KURGU 90'LI YILLARDA GEÇMEKTEDİR.
Bölüm Şarkısı: Britney Spears - Toxic
Yuvarlak tepsiye Joe'nun tezgaha bıraktığı 3 tabak turtayı ve 3 bardak gazozu yerleştirip kafenin en köşesindeki masaya doğru adımladım.
"İşte 2 elmalı ve 1 vişneli turtalarınız. Gazozlar ikramımızdır." diyerek tepsidekileri sahte bir gülümseme eşliğinde masaya bıraktım ve daha sonra yuvarlak tepsiyi göğsüme bastırarak tekrardan mutfağa geçtim. Siyah mini eteğimin cebindeki çalan telefonu çıkarıp yanıtladım.
"John?"
"Diana konuşmamız gerekiyor arka kapıdayım." diyip cevap vermeme fırsat vermeden telefonu yüzüme kapattı.
Az önce turta götürdüğüm müşteriler muhtemelen günün son müşterileriydi ve onlarda gülüşerek yanıma yaklaştıklarında bugünkü işimin bitmesine az kaldığını anlamak zor değildi. Uzun sarışın adam üzerinde telefon numarası yazılı olan birkaç banknotu önüme bırakıp sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim sarışın kızı kolları arasına aldı ve aradaşlarıyla birlikte kafeden gülüşürek ayrıldılar. Gözlerimi devirerek paraları kasaya yerleştirip kitledim ve anahtarı cebime attım. Belimdeki kırmızı önlüğü soyup askıya asarken mufakta uyuklayan Joe'ya seslendim.
"Depoda birkaç işim var istersen sen gidebilirsin. Ben dükkanı kapatırım."
Joe sanki bu lafımı bekliyormuş gibi birkaç saniye içinde önlüğünü bıraktı ve koşar adımlarla dükkandan ayrıldı. Tuhaf çocuk. Joe'nun gittiğinden emin olduktan sonra kafenin arka kapısına gidip kapıyı açtım ve John'un içeri girmesine izin verdim. Ben mutfağa geçerken büyük adımlarıda beni takip etti. Sırtımızı tezgaha yaslayıp kollarımı önümde birleştirerek konuşmasını bekledim.
Tedirgin görünüyordu. Uzun siyah saçları dağınıktı ve ince uzun parmakları titriyordu. Deri ceketini birkaç kez çekiştirip sinirle soludu ve ceketini sinirle indirerek tazgaha doğru fırlattı. Beklemeden yanıma gedi ve büyük ellerini ince belime dolayarak beni kaldırp tezgaha oturttu. Aşağı doğru sarkan bacaklarımın arasına yerleşip dudaklarıma birkaç uzun öpücük bıraktı. Sigara ve odunsu koku burnuma geldiğinde öpüşlerimiz arasında istemsizce sırıttım. Zorlukla dudaklarımı dudakların ayırıp nefes nefese mırıldandı.
"Neyin var John?"
Beni duymazlıktan gelip dudaklarını boynuma yönlendirdi. Hızlı elleri oyalanmadan siyah gömleğimin düğmelerini açtıktan sonra boynumdaki dudaklarını göğüslerime getirdi. Sütyen engeliyle karşılaşmayınca yüzünde yaramaz bir sırıtışla mırıldandı.
"Benim yaramaz kızım demek bugün sütyen giymemiş. Bu güzellikle özgür bırakmanın bir bedeli olmalı."
Dişlerini göğüs uçlarıma geçirdiğinde zevkle dudaklarımı ısırdım. Onun çok daha sert hallerine alışık olduğum için bu hareket nazik bile sayılabilirdi. Öpücükleri kasıklarıma doğru yol aldığında ellerimi çenesine koyup yüzünü kendime çektim.
"John neler olduğunu anlatmadan seninle sevişmeyeceğim."
Az önceki yaramaz sırıtışı yerini huzursuz bir ifadeye bıraktı. Sağ elini siyah saçları arasından geçirip derin bir nefes aldı.
"Bana ihanet edip kızgınlıkla bir hareket yapmayacağına ve yanımda olacağına söz vermeni istiyorum Diana."
Parıldayan yeşil gözlerimi korkuyla gözlerine diktim. Onu çocukluğumuzdan bu yana ilk defa bu kadar endişeli görüyordum.
"Ne olursa olsun daima senin yanında olacağımı biliyorsun John."
"Söz vermeni istiyorum Diana. Bu bizim sırrımız olacak ve eğer öğrenirsen bu başına dert açabilir."
Yutkunarak ellerimi göğsüne yerleştirdim ve daha sonra boynuna dolayarak göğsüne yaslandım.
"Söz veriyorum John Salvatore. Ne olursa olsun yanında olacağım ve sırrını kimseyle paylaşmayacağım."
"Birkaç saat önce babamı öldürdüm. Şu an evin bodrumunda eşyaların arasında duruyor cesedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal (+18)
Mystery / Thriller"O her sabah uyanıp ayaklarını yere bastığında Şeytan'ın 'Kahretsin! O uyandı' dediği kadın."