KALBİME MÜHRÜ BASTIN

28 11 7
                                    

Kim olduğunu bile bilmediğim birini tanımak. . .
Kaç saattir bu cümleyi düşünüyorum. Kimdi o?
Tekrar döndük sahalara. . .
Ne demeye çalışıyor bu insanoğlu!
İyi haber : O şahıs bana başka mesaj atmadı.
Kötü haber : Kocaman bir kitleye sahip instagram hesabımı kapattım.
Ve Rüzgar artık başka fotoğrafımı beğenemeyecek. Sonra tekrar mesaj geldi. Bu defa sadece okudum ve engelledim.

Bilinmeyen numara : Sen beni ister engelle ister engelleme, ister instagramını sil ister silme. Ben senin hemen sağındayım. . .

Görüldü
Bilinmeyen numara engellendi.

"Beni mi engelledin?"
Arkamdan gelen sesin sahibini tanıyordum. Bu yüzden arkama dönmek yerine direkt cevap verdim.
"Evet engelledim. Keşke seni dünyadan silebilsem!"
"Hadi ama!"
Ellerini omuzuma koydu. Ben de ayağa kalkarak tokatı yapıştırdım. Ama o elini yüzüne yerleştirmek yerine gülerek bana baktı.
"Ne gülüyorsun?"
"Gerçekten bir tokat beni yıldıracak zannetin! Değil mi?"
Rüzgar elini Koray'ın omuzuna koydu.
"Rüzgar çek o elini!"
"Çekmezsem ne olur?"
"Seni tek kelimemle bu otelden sürerim."
"Ben tek hamleyle seni yere serersem!"
"Öyle bir şey yapamazsın!"
"Bir daha düşün!"
"Yapamazsın!"
"Eğer bir daha Esin'i rahatsız edersen senin ağzına sıçarım!"
"Rüzgar kes!"
"Koray kaç!"
Koray yerinden kımıldamadı. Rüzgar benden günah gitti der gibi baktı ve yumruğu yapıştırdı. Herkes bize döndü.
"Rüzgar! Koray!"
Rüzgar, Koray'ın üstüne çıkmış yüzünü yumruklarken sadece konuşabiliyordum.
"Rüzgar, Koray durun!"
Gelen mesajla telefonu açtım.

*yeni bildiriminiz var

Annem : Kızım nasılsın? Uzun zamandır aramıyorsun. Merak ettik.
OH! Annemmiş.
Esin : Anneciğim çok iyiyim. Sen nasılsın? Ben de arayamadım. Sizi çok özledim. Babam nasıl? Çisel nasıl?
Az sonra mesaj geldi.
Annem : Kızım biz de çok iyiyiz. Eee Koray ile nasıl gidiyor?

Hah! Ben de ne zaman soracak diye düşünüyordum.

Esin : Çok iyi anneciğim.

Anneciğim biliyor musun Koray bana çıkma teklifi etti.

Annem : Sana yakın davranıyor mu bari? Yani nasıl bir ilişkiniz var?
Esin : Evet anneciğim. Arkadaş gibiyiz.

Anne baya baya yakın davranıyor. Ne arkadaşı resmen düşmanız.

Annem : Tamam aşkım. Seni seviyorum görüşürüz. Koray'a selam söyle.
Esin : Görüşürüz. Babama selam söyle.
Annem : Aleykümselam.

Konuşmaya dalıp Rüzgar ve Koray'ı unutmuşum. En sonunda bir hareket göstererek Rüzgar'ı Koray'ın üstünden attım. Koray'a bir tekme savurdum ve Rüzgar'ı kolundan tutarak kaldırdım. Ne ağırmışsın be! Rüzgar hemen hemen hiç dayak yememiş. Zin ve Eleysa ağabeyleri ile hastaneye gitti. Rüzgar, hastaneye gitmedi. Beraber oturduk.
"Dayak yememişsin!"
"Evet."
"Geçen sefer ki gibi olmadı en azından!"
"Keşke biraz daha dövseydim."
"Ne meraklısının siz de!"
Sustuk ve sonra aklıma kavganın sebebi geldi. Benim için.
"Beni sevdiğini bilmiyordum,"
"Seni mi?"
"Evet!"
"Ben seni sevmiyorum."
"Neden benim için kavga ettin?"
"Ben senin için kavga etmedim!"
"Hiç yalan söyleme bana hiç yalan söyleme! Bal gibi de benim için!"
"Zaten kavga arıyordum!"
"Yav he he!"
"Bu arada instagramı silmişsin,"
"Evet, sildim."
"Beğeni attım diye mi?"
"Yok ondan değil,"
"Neden o zaman?"
"Stalklamadın!"
"Sevgilim kızar."
"Anlamadım!"
"Sevgilim işte,"
"Kimmiş o?"
"Su,"
"O kim?"
"Tanıştırayım mı?"
"H-hayır. . . H-hayır."
"Ama tanırsan çok seversin,"
"Zannetmiyorum,"
"Can ile tanışmak ister misin?"
"O kim?"
"Kankam,"
"O-olur,"
"Tamam o zaman yarın bizim eve gel,"
"T-tamam,"
"Sen titriyor musun?"
"Yok, hayır titremiyorum. Sana öyle gelmiştir."
"Tamam, görüşürüz."
"Görüşürüz."
O gittikten sonra ağlayacak gibi oldum. Yaşlı bir teyze yanımdan geçerken bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
A

caba sevgilisi güzel midir diye düşündüm. Keşke instagramımı silmeseydim. Belki hesabını bulurdum. Az sonra Rüzgar tekrar geldi.
"Ee hadi! Seni otelde mi bırakayım?"
"Ben çantamı falan alacağım. Sen biraz bekle,"
"Tamam."
Otel odasına çıktım ve eşyalarımı aldım. Keşke bavul getirseymişim. En azından biraz uzun sürerdi toplamak.
Aşağı indiğimde o yaşlı teyze tekrar oradaydı. Bu defa oturmuş, birini bekler gibi etrafına bakıyordu. Yanına gittim.
"Teyzeciğim yardım edilecek bir durum var mı?"
Geldiğim yöne baktı ve sonra tekrar sağa sola.
"Yavrum oğlum 'benim biraz işim var' dedi ve gitti. Benim ev bu tarafta değil. Tatile gelmiştik halbuki,"
"Tamam teyzeciğim sen kal burada ben iki dakikaya gelirim,"
"Tamam kızım."
Rüzgar'ın yanına kadar koştum.
"Rüzgar bir teyze var. O da bizimle gelsin mi?"
Nefes nefese konuşuyordum.
"Teyze kim?"
"Oğlu onu bırakmış. Kadın burada kalmış. Yazık götürelim,"
"Tamam,"
"Ben gidip getiririm."
Bu defa kadının yanına koştum. Bavulunu aldım ve beraber
Rüzgar'ın arabasına yöneldik.
"Allah razı olsun yavrum,"
"Bir şey değil teyze,"
Ah Rüzgar! Keşke ağzını burnunu kırabilsem. . .
Uzun bir aradan sonra bizim eve vardık. Teyze bizimle aynı yerde yaşıyormuş. Bizim evin arkasında iki tane daha ev var. Bizim arkamızdakinin arkasındaki onun eviymiş. Onu bıraktıktan sonra ben de arabadan indim. Rüzgar'a görüşürüz dedikten sonra kapıyı açtım. Serina, oturmuş film izliyor. Selam verip yukarı çıktım. Duş aldım. Aşağı indiğimde Serina sandviç hazırlamış beni bekliyor.
"Nasıl geçti?"
"Berbat,"
"Kavga ettiniz mi?"
"Kiminle?"
"Koray,"
"Ben değil Rüzgar onunla kavga etti,"
"Rüzgar şu aşık olduğun çocuk mu?"
"Evet,"
"Ne?"
"Bir dakika, hayır hayır!"
"İtiraf ettin!"
"Dalmışım ya yok öyle bir şey!"
"Tamam he he!"
"Yaaa!"
"Esin Allah aşkına yalan atma! Beceremiyorsun!"
"Yok dedim!"
"Yalan atmaaa!"
"Ya gerçekten!"
"Tek kelime daha edersen bunu facebook'a yayarım!"
"Tamam sustum!"
Ağzıma zincir çeker gibi yaptım ve güldüm. Yemek yedikten sonra Serina ile konuştum.
"Ben gidiyorum!"
"Nereye?"
"Şey Rüzgar'in evine!"
"Hem çocuğun evinde gidiyorsun hem de 'ben onu sevmiyorum' diye söyleniyorsun!"
"Hem ben sevsem ne yazar!"
"Niye ne oldu?"
"Sevgilisi var!"
"Ne!"
"Duydun işte, sevgilisi var!"
"Ayy! Kör olasıca. . . İnşallah sana sevgilim var diyen dilleri kopar! Sevgilisinin adını söylerken kalbi yerinden çıkar. . . O götü-"
"Tamam. Yeterli iltifatı ettin zaten,"
"Sen anladın. Bana bak kız sakın belli etme üzüldüğünü!"
"Tamam ben gidiyorum!"
"Dur kız!"
"Ne oldu yine?"
"Ayy sen makyaj yapmayı mı bilmiyorsun?"
"Yok zaten yapmıyorum!"
"Ben de diyiyorum bu kız neden domuz eti yemiş zombi gibi duruyor!"
"Öyle mi görünüyorum?"
"Evet. Kızım sen aynaya bakmıyor musun?"
"Bakıyorum,"
"Çık yukarı ben geliyorum!"
"T-tamam!"
Yukarı çıktım ve on beş dakika sonra geldi.
"Nerede senin makyaj malzemelerin?"
"Ben makyaj yapmam,"
"Ay geri zekalı!"
Odadan çıktı ve elinde makyaj malzemeleri ile geri geldi.
"Geç bakalım!"
Beni sandalyeye oturttu ve yüzüme anlık sürdü. Adı anlık mıydı acaba? Neydi ya? Off! Unuttum.
"Ne bu yanaklarıma sürdüğün?"
"Cahil! Allık bu allık!"
Şimdi far sürdü. Sonra ruj. . . Bu ne?
"Kızım kırmızının elli tonuna dönmüşüm!"
"Evet harika duruyor!"
"Hayır! Bu iğrenç!"
"Hadi kaldır götünü ve arabana bin!"
"Off! Allah sevgilinin yardımcısı olsun!"
"Hadi bay bay!"
Arabaya bindim ve Rüzgar'ın evine doğru sürdüm.
Gittiğimde sarışın bir kız, esmer bir erkek ve Rüzgar bahçede oturmuş bekliyorlar. Daha doğrusu konuşuyorlar.
Yanlarına gittim.
"Selam!"
"Selam ben Su,"
Sesi inceydi.
"Ben Can. Sen şu instagramdaki kızsın değil mi? Esin,"
"Evet o benim. Sen de Can olmalısın şu selam güzellik yazan sen din değil mi?"
"Evet,"
"Eee ne yapıyoruz?"
"Bilmem,"
Kararı onlara verdim.
"Hadi DC oynayalım,"
Su fikir önerdi.
"Ne yani çocuk gibi DC mi oynayacağız?"
Rüzgar inanmayarak Su'ya baktı.
"Evet hadi ya! Esin oynayalım değil mi?"
"Evet, evet oynayalım,"
"Tamam kanka ben oynarım!"
"Aşkım ben şişe alıp geleyim o zaman!"
"Tamam aşkım,"
"Tamam aşkım,"
O ses benden mi çıktı? Herkes bir anda bana döndü. Sanki sahneye çıkmışım gibi tüm bakışlar üzerimde. . .

KÜREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin