2.1

2.8K 148 43
                                    

Genç kız, çalan telefonunu umursamamaya çalıştı. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve uykuluydu. Uykuya aşık birisi olarak telefonu duvara fırlatabilirdi.

Bir kez daha çalmaya başladığında sinirle telefonunun ekranını açtı. 7 cevapsız çağrı vardı. Ailesinin evde olmadığına şükretti.

Cevapsız çağrıların hepsi de Bartu'dandı. Yüz ifadesi değişirken, yüzünü yastığa gömdü ve defalarca çalan telefonunu açtı.

"Bartu bu saatte beni aradığına göre cidden bana aşık olmalısın." dedi Asya uykulu sesiyle hafif gülerek.

"Aşk bir savaş değildi savaştık,
İstemeden ihanete bulaştık!!! " dedi Bartu bağırarak.

Asya, Bartu'nun bağıran sesi ile uykusu açıldı ve ayağa kalktı.

"Bartu sen sarhoş musun! '" dedi sesinin yüksek çıkmasına engel olamadan.

"Ne alkolu memur beeey! "

"Sarhoşsun. Niye içten gerizekalı! " dedi Asya sinirle.

Bartu içiyor muydu? Sahi sarhoşken Özüm'ü araması gerekmiyor muydu, neden onu aramıştı? Aralarında bir sorun olduğunu mu düşünüyordu yoksa Bartu?

Bartu'nun sesi Asya'yı düşüncelerinden çıkardı. " Nasıl geldik yıprana yıprana bugüne, yapamıyorum ben böyle..."

"Hey, beni dinle şarkı söylemeyi bırak şimdi! Neredesin söyle yanına geleyim."

"Sizin evin oradaki lunaparktayım."

"Bizim evin burada lunapark yok. Hadi onu geçtim park bile yok. Tamam sen bana etrafında neler olduğunu anlat ben geleceğim." dedi Asya eşofmanını giyerken.

"Ev var, 2 tane adam var beni dövecek gibiler. Başka bir tane aslan var. Asya seni özledim biliyor musun ? "

Asya kafasını yere eğip şirince sırıttı. Fakat sonra Bartu'nun onu göremeyeceğini anladığında hızlıca telefonu ve anahtarı aldı. Siyah hırkasını giyil evden çıktı.

"Bartu belirgin bir şey söylemen gerekiyor."

"Çiğköfteci var. Sanırım camı kırıp çiğköfte yiyeceğim."

"Ne hayır ,saçmalama ! Bekle beni nerede olduğunu anladım. Sakın telefonu kapatma! " dedi Asya endişeyle.

Bartu onu dinlemedi ve kapattı. Yaklaşık 15 dakika koştuktan sonra görüş açısına Bartu girdi. Banka oturmuş kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Hava hafiften esiyordu.

"Bartu..." diye mırıldandı Asya.

Bartu'nun bakışları Asya'yı bulurken, Asya banka oturdu. Oturmasıyla beraber  Bartu, Asya'nın omzuna kafasını koydu. Genç kızın, nefesi kesildi. İçmiş olmasına rağmen kendi kokusu hala kendini belli ediyordu. Sanki ona nefes olabilecek tek koku, onun kokusuymuş gibi çekti içine. Bırakmak istemiyordu. Hiç gitmesin, hep kalsın istiyordu.

"Burası rahat değil." diye mırıldandı Bartu. Bu sefer kafasını Asya'nın dizine koydu. Kızın elleri istemsizce onun yumuşak saçlarına gitti. "Hmm, sarhoş bir Bartu ha ? Sevdim bunu..."

"Pff, ben nefret ediyorum ama sen bilirsin."

"Sence beni hala seviyor mudur Özüm?  Bak ben onu hala özlüyorum. Aptalın tekiyim değil mi ? " dedi Bartu ağlamaklı çıkan sesiyle.

Bartu'nun saçlarındaki eller durdu. Genç   kızın gözleri doldu fakat belli etmedi. Canı yanıyordu ama canını yakanı çok seviyordu.

"Seviyodur tabi. O hiç seni unutur mu ? " dedi Asya ağlamaklı çıkan sesiyle.

"Senin saçların neden siyah değil, gözlerin neden siyah değil? "

O gece bir damla yaş düştü gökyüzüne. Minik bir kalp kırıldı gökyüzünde. Ağlayışlar, haykırışlar, bu sevmeler boşunaydı. Boşunaydı ama onun için her şey demekti.

Pinhani‐  Sevmekten Usanmam‐

iyi okumalar 🦋
oy vermeyi unutmayın.

27 • texting• [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin