special 2🌸

1.4K 127 191
                                    

İstiyorsan, dökeyim avuçlarına içimin elmasını

Kalbim yakut bir kolye gibi gerdanını süslesin

Gözlerimden zümrüt küpeler yapıp

Kulaklarına takayım

İpekli yollarıyla

Gümüş penceresi, kapılarıyla

İstiyorsan, saraylar kondurayım gönlümden
Nurullah Genç
.
.
.
Bu seninle ilk karşılaşmamız...

Taehyung

Hayatım umut etmekle geçti. Her zaman daha iyi günler karşılayacak beni diyerek yastığa koydum başımı. Gözlerimi her yumduğumda hayallerim çöreklenirdi üzerime ve ben acı içinde göz yaşları dökerdim. Çünkü umudumun olduğu kadar umutsuzluğumda vardı. Ben onu görmezden geldikçe daha da büyür içimde ve ısrarla beynimi ele geçirmek için savaşırdı. Ona karşı savaşmaktan yorgun düşen bedenim, prensesi görünce hemen ayağa kalkar tekrar son gücüyle savaşmaya devam ederdi. Bu döngü her gün böyle geçti. Her gün prensesi görerek kendime gelirdim. Bana bir kere gülümsemesi için her şeyi yapardım. Beni azarlasa bile gitmez ona gelmeye devam ederdim. Onu sevmekten bir an bile vazgeçmemiştim. Hem ben söz vermiştim. Ne olursa olsun onu koruyacaktım. Hayatımın sonuna kadar. Belkide bu yüzdendi bu zamanda olmam. Sevgim her şeyi yenmişti. Prensesi bile.

Drapaj dersinin bitmesiyle kendimi sınıftan resmen fırlattım. Bir an önce evime gidip tatile girmenin keyfini çıkaracaktım. Hızla odama girip elimdekileri masaya koydum. Savaş alanı gibiydi ama umrumda değildi. Bir an önce evime gitmek istiyorum. Odadan çıkıp kapımı kilitledim ve telefonumu elime aldım. Gelen mesajı okumamla yüzüm güldü. Telefonumu cebime koydum ve hızla binadan çıkıp arabama ilerledim. Rosie kırmızı rengiyle oldukça dikkat çekerken bir kaç anı aklıma gelmişti bile. Prenses benden çok onu severdi.

Kilidini açıp içine bindim. Ilk önce markete uğramam gerekecekti. Arabayı çalıştırıp hareket ederken tek elle müzik açmaya çalışıyordum. Sevdiğim bir şarkıyı açıp ona eşlik ederek ilerledim. Oldukça keyifliydim. Evime gitmek dünyayı gezmekten daha ilgi çekiciydi benim için. Çünkü orada beni mutlu eden iki varlık vardı. Her an var olduklari için şükür edeceğim iki güzel varlık.

Markete gelince arabayı durdurup indim. Mesajda gelen listeyi hatırlayıp hepsini tek tek aldım. Tam geçecekken gözüme takılan çikolatalarla gülümseyip bir kaç tanesini sepete attım ve kasaya yöneldim. Hepsini tek tek çıkartırken kasadaki genç kız bana gülümseyerek bakıyordu. Üzgünüm genç bayan ben evliyim. Sen dua etki karım burada değil. Yüzük olan elimi kaldırıp resmen gözüne sorarcasına kartı uzattım. Verdiğim mesajı anlamış olacak ki yüzünü düzeltip işini yaptı. Aldıklarımı tek tek poşete koyup kartımı da alarak marketten çıktım. Yanımdaki koltuğa poşetleri koyup kendi yerime geçtim ve arabamı eve doğru haraket ettirdim.

Evet. Ben artık evliydim. Hemde prensesle. Hala bana inanması zoe geliyordu. 

Uzun yılların sonucu ona kavuşmak olmuştu. Çektiğim acıların mükafatı prensesti. Tam pes etmek üzereyken bana gelmişti. Evlenelim dediğimde kabul edişini bile anlamamıştım. Sonuçta seabyeoktu o... genelde ne söylersem söyleyeyim beni azarlardı. Ama kabul etmişti. İyiki de etti. Yoksa onsuz yaşayamayacağımı tüm evren biliyordu.

Evime geldiğimde kapı açılmıştı. Içeri girip arabayı garaja park ettim. Sevdiğim evime bir kez baktım. Tam anlamıyla bir saraydı. Eee prensesler sarayda olmalıydı değil mi? Elimdeki poşetlerle eve girdiğimde ilk işim karıma seslenmek oldu.
"Kraliçem?" Prenses artık bu makama terfi etmişti. Ben kral olduğuma göre. Oda artık kraliçe olmalıydı. Ses gelmeyince mutfağa gidip elimdeki poşetleri tezgaha koydum. Üst kata çıkıp odalara tek tek bakmıştım. Ama yoktu. Yatak odasının balkonuna çıkıp bahçeye baktım. Hafif meltemle sağa sola savrulan uzun saçlarına karşı savaş veren karım elindeki ekmek arasıyla etrafa bakınıyordu. Sanırım sorunu anlamıştım. Ve nasıl çözeceğini biliyordum. Hızla odaya girip koşar adımlarla mutfağa gidip aldığım çikolatalardan bir tanesini cebime koydum. Ve bahçe kapısına ulaştım.

Death of a bird/ Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin