-2-

117 4 2
                                    

Bütün düşüncelerimden sıyrılıp yatağımdan kalktım ve merdivenlerden aşağı indim .
Aşağıda annemin kahvaltı masasını hazırladığını görünce onu yanağından öpüp mutfakta kahvemi hazırlayıp termosuma koydum . Termosumla beraber tekrar odama çıktım . Kahvaltı etmeyi sevmiyordum , kahve yeterli oluyordu . Kahveyi okul çantama koyduktan sonra okul formamı giydim ve çantamı taktıktan sonra ateşin kapısını tıklattım , ateş benim küçük kardeşimdi.

10yaşındaydı ve onu her sabah okulu okulumun yakınlarında olduğun için arabayla ben bırakıyordum "haydi ateş geç kalacağız" diye tembihlemeyi unutmayıp merdivenlerden aşağı indim . Arka kapıdan garaja girip arabamı dışarı çıkardıktan sonra ateş arabaya bindi . Ateş ailemizin en küçüğü olduğu için papatyanın kaçırıldığı Yada kaçtığını (hangisi olduğunu bilmediğimiz için) ateşe söyleyememiştik . Fakat o her gün onu merak edip sormaktan sıkılmadığı gibi bugünde bulmamıştı . "Abla papatya ne zaman geri dönecek?" Ateşin meraklı gözlerine dikiz aynasından uzun uzun baktıktan sonra onun her gün sorduğu soruya her gün ağladığı cevabı verdim "Papatya bir süre bizimle olamayacak bunu sende biliyorsun kuzum. Amerika'daki öğretim senesi bitince bizi ziyaret etmek için gelecektir elbette."

Ateşi okuluna bıraktıktan sonra kendi okuluma doğru sürmeye başladım.
Otoparka girdiğimde 2.kata çıkıp bizimkilerinde arabalarını park ettiği yere park edip arabadan indim . Termosumu sağ elime alıp sol elimdeki telefonumlasosyal ağlarımı kontrol etmeye başlarken okulun bahçesine doğru ilerlemeye başladım. Bizim grubun bulunduğu çardağa gidip oturduğum an Vera herzamanki kocaman gülümsemesini oturtarak yanıma yanaştı "günaydın istanbul" diyerek kolunu omzuma atarak beni kendisin çekerek kulağıma "Burak hala gelmedi neden acaba?" diye fısıldadı. Vera benim en yakın arkadaşımdı ve Burak'a uzun sayılabilecek süreden beri platonikti. Kısaca grubumuzu tanıtmam gerekirse 2kız ve 3erkekden oluşuyordu. Ben , Vera , Burak , Cem ve Noyan .

Okul bahçesinde herkes sıralara geçerken yeni nakillerin bugün geleceğini anca bir takım yabancı öğrenci görünce fark ettim . Çoğu alt sınıflardandı . Lise son olmanın rahatlığını yaşıyordum bu sene. Ne kadar rahatlık denilebilir bilmiyorum tabi . Bu sene sınava girecektik ve hepimizin üstünde ağır bir yük bir vardı . Noyan dışında o bizden bir alt kademede okuduğu için bir sene daha rahattı . Cemle beraber sınıfımızın olduğu sıraya doğru ilerlediğimizde birden hepimizin ilgisini çeken abartılı motor sesiyle ses doğru döndük. Okul kapısının önünde duran büyük mat siyah motoru incelerdikten sonra üstünde oturan çocuğu incelemeyi unutmadım tabiki . Siyah kasını çıkarıp elleriyle saçını düzelttikten sonra motoru durdurdu ve indi . Okul üniformasının üstüne siyah deri ceket giymişti. Kaskını motora asıp bize doğru yürümeye başladı . O esnada okul müdürümüz kürsüye çıkıp mikrofonu alıp konuşmaya başladı "evet çocuklar hepinizin bildiği gibi uzun uzun bir konuşma yapmayacağım . Nakil olarak gelen öğrenciler lütfen okul binasına giriş yapıp idarenin önünde beklesin sınıflarını açıklayacağım . Hepinize iyi bir ikinci dönem diliyorum , müzik öğretmeninizi kürsüye çağırıp istiklal marşına başlayalım o zaman" dedikten sonra nakil öğrencilerle beraber içeri geçti.

"Bizim motorcuda pek bi havalı giriş yaptı , neyin nesi bir öğrenmek gerek" Cem'in sitemlerini duymazlıktan gelerek istiklal marşını okuyup sınıfa doğru ilerledim.

4.derse girmek üzereydik , hala ders zili çalmamıştı . Verayla beraber koridorda dururken birden kızlar tuvaletinden sigara kokusu aldım . O an işte sırtımdan kaynar suların aktığını hissetmiştim. Bu okula belli başlı kurallar koymuştum . Kimse ama hiç kimse okula sigara içemezdi . Okulun koyduğu kuralları önemsemeseler bile benimkileri önemsemek zorundaydılar . Papatya gittikten sonra herşey değişmişti . Kimse veya hiçbirşey bana onu hatırlatacak kadar lükse sahip değildi . Papatya sigara içerdi , sigaraya aşık bir kızdı. Dediğim gibi kimse onu bana hatırlatma lüksüne sahip değildi , sigara dumanı ve içen kişi dahil . Vera'ya dönüp "aldığım kokuyu sende almışsındır umarım" dediğimde başını evet anlamında salladı . "O zaman ne yapman gerektiğinide biliyorsundur?" Dedikten sonra beraber tuvalete doğru yürümeye başladık . Kapıyı açtığımda aynanın karşısında iki kız saçlarını düzeltiyordu onları kollarından tutup "içerde sigara içiyorlar ve siz gelip bana haber vermiyorsunuz öyle mi? Kenara yazdım , gözüm üstünüzde şimdi defolun burdan" diye sessizce tısladıktan sonra kabinlere doğru yürümeye başladım . Birincisi boş... Ikincisi boş... Kalır geriye son kabin... Tahmin ettiğim gibi kilit işareti kırmızıydı ve en yoğun koku burdan geliyordu . Elimi yumruk yapıp kabinin kapısına iki kere vurdum . Kapı anında açıldı . 11.sınıflardandı hatırladığım kadar . "Ben ben ben da-dayanamadım istanbul özür dilerim" diye kendini savunmaya çalıştı esnada sağ elimi yumruk yapıp yüzüne bir tane geçirdim . " Siz beni deli etmeye mi çalışıyorsunuz ! Sınırlarımı zorlamayın dedim size kaç kere ! Vera hallet !" diye kükredikten sonra tuvaletten çıkıp sakinleşmeye çalışarak sınıfıma doğru yürümeye başladım.

Sınıfa girince Cem'in yanına oturdum "Sökül bakalım kimmiş şu yeni çocuk?" diyerek dirseğimle koluna dokundum .
" İsmi rüzgar , lise son . 12-B'deymiş . Buraya gelme nedeni okuldaki bir çocuğu ölesiye dövdükten sonra atılmış doğal olarak sonra buraya alınmış , nerde manyak var bizim okula alınıyor " diyerek sinirini belli etti . Bir şey demeden kalkıp yerime geçtim . Dersin ortalarına doğru sınıfın kapısı açıldı ve müdür yani İbrahim bey içeri girdi ve ardından tekrar biri girdi...
Evet sevgili okurlarım ilk bölümüm olduğu için belkide yeterince iyi olmayabilir , kusura bakmayın . Herkesin eleştirisine açığımdır , kendinize iyi davranın .
Sevgilerimle "x"

Siyah PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin