O mesajı okuduktan sonra onun peşinden koştum. Ama nasıl olduysa elimden kaçırdım. Mesajı tekrar okudum.
Esin : Sen kimsin?
Cevap çok erken geldi.
Bilinmeyen numara : Neyseki telefonum su geçirmiyor. Yoksa bana yenisini almak zorunda kalırdın.
Esin : Sen denize mi atladın?
Bilinmeyen numara : Evet. Peşimi bırakman için başka yol yoktu.
Esin : Kimsin dedim.
Bilinmeyen numara : Sinirlenme ateş böceği.
Esin : Bana öyle demeyi kes ve ismini söyle.
Bilinmeyen numara : Benim ismim,
Esin : Evet. Ne yavaşsın hızlı yaz.
Bilinmeyen numara : Boşver söylemeyeceğim.
Esin : İsmin ne dedim!
Bilinmeyen numara : Zamanı geldiğinde ateş böceği, sen de öğreneceksin. . .
Esin : Konuşma bitmedi. İsmini söyle.
Bilinmeyen numara : Çok meraklıysan gel denize atla. Belki görürsün beni.
Esin : Oraya geliyorum.
Bilinmeyen numara : Tamam ateş böceği.Hızla denize doğru koştum. Sonra durup telefonumu yere bıraktım. Atladım. Sanki en dibe batıyormuşum gibi. Su yüzeyine çıktım. En karşıya bakınca onu gördüm. Öylece durmuş ve gülüyor. Çırpınarak bağırdım.
"Hani denizdeydin?"
Eline telefonunu aldı.
Telefonunu eline aldı. Bir şeyler yazdıktan sonra arkasına bakmadan gitti. Denizden zorla çıktım. Telefonuma uzandım. Mesaj atmış.Bilinmeyen numara : Ben sana denizin içindeyim demedim. Sana denize atlayınca beni görebileceğini söyledim. Ve gördün.
Esin : Ama yüzünü değil!
Bilinmeyen numara : Belki bir gün benim yüzümü de görürsün ateş böceği.
Esin : Çirkin yüzünü görmek istemiyorum.
Bilinmeyen numara : Bence Koray'dan daha yakışıklıyım.
Esin : Hiç zannetmiyorum.
Esin sen ne zamandan beridir Koray'ı svaunuyorsun.
Bilinmeyen numara : O sarı postuna saklanmış bir korkak. Sende onun yalancı sevgilisi.
Esin : Numara değiştirmekten bıkmadın mı?
Bilinmeyen numara : Yok. Hatta keyifli bir işmiş.
Esin : Şimdi seni engelliyorum ve beni bir daha rahatsız edersen seni polise şikayet ederim.
Bilinmeyen numara : Eve de beklerim.
Esin : Psikopat!
Bilinmeyen numara : Arkadaşlarım bana ismimle seslenir ama olsun. Ben bu lakabıda sevdim.
Esin : İsmini söylersen bende isminle seslenebilirim.
Bilinmeyen numara : Çok akıllısın.Görüldü.
Bilinmeyen numara engellendi.Bir insan bu kadar gıcık ve gevşek olamaz. Az somra başka bir mesaj. Ama bu mesaj o geri zekalıdan değil Çisel'den.
Çisel : Türkiye nasıl? Sen arkadaş falan edinmişsindir.
Esin : Türkiye'yi sormak yerine buraya gelebilirdin.
Çisel : Evet, gelebilirdim ama gelmedim. Haberin olsun.
Esin : Ne Haberi?
Çisel : Emma öldü.
Esin : Ne?
Çisel : Kansermiş. Saçlarının dökülme nedeni bu!
Esin : O saçlar onun muydu?
Çisel : Evet, onundu. Peruk takıyormuş.
Esin : Peruk mu?
Çisel : Tam olarak peruk sayılmaz. Kaynak yaptırmışta denilebilir. Onu kaybettik.
Esin : Peki sevgilisi?
Çisel : Duyunca ondan ayrıldı. Hastaneye yatırmasak bir ay öncede ölebilirdi.
Esin : O salak onu haketmiyordu.
Çisel : Her neyse bu kadar bilgi yeter sana. Hem arkadaşların çağırıyordur.
Esin : İyiki gelmedin!
Çisel : İyiki gittin!
Telefonu kapattım. Emma! On yıldır yanımızda olan Emma kansermiş. Kendimi tutamadan ağladım. Aklıma saçlarının yarısının döküldüğü gün geldi.Bir yıl önce :
Annem ile Emma oturup kahve içerken, bir yandan konuşuyorlardı. Sesleri odamıza kadar geliyordu. Ödevlerimizi yaparken, gelen seslerle daha çok ilgileniyorduk.
Annem, Emma'yı bu gece bizde kalması için ikna etmek için uğraşıyordu. Herhalde o zaman birinci evreydi. Akşam olunca herkes yatmaya gitti. Benim yatağımda Emma yattığı için Çisel'in yanında uyuyordum. Ya da uyumuyordum. Çisel ile konuşuyorduk. Sabaha kadar uyanık kaldık ve herkesten önce biz ayaktaydık. Çisel koridordaki saçların farkına varınca annemi uyandırdı. Hemen hemen üç bin tane saç! Kimin olduğu ortaya çıkmayınca kimse üzerinde durmadı.Zaten kimse Emma'nın saçları demezdi.
Demek o zaman peruk takıyordu ya da kaynak yaptırmış. Saç renkleri uyuşmadığı için kimse onun demezdi. Eve gittiğimde Serina yoktu. Zaten kimseye bir şey anlatmak istemiyordu bu yüzden evde olmaması iyi oldu. Az sonra mesaj geldi.Bilinmeyen numara : Engellemekten bıkmadın mı?
Esin : Sen yazmaktan bıkmamışsın galiba!
Bilinmeyen numara : Emma için üzüldüm.
Esin : Sen nüfus ile falan ilgileniyorsun herhalde!
Bilinmeyen numara : Seninle ilgileniyorum.
Esin : Ay çok romantik!
Bilinmeyen numara : Bazen öyleyimdir.
Esin : Ama nedense odun olan yüzünü görüyorum.
Bilinmeyen numara : Sen benim yüzümü görmüyorsun.
Esin : Mizah yönünden daha kötüsün!
Bilinmeyen numara : Sen çok iyisin herhalde!
Esin : Senden iyi olmasın!
Bilinmeyen numara : Benim kim olduğumu merak ediyor musun?
Esin : Evet!
Bilinmeyen numara : Merak et o zaman!
Esin : Ha ha ha!
Bilinmeyen numara : Koray birazdan yanında olur.Cevap verecektimki zil çaldı. Koray içeri girdi.
"Nasılsın sevgilim?"
"Sen gelene kadar iyi!"
"Öyle deme hayatım,"
"Öyle deme odun!"
"Odun kim?"
"Odun. . ."
"Kim dedim?"
"Sanane!"
"O zaman arıyo-"
"SEN!"
"Hah! Böyle söz dinle,"
Ona odun dediğimde dudaklarının kıvrıldığınıfark ettim. Bir insana odun denince neden gülsünki? Psikopat olduğu için olabilir mi?
Mesaj geldi.Bilinmeyen numara : Sakın onu dinleme.
Çaktırmadan cevap yazıyordum.
Esin : Nerdesin?
Bilinmeyen numara : Ben her yerdeyim. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRE
RomanceRüzgar : Aşkı en güzel kim anlatır? Esin : Tabi ki Romeo ve Juliet Rüzgar : Başka? Esin : Hımm. . . Leyla ile Mecnun Rüzgar : Başka? Esin : Ferhat ile Şirin Rüzgar : Başka? Esin : Aslı ve Kerem Rüzgar : Hadi ama Esin : Bilmiyorum Rüzgar : Gökteki e...