final//her şey biter, biz hiç bitmeyelim

649 64 107
                                    


Medya,, lara fabian// par amour

Bitiyor canımın içi...
Veda ediyorum Duende'ye...
Ben yazarken kendimi kattım, Umarım siz de kendinizden parçalar bulmuş, sevmişsinizdir.
Petunya'yı
Albayı
Yazarı
Duende'yi çokça sevmişsinizdir umarım..
Yorumlarınızı bekliyor ve merak ediyorum..
Özel bölüm gelir mi bilmiyorum belki gelir belki değil zaman gösterir.
O zaman son kez en sonda dediğimi en başta söyleyerek,

Sevgiler,
Vale!







    Büyük bir baş ağrısı ile gözlerimi açıyorum. Saat öğlen 11.11. Komedinin üzerindeki takvim 24 Ekimi gösteriyor. Nerde olduğumu anlamak için gözlerimi bir müddet daha yummak zorunda kalıyorum. Odamda değilim. Başımın altında, yastık niyetine kullandığım kitaplar olduğuna göre kütüphanede sabahlamış olmalıyım. Omzum tutulmuş. Masadan destek alarak doğrulduğumda, üzerinde uyuyakaldığım kitabın açık kalan sayfasından bir paragraf gözüme ilişiyor.

Kahrederek uyandım.

Kitabın üstünde uyuyakalmışım meğer.

Düşünüyorum:

yoksa senin miydi bütün o sesler?/nazım hikmet

Okuduğum cümleler birer beton misali zihnimde ağırlık yaparken gözlerim tekrar tarih ile buluşmuştu. 24 Ekim. Kırmızı kalem ile yuvarlak içine almış olduğum bu tarihin, okuduğum paragraf ile birleşip neden beni ağlayacak gibi hissettirdiğinden emin değildim. Yaşadığım şeyleri gözümün önüne getirmeye çalıştım.

Jimin beni aldatmıştı yahut aldatıyordu ama yeni fark etmiştim. Onun öncesinde ruhumda, bedenime dokunarak büyük yaralar açmıştı. Bu yaraların yanında beni aldatmış olması önemli değildi aslında ama onunla olan bütün bağımı kesmem için yeterliydi. Bardaki o büyük kavganın, evde de devam eden o kaosun sonunda her şeyini toplayıp çekip gitmişti. Geriye alışmış olunanın ardından kalan bir boşluk vardı ama bu kadar. Üzgün ya da pişman değildim. En başından onu hayatıma almamam gerekiyordu.

Üzgün olmasam dahi ruhumdaki çatlaklar yazma kabiliyetimi benden almış, ilhamım beni terk etmişti. Bu yüzden uzun süre üzerinde çalışmış olmama rağmen büyük bir heyecan ile ayrıntılarını not ettiğim petunyanın hikâyesine devam etmemiştim. Dün gece Namjoon'a defteri yakması için verdiğimi hatırlıyorum. Bilgisayarımdan da bütün taslağı silmiştim. Yüzlerce sayfa bir tuş ile hiç olmuştu. Yazabilmiş olsaydım, petunyanın hikâyesi bugün basıma girmiş olacaktı. 24 Ekimi kırmızı kalemle çizmiş olmamın nedeni buydu ama ondan ayrılmak zorunda kalmıştım.

Artık yüreğimde yaşayacaksın, Petunya. Belki de böylesi daha iyi. Kim bilir ben yazmış olsam, ne acılar çekecektin. Yazarken kendimden öyle çok korkuyorum ki seni içimde saklamak daha huzurlu geliyor. Yine de şuramda tam yüreğimin üstünde çakılı duran bir şey var, elimde değil söküp atamıyorum./ümit yaşar oğuzcan

***

Katılmam gereken bir toplantı olmasa, evden çıkmayı bırak yatağımdan bile çıkmazdım ama gelin görün ki şu an Namjoon ile Seul caddelerini arşınlıyoruz. Yürüyor olmamızın sebebi, yaklaşık bir haftadır evden çıkmamış ve güneş görmemiş olmam. Namjoon, ne kadar solgun göründüğümden bahsedip beni korkutmaya çalışsa da, ölmediğim müddetçe sağlığım hakkında endişe duymuyorum. Eh, ölürsem de bunun için endişe duymak için geç kalmış olacaktım.

Duende // TaeKook  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin