ve kaşarlı patates yapmıştı. Yemek hazır olunca herkezi çağırdı.

Herkez uyuduktan sonra
Gguk doktor için alarmını kurmuştu. Saat 1.30 da çalacaktı. Sevgilisinin yanına yattı ve onu sımsıkı sarmalayıp kokusunu içine çekti.
Alarmın çalmasıyla hemen Gguk uyandı. Sevgilisi pijamayla uyumuştu ama onu giyinmek için uyandıramazdı yoksa uykusu kaçardı ve orada uyuyamazdı. Kucakladığı gibi diğerlerinin yanına götürdü onlar uyanmıştı.