Bir şarkı hikayeye bu kadar mı uyar..
Teşekkürler Taehyung
Güzel sesininle bizi büyülediğin için..
Şarkının anlamın okumadan geçmeyinFinal şerefine bol bol yorum yapıp beni mutlu edin lütfen. Yorumları okurken mutlu oluyorum. Bunu bana çok görmeyin.
.........
.
.Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emanetiYeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağımaÇiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğindeBir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuşSoluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
Kapılıp gidiyorum saçının sellerineGözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakarBir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakınTabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibiSensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışımBir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerindenÖlüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Erdem Beyazıt
.......Bir hikaye yazıyorum
içinde senin ve benim olduğumuz bir oda
Çıkışı yok
Mutlu olduğumuz bir hayat
Biz olduğumuz bir son
Bir hikaye yazıyorum
Seni sevmekten bıkmadığım
Kollarıma koştuğun
Kalbimin kalbine bağlı olduğu
Mutlu sonlu bir hikaye
Seni seviyorum
.........
.
.
.Her şeyin bittiğini sandığımız zamanlar oluyor. Yarın hiç doğmayacak gibi param parça hissediyoruz. Sanki yüksek bir zirveye tam ulaştım derken aşağı yuvarlanmışız ve bu süre zarfında taşlara çarparak bir çok yerimizi yaralamışız gibi. Yada yarış arabasında son hız giderken bitiş çizgine dönen virajda kontrolü kaybedip takla atmış gibi. Kaktüs tarlasında mahsur kalmışız da her yerimize dikenler batıyor gibi. Bittiğimize o kadar inanıyoruz ki tek parmağımızı bile oynatmak gelmiyor içimizden. Zaten bitmişiz, yarın yok, yaşamak ne işe yarar, dünya boş gibi laflar beynimizde dönüp durarak bizi kendilerine esir ederler. Pes etmek daha kolay geliyor bize çünkü. Yada kendimizi sevmeyerek umursamıyoruz. Kendimizden kaçmak her zaman en kolay seçenek olmuştur mesela. Bir kere olsun ayağa kalmaya çalışmıyor ve suçu kendimize atarak nefessiz kalıyorduk. Sonra bunalıp kendimize bir suçlu arıyor ve ilk bulduğumuz ufak bir bahaneyi önümüze harika bir yemek olarak sunuyoruz. Aslında biliyorduk bunları yaparken neler olabileceğini. Pes edip kendimizi bu hale koyacağımızı ama yinede yapıyorduk. Özellikle nefretimizi haykırıp sevgimizi saklıyorduk. Sevgisini söyleyenlerle de dalga geçerek ayıplıyorduk. Gariptik. Insanlar olarak gerçekten çok gariptik. Yoksa hengi hayvan diğerini renginden yada cinsinden ötürü yargılıyor? Yada hangi çiçek farklı kokusundan, renginden veya şeklinden dolayı dışlıyor. Yaşayamamak sadece bize özgü. Bizim en büyük düşmanımız yine kendimiz olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death of a bird/ Park Jimin
FanfictionMinik bir kuş şafak vaktinde son kanat çırpışlarını yaptı, herkesten gizli ve tek başına, sanırım o ölüyordu kimsenin haberi olmadan. *** Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün Onu saçlarından topladığın belli ...