Bölüm17

507 27 17
                                    


Benimle kal
Benimle kal.

Kulaklarımda söylediği sözler çınlarken bir kez daha Kunduz haklı çıkmıştı.
Şaşkınlıkla suratına bakmayı sürdürürken onun mavileri parıl parıl parlıyordu.

Beklentiyle suratıma bakmayı sürdürürken bir cevap vermem gerektiğini idrak edebilmiştim.

Oldukça yakın olan mesafeyi dikleşerek açtım.
Konuşabilmem için aramızdaki mesafeyi korumaktı mantıklı olan.

"Ben bunu kabul edemem."
Çekiniyormuş gibi yaparak gözlerimi mavilerinden çekerek halıya sabitledim.

Hemen kabul etseydim inandırıcı olmayacağını biliyordum, bu yüzden biraz naz yapmakta yarar vardı.

Kısa bir gülüş sesi kulaklarıma iliştiğinde neden güldüğünü anlamak için kafamı kaldırmıştım tekrardan.

Mavi gözleri kısılmış,gözlerinin yanlarında tatlı bir kırışıklık oluşmuştu.
Dolgun dudakları ise yukarı doğru hafifçe kıvrık duruyordu.
Bu görüntü onu oldukça tatlı gösterirken birkaç saniye hayranlıkla izleyemeden edemedim.

"Korkma seni yemem."

Alaycı sesi kendime gelmeme yetmişti.
Daldığımı anlamamasını umarak gözlerine baktım.

"Bunu neden yapıyorsun?"

Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum.
Merakla suratına bakmayı sürdürürken alaycı ifadesi suratından silindi.
Suratı aşina olduğum sertliği aldığında yanlış bir şey sorup sormadığımı sorguladım.

"Kunduz'un planlarını öğrenmek için."

Öldürücü soğuklukta çıkan sesiyle gözleri yarışırdı.
Kunduz'dan bahsederken göz bebekleri küçülüyor mavileri laciverte dönüyordu.
Ondan bahsederken gözlerinde okunan saf kindi.

Kunduz'un Barlas'tan bu derece nefret etmesini anlayabilirdim.
Sonuçta başa geçmek istiyordu, lakin Barlas neden Kunduz'dan bu kadar nefret ediyordu?

İçimden bir ses aralarındaki çekişmenin çok farklı bir şey olduğunu söylüyordu. Lakin umarım ki bu gerçek değildir.
Yoksa arada kalacak olan ben olurdum.

Sıkıntıyla iç çektim.
İkiside ona çalıştığımı zannediyordu.
Peki ben kime çalışıyordum?

Çok düşünmeye gerek var mıydı?
Şansım var mıydı?
Kunduz'a çalışmak zorundaydım.
Kendim için bile olmasa arkadaşlarım için çalışmak zorundaydım.

O an gözlerim elimdeki telefona kaydı.
Bizi dinliyordu!

Bu gerilmeme sebep olurken kendimi toparlayarak Barlas'a baktım.
Suratındaki öfke silinmemiş hala yerini koruyordu.

"Tamam."

Çatık kaşları düz bir hal alırken sorgularca bana bakmaya başlamıştı.

"Gerçekten mi?"

Onaylar anlamda kafamı salladım.

Barlas'ın suratında zafer sırıtışları oluşurken koltuğun baş kısmına kafasını yaslayarak gür bir kahkaha patlattı.

Kaşlarım anında çatılırken neden bu kadar mutlu olduğunu sorguluyordum.

Tavana bakarak sırıtmaya devam ederken kendi kendine mırıldandı.

"Miraç kuduracak!"

Kendine söylediği sözler beynimde alarm etkisi oluşturdu.
Ben hiçkimseyi düşünmeden vermiştim bu kararı.
Ya öğrendiklerinde.
Babamı kabul etmiştim beni evlatlıktan reddedecekti.
Bu düşünceye kendimi alıştırmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BARZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin