•9•

83 6 5
                                    

"Ben daha insanları anlayamazken benden onu sevmemi bekliyor." Kantindeyim, karşımda Mingyu ve sohbet ediyoruz. Bu aralar çok iyi arkadaş olduğumuzu söyleyebilirim. "Anlamaya çalışıyor musun?" Cevap vermeden önce birkaç dakika düşünüyorum, olumsuzca başımı sallıyorum. "Yorulur, bunalırım. Dertlerin, üzüntülerin, kederlerin benden uzak durması için insanları anlamaya çok da uğraşmam." Elindeki karton bardakla oynarken gözlerini gözlerime kenetliyor.

"Korkaksın." Sertçe söylemi kalbimdeki dengeyi oynatsa bile hemen toparlanıyorum. "Evet, korkağım ve bundan gayet mutluyum."

Mingyu bardağı bırakıp ayağa kalkıyor. "Kaçmak yerine cesur olmayı seç, belki de içindeki boşluğu doldurursun." Yüzünü inceliyorum. "İçimdeki boşluk..." Birine 'gel' işareti yaparak yanımdan ayrılıyor. Yerine Wonwoo'nun oturmasıyla gözlerimi deviyorum. "Tanışıyor musunuz siz?" Sinir bozucu alaylı gülüşüyle başını sallıyor. "Benim hakkımda bir şey dedi mi?" Duruşunu dikleştirip, "Ağzı sıkıdır," diyor.

"Doğru duyduysam içimdeki boşluk diyordun, ben doldurum fazla bile gelirim." Kahvemin son yudumunu içip bardağı ellerimin arasında eziyorum. "Sorun da bu işte." Gözlerindeki soru işaretlerini görmezden gelerek onu masada tek başına bırakıyorum.

♧♧♧

Okuldan kaçıp eve gidiyorum, kendim için derin bir araştırmaya giriyorum. Bir sürü kitap sipariş ediyorum, daha sonra odamdaki eşyaların yerini değiştiriyorum ve boş duvarım için tablo alıyorum. Dışarı çıkıp çiçekler, resim eşyaları, tuhaf ama güzel kıyafetler alıyorum. Ellerimi poşet poşet doldurup eve dönüyorum, annem şaşkın gözlerle bana bakıp gülüyor. "Aferin oğlum." İstediği çocuk olmaya başladığını fark edince ben de gülüyorum. Oysaki hepsini kendim için yapıyorum.

Tek yapmamız gereken tembellikten kurtulup uğraşlar edinmek, hayat böyle daha güzel gelecek; şimdiden hissediyorum.

🍁🍁🍁

don't listen in secret - wonhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin