•6•

60 7 9
                                    

Wonwoo kafasını çevirip banka yaslanıyor. Parmaklarıyla oynarken burnunun kanadığını fark ediyorum. Peçeteyi burnuna bastırıyorum. "Revire gitmemiz gerek Wonwoo." Ayağa kalkmaya yeltenirken kolumu tutarak hareket etmeme izin vermiyor. "Neden yapıyorsun bunları?" Peçeteyi çekip eline veriyorum. "Benim yüzünden yaptığın bunca şey için üzgün hissediyorum. Arkadaşlarınla aranı bozma, Wonwoo. Hiçbir zaman toz pembe hayallerine dahil olmayacağım."

"Sen böyle diyorsun ama ben hâlâ onu düşünüyorum."

"Neyi?" Başka bir peçete uzatıyorum.

"Seni olan âşkımın büyüklüğünü." Kahkaha atmaya başlıyorum. "İşin gücün yalan Wonwoo." Kolunu tutarak ayağa kaldırıyorum. "Sana da sevgine de inanmıyorum." Durup koluna sarılı olan elimi tutuyor. "Ne yani? İnanmadığın için mi sevmiyorsun beni?" Başımı sallıyorum. Gülerek olduğu yerde iki kez dönüyor. "İnanman için her şey yaparım. Baksana sevmiyorsun diye çete mete son verdim hepsine." Omuzlarından tutup gözlerinin içine bakıyorum.

"Beni inandırsan bu kalp seni hiçbir zaman sevmeyecek."

Daha fazla yanında durmak istemediğim için onu orada bırakıp okula giriyorum. Bazen, anlaşılmak için kırıcı olmak gerekir.

Boş koridorlarda, duvara astıkları resimleri incelerken bir sınıfın kapısı açılıyor ve bir çocuk dışarı çıkıyor. Bana doğru yürüdüğünü görünce kalbim ilk kez deniz gören çocuğun heyecanıyla atıyor, aklım karışıyor. Gözlerimi ondan alamazken o bana saniyelik bir bakış atıp tuvalete gidiyor. Birkaç dakika olduğum yerde donuk bir şekilde kalıyorum, gözlerimi dahi kırpmıyorum. Rüzgâr gibi yanımdan tekrar geçiyor, bir iki adım sonra durup başını benim olduğum tarafa çeviriyor. "İyi misin? Az önce de aynı şekilde duruyordun." Biliyorum, çocuk. Şaşkınım sadece.

"Tuhaf şeyler hissettim de alışkın değilim böyle duygulara, dumur olmak derler ya öyleyim yani bilmiyorum..." Ne saçmalıyorsun Minghao, sus artık.

Çocuğun dediklerimden bir şey anlamadığına emin olmama rağmen o başını sallayıp konuşuyor. "Gitmem gerek." Gözlerimi kırpıp gülüyorum.

Sana neler oluyor, Minghao?

"Bir dakika, adın ne acaba?" Sınıfının kapısını açmadan önce durup bana bakıyor. "Mingyu... Kim Mingyu."

🍁🍁🍁

don't listen in secret - wonhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin