8. Bölüm... seni böyle sevdiğimi bilseler asarlar beni

5.8K 334 64
                                    

Kenan sessizce izledi gök yüzünü içi içine sığmıyordu karısı kaybettiğini sandığı karısı yaşıyor muydu hep bir umutla ölüp kavuşacağı günü beklemişti kenan bir umutla huzura ulacağı zamanı düşlemiş selvi ve çoçuklarına kavuşacağı anı iple çekmişti kaç kere eli tetiğe gitmiş namlumun ucunda canı vardı inancı engel oldu ölüp yine ayrı kalmaktan korktu kenan bu dünyada arafı yaşarken öteki dünyada da arafta kalmaktan korktu...

Kenanın anlatımı...

İnsan kaybedince anlarmış yanındakinin varlığını hatalarını yıkımlarını anca kaybedinince anlarmış ben kaç kişi kaybetim kaç kişiyi gömdüm yüreğime kaç kere nefessiz kaldım kaç güne arafta uyandım.... selvi senin yokluğunda kaç vakit öldüm sensizliği...
ne güzel söylemiş şair seni ne kadar sevdiğimi söylesem asarlar beni...

( şiiri dinlemek isteyen arkadaşlar açabilir)

Seni böyle seversem asarlar beni
Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
Evlerine kapanır ah bütün gemiler
Sis basınca o limanları kime kalırsın
Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Ay batar bir bulut kaynar duyamazlar ki
Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Gün doğar yer oynar yerinden duyamazlar ki
Seni böyle sevdiğimi bilseler asarlar beni
Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna
Bir sabah tam beş buçukta ipe çekerler
Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Ay batar bir bulut kaynar duyamazlar ki
Seni böyle sevdiğimi bilseler de bilemezler
Gün doğar yer oynar yerinden duyamazlar ki

Ah selvim seninle aynı göğün altında olmak aynı havayı solumak yaşam bana bir yanım kırgın bir yanımda ise şen çoçuklar oynaşıyor içim içime sığmıyor nefes alıyorsun benimsin... seninle bir güne uyanma şansım var kollarım seni bir kez daha saracak ya o saatten sonra isterse asınlar beni baharı kıskandıran çiçek kokunu bir kez daha soluyacağım ya idama mahkum etsinler... ve sorsunlar bana son arzun nedir diye yine sen derim selvim seninle yaşamak ve seninle ölmek tek dileğim derim....

💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓

Selvi oturmuş rıfata olanları
anlatıyordu rıfat kızgınca konuştu "yenge çıldırtırsın sen adamı niye haber etmiyorsun bize" dedi selvi "rıfata ilk kez bu denli yaklaşımda bulundular anlayamadım" dedi rıfat "hadi umuta bişey olsaydı" dedi selvi ağlamaklı sesi ile "allah korusun ben onsuz yaşayamam rıfat" dedi rıfat "abim sizsiz nasıl yaşıyor yenge" dedi selvi tam konuşacağı sırda "ben söyleyim nasıl yaşıyor yenge ölü gibi sanki bir idam mahkumu kendini ölmeye hazırlıyor yaşama dair hiç bir beklentisi yok hep ölüme kucak açıyor sanki ölüm onun için kurtuluş gibi" dedi selvi tutuğu göz yaşlarını bıraktı "ben kenanı çok sevdim öyle çok sevdim ki kendimden vazgeçtim ailemi hiçe saydım benim babam savcı rıfat savcı türkiyenin en namlı savcısıydı ben ne yaptım gözüm kaptım kaçtım kenana türkiyenin en büyük yer altı mafyası ile evlendim namlı kabadayı kılıç kenanala öyle sevdin ki sadece benim için kenan vardı sonra ne oldu hamile kaldım kenan değişti ne beni gözü gördü ne çoçukları söylesene rıfat ben bir evlat dahamı göseydim toprağa kaçmayıp umutunda ölümünü yaşasaydım abin hangi kadın koyundan çıkıp evimize gelsin bana çoçuğuna sevgi göstersin diye mi bekleseydim söylesene" diye bağırdı rıfat tam konuşacağı sırada umut uyku sersemi gözlerini ovuşturarak içeri girdi "anne be oydu" dedi selvi hızlıca yerinden kalktı umuta sarıldı "bir şey olmadı bebeğim" dedi umutu kucağına alarak çoçuk odasına doğru adınladı rıfat koltuğa oturdu sinirle saçlarını karıştırdı ahhhh diye haykırdı "şimdi ne bok yiyeceğim ne yapacağım" diye söylendi.

Kenan sanki bir asırmış gibi gelen uçaktan aşağı indi kafasını gök yüzüne kaldırdı derince soludu "seninle aynı havayı bile solumak başka " dedi adımlarını hızlı hızlı atarak çıktı hava alanınada içi içine sığmıyordu bir yandanda aklında o karar çok soru vardı ki selvi çoçukları hata rıfatın bu işin neresinde olduğu gibi bir çok soru dönüp duruyordu zihinde...

Geldi gece kulubünden hızlıca girdi kenan kendine doğu koşarak gelen adama baktı "buyur abı şöyle geçelim" dedi selim üst kataki odasını gösterer kenan ilerleyerek odaya girdi "selim vaktim yok anlat" dedi "abi kadın 4 yıl önce yerleşmiş..." diye devam edeceği sırada kenan kükredi "lan delirtme beni ne kadını yenge yenge diyeceksin çektirdiğin resimleri ver" dedi selim korku ile yutkundu "affedersin abi "dedi masanın sağ tarafındaki çekmeceyi açarak fotoğrafları çıkardı küçük çoçuk kucağında cadde boyu yürüyen selvin adım adım fotoğrafları "abi hepsini yeni çektik evine geçerken bizim çoçuklar biraz korkutmuş on yüzden kimse yaklaşmadı uzaktan çektik" dedi kenan elindeki resimi parmağa ile okşadı "selvimm" dedi gözleri ışılıyordu "çoçuk "dedi selim "efendim abi" dedi "çoçuk bi tanem mi" dedi selim "anlamadım abi" dedi "lan oğlum delirtme beni en mutlu günümde katil edeceksin beni selvinin yanın çoçuk bitene mi" dedi selim" evet abi bi oğlan çoçuğu var dört yaşında" dedi kenanın içine kapladı hüzün evlatların birini kaybetmişlerdi ama kenan şükür allahım sana şükür dedi içinden selim "abi ben gerçekten anlamadım çoçuk yengi ne bilim kafam karıştı " dedi kenan selime bakarak "karım ve oğlum " dedi selim şaşkınca baktı "abi yanlış anlama ama ölmedim mi ailen" dedi kenan "ölmemişler" diye mırıldandı "adersi ver  bide selvin mekanına gönderdiğini o salakların kafasına sık kimse benim ailemi tehdit edemez bilerek yada bilmeyerek  seni niye öldürmediğime gelirsek bana dünyanın en büyük haberin verdin" dedi ve oturduğu masadan kalktı kapıyı açıp çıktı...

Kenan geldiği kapın önde kaç saattir bekliyor bilmiyordu ne giren ne çıkan vardı gecenin üçü etrafa dağılmış adamlarından başka caddede kimse yoktu

kenanı  ve adamlarını bi kaç saat önce fark eden tarık ve murat araçlarından inip kenana doğru yaklaştılar "hoş geldin abi" dedi murat kenan kaşlarını çatarak "hoş mu geldim bakacağız" dedi  tarık "anlamdık abi" dedi o sırada kenan ikilin üsütüne yürüdü "lan sizi parçalara ayırım ölünüzü ananız bile tanıyamaz siz benim karımı çoçuğumu benden basıl saklarsınız" diye ikiliye girişti tarık bi yandan murat bi yandan "abi biz kim olduğunu bilmiyorduk rıfat abim takip edin dedi etik" diyordu ikisi kenan sinirle "sıra onada gelecek" dedi o sırda seslere çıkan rıfat karşısında kenanı görünce şok olmuş şekilde baktı "abi" dedi kenan rıfata  sert bi tokat atı " bana abi deme lan" dedi rıfaf "abi bi dinle" dedi kenan bi tokat daha atı bağırarak " bana abi deme lan insan abisinin ölümünü izler mi" dedi selvi dışardan gelen sesleri duydundan yolun sonunda olduğunu daha kaçışının olmadığını biliyordu umut tekrar seslere uyanmış açık kapıya doğru yürüdü selvi umutun kapıya hareketlendiğini görünce hızla koştu kapıya... kenan rıfata tekrar bağırdı "öldürdün lan beni abini öldürdün " dedi rıfat belindeki silahı çıkardı namluya mermiyi sürdü "dinle abi ne olur dinle beni" dedi kenan sert bi şekilde konuştu "sen benim için ölüsün ben ölülerle konuşmam" dedi rıfat tam tetiğe basacağı sırada umutun sesi duyuldu "amca " dedi rıfat silahı indirdi kenana baktı  kenan kapın önünde yarı uykulu kendine bakan çoçuğa doğru baktı saki o an dünya durmuştu umut tohumları içinde filiz veriyordu kapıya koşarak gelen selvi umutu sıkıca tutu kenan nefes alamadığını hisseti sanki dünya durmuş bi üçü kalmış gibi koşarak sarıldı selviye umut anne ve ona sarılan adama bakıyordu kenan "öldüm sensiz öldüm" diye haykırdı selvi "sensiz ölü gibi yaşadım" dedi "neden" dedi kenan "neden sensin kenan" dedi selvi unutun  kenanı iterek ayrıldı umutu kucağına aldı evin içine koydu "git kenan" deyip kapıyı yüzüne kapadı....

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum finale çok az kaldı
Sevgi ile kalın

Bir umut yeter (kısa hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin