7. Bölüm: "Gizemli Misafir" 2/2

14.5K 301 71
                                    


Lana Del Rey - Cherry (çok sevdiğim harika bir şarkı)
Medya: Prof. Francesca

_______________________________________

Kuşkular, en kötü gerçeklerden daha zalimdir.
-Moliére
_______________________________________

Part 2
_______________________________________

"Professor Francesca?"

Karşımda gördüğüm kadınla kapının arkasında olduğunu tahmin ettiğim tüm isimler silinip yerini şaşkınlığa devrederken hissettiğim hayal kırıklığınının yüzümde bıraktığını tahmin ettiğim ifadeyi toparlamaya çalıştım fakat yeni uyanmış zihnimle bunun beni bir hayli zorlayacağını biliyordum.

Profesör benim yüz ifademi inceleyip yüzünde tuhaf olarak adlandırdığım bir görünüşe sebep olan kaşlarını kaldırarak ciddi bir ifadeyle bana bakmaya devam etti. İfademi toparlayıp aklıma üşüşen ihtimalleri eleyerek merakla, "Is there a problem?" diyerek sormaktan kendimi geri alamadım. Profesörün kaşlarını indirip ciddiyetle bana baktığını fark ettiğimde yaptığım kabalığı fark ederek kapının önünde dikilen bedenimi geri çekerek tekrar konuştum. "Please come in, excuse me."

Profesör Francesca soğuk tebessümünü kalın dudaklarına oturtup elindeki pahalı bir markaya ait olduğuna emin olduğum çantayı koluna takarak topuklu ayakkabılarının zeminde yarattığı gürültüyle ağır adımlarla kapıdan içeriye girdi. Uykumdan bu şekilde uyandırıldığımdan dolayı sızlayan şakaklarım bu sesi beynimde çok daha gürültülü bir şekilde yankılarken bir elimi ağrıyan başıma götürerek yavaşça kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde profesörün salonun kapısında dikilerek benim yanına gelmemi beklediğini fark ettiğimde ağır adımlarımı hızlandırarak salona girmemizi sağladım.

"Please sit down, would you like a drink?"

Sorumla birlikte salonun girişine yakın olan berjere oturduğunda çantasını dikkatlice orta sehpanın üzerine bıraktı ve bacak bacak üstüne atarak oturuşunu düzeltti. Elbisenin kırışan yerlerini özenle düzleyerek arkasına yaslandı ve yüzüne daha sıcak bir tebessüm kondurarak ayakta dikilen bana baktı.

"I'm sorry to wake you up like this, but you know I wouldn't have come this far if it wasn't for something important."
(Seni bu şekilde uyandırdığım için üzgünüm ama önemli bir şey olmasaydı buraya kadar gelmeyeceğimi biliyorsun.)

Dersine birkaç sefer girdiğim bir profesörün evime gelip benimle konuşacağı önemli bir şey olduğunu duymak okulla ilgili hiçbir sorun olmasa da beni çok tedirgin etti ve yerimde rahatsızca kıpırdandım. Bunu fark eden profesör kibar gülümseyişini bozmadan eliyle karşısındaki koltuğu göstererek oturmamı istediğini belli etti. Sözsüz isteğini kırmayarak merak ve tedirginlikle gösterdiği koltuğa rahsızca oturdum. Karşımdaki kadının öyle bir enerjisi vardı ki gözlerine bakıp konuştuğu bütün insanları anında etkisine alıyordu ve fark etmeden kendinizi onun otoritesi altında buluyordunuz.

"I'm sorry if I worried you, please relax."

Söyledikleriyle ifademi hemen düzeltip kendime onun alanında oldukça başarılı bir psikolog olduğunu ve karşısında yüzüme yansıttığım ifadelere dikkat etmem gerektiğini hatırlattım. İfadem anında değişirken gerginleşen yüzümü serbest bıraktım ve gözlerimde açıkça gördüğüne emin olduğum yoğun merakı gizlemeden konuştum. "I'm all ears." (Sizi dinliyorum.)

Yüzündeki ifade bir anda ciddi bir boyut kazandığında duyacağım şeylerin ağırlığını şimdiden hissetmeye başlamıştım fakat kendime telkinler vererek ifademi bozmamaya gayret ederek kendimi hazırladım.

ENGİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin