2. Bölüm: "Ucu Keskin Kelimeler"

20.1K 337 60
                                    

Dennis Lloyd - Snow White

_______________________________________

Arabanın içindeki durgun havayı benim sert nefes seslerim kesiyordu. Ne kadar sinirli olsam da içimdeki istek bitmek bilmiyor, beni çok zorluyordu. İrademi elimden bırakmamaya kararlı olsam da arabanın içindeki erkeksi koku bütün hücrelerimi harekete geçiriyor, bedenime ızdırap verici sızılar aşılıyordu. Bacaklarımı birbirine bastırarak oturduğum koltuğa daha da yapıştım. Minik ter damlaları enseme değen kısa saçlarımı ıslatmıştı. O kadar sıcak hissediyordum ki üstümdeki elbiseyi yırtarak çıkarmak, kendimi buz gibi suların içine atmak istiyordum. Boğazımı temizledim ama sesimdeki boğukluğu gideremedim.

"İçerisi çok sıcak, klimayı açar mısın?"

Yüzüne bakmadan söylediğim şeyle arabanın durması aynı anda gerçekleşti. Karanlık caddede arabanın içi camlardan süzülen sokak lambalarının ışığıyla aydınlanıyordu. Ne olduğunu anlamayarak yüzümü ondan tarafa çevirdim. Kafasını geriye atarak koltuğa yaslanmıştı. Bir eli sıkıca direksiyonu tutuyordu, diğer eli ise bacağının üzerinde yumruk olmuştu. İri bedeni koltuğa sığmıyor gibiydi. Geniş omuzları sakince inip kalkıyor, boğazındaki çıkıntı her yutkunuşunda aşağı yukarı hareket ediyordu. Bedeni kaskatı olmasına rağmen sakince aldığı nefesleri tezatlıktı. Kendime engel olamadan bakışlarım boynundan yukarı tırmandı. Sakallı çenesi, kırmızı ve dolgun dudakları...

Ne yapıyordum ben? Beynim allak bullaktı. Erkeksizlik başıma falan mı vurmuştu acaba? Gözlerimi kırpıştırarak bir dudaklarına bir adem elmasına bakıp duruyordum. Ağzımın içi kupkuru olmuştu. Tam gözlerimi çekecek gücü bulduğumu sandığım anda ıslak dili dolgun dudaklarını yalayarak ıslattı. Tam o an oramın istekle çarptığını hissettim. Bir elim çıplak bacağımı kavradı ve tırnaklarım etime gömüldü. Nefesimi tutarak başımı koltuğa yasladım.

O sırada direksiyondaki elini kaldırarak sertçe direksiyona geçirdi. İrkilerek yerimde sıçradım. Başını kaldırdı ve koltukta dikeldi. Kaskatı bedenini yavaşça bana doğru çevirdi ve alev almış gözleriyle kesişti gözlerim. Yeşil gözleri kor bir ateşle yanıyordu sanki. Öfkeyle irileşmiş göz bebekleri üstümde turladı ve çatık kaşları daha da çatıldı. Bense o an uçmuştum sanki. Öfkesinin bana yönelik olduğunu bilmeme rağmen umursayamıyordum. Tişörtünün altından belli olan sert kasları öyle kasılmıştı ki. Kollarındaki damarların içinde dolaşan kanın uğultusunu duyuyordum sanki. Boynunun yanındaki öfkeyle çarpan damarını buldu gözlerim. Şu an, tam şu an o kadar baştan çıkarıcıydı ki. Kendime gelmem lazımdı. Karnım istekle kasılmıştı. Gözlerim boynundan kayarak gözlerini bulduğunda hala aynı öfkeyle bana bakıyordu. Dolgun dudaklarını aralayıp diliyle tekrar ıslattı.

Ben o anda bitmiştim.

Kirpiklerim hazla titreşirken ağzımdan kısık bir inleme firar etti. Aynı zamanda elim kasıklarımın üstüne saplanmıştı. Belim öne doğru büküldü ve dizlerimi kendime doğru çekmeye çalıştım. O kasılmayla seğiren deliğimden yoğun bir sıvının çıktığını hissettim. Ah Tanrım! Ağlamak istiyordum.

"Güzelim?" Büyük ellerini sırtımda hissediyordum. Elini sırtımdan dolandırarak belimi sardı ve beni kendine çekti. Vücudumun yarısı sert göğsüne yaslanmıştı. Bana doğru eğildiği için burnum boynuna sürtündü ve güzel kokusu tüm bedenimi uyuşturdu. Hissettiğim şeyler, bedenime değen sıcak bedeniyle dayanılmaz olmuştu. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum. O benim arkadaşımdı. Beni saran şefkatli kollarıyla ağlamaya başladım. O, benim tek arkadaşımdı. Böyle hissetmemeliydim. Bu çok yanlıştı. Vicdan azabı zehirli kollarını boynuma sarmıştı. Korku saklandığı delikten çıkıp ruhumu saran zehri iyice yaydı. Evran dudaklarını saçlarımda gezdiriyor, sıcak avuçlarıyla sırtımı sıvazlayıp beni göğsüne sıkıca bastıyordu. Hissettiğim şeylerin ağırlığıyla başımı göğsünden ayırdım ve kollarımı boynuna doladım. Ağlamam şiddetlendi, hıçkırarak "Özür dilerim," dedim. Kolları belime dolandı ve beni kucağına alarak koltuğuna yaslandı. Bunun beni daha kötü etkileyeceğini bilerek geri çekilmeye çalıştım ama belimdeki kollarını gevşetmiyordu. Pes ederek ağrıyan bacaklarımı yolcu koltuğuna uzatarak boynuna iyice sığındım. Belimdeki ellerinden biri sırtımdan kayarak ensemi kavradı. İçimdeki ateşe rağmen ruhum huzurla sarmalanmıştı sanki. Terden enseme yapışan saçları parmaklarıyla kaldırarak ensemi ovmaya başladı.

ENGİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin