BÖLÜM 1~TAKİP

1.8K 81 124
                                    

Bu bölümü hikaye olarak isteyenlerin gönüllerini hoş tutmuşumdur umarım.

Gerçi benimde favori bölümlerimden biriydi ama bu hikayeyi asıl yazma sebebim çok okunmuş olması.

"İtalik yazılar geçmişi hatırlamakla ilgilidir. "

Lafı daha fazla uzatmayacağım.

İyi okumalar.

&

Kahverengi gözlü yabancı güneş gözlüğü ve kapüşonunu başına örterek kendini gizlemişti. Kafenin karşısındaki sokakta durmuş elleri cebinde onları izliyordu.

Kafenin, cam kenarı kısmındaki masada oturmuş kahve içen ünlü model Steve Roger'ı incelemekteydi. Her zaman ki gibi al benisi üstündeydi. Sakalsız yüzü yumuşak ve gülmekten pembeleşmiş yanaklarını ortaya çıkarmıştı. Yabancının oraya binlerce öpücük kondurduğunu hayal etmesine sebep olacak kadar güzel bir görüntüydü. Sakallı hali karizmatik görünürken, sakalsız halinde daha genç gösteriyordu. Ama hangi halinde olursa olsun Steve Roger yabancı için her zaman arzu duyacağı kadar mükemmeldi.

Hayatındaki tek anlamı olan adamın yanında yine başka bir kadın vardı. Her zaman ki çapkınlığından vazgeçmeyen Steve yüzünden, yabancı kıskançlık krizine girip kadını boğmamak için kendi içinde vereceği yeni bir savaşa girmek zorunda kalıyordu. Bugüne kadar aklından o kadar çok cinayet senaryoları geçirmişti ki bazı zamanlar kendini eve zincirlemişti. Özellikle de Steve'inin uzun soluklu ilişkilere atıldığı dönemlerde.

Steve, bu yabancı için yaşama tutunmasını sağlayan tek nedendi.

Steve kahvesini bitirip yanındaki güzel kızla dışarıya çıktı. Arabasına doğru yürürken her zamanki gibi izlendiğine dair o rahatsız edici hisse kapıldı. Etrafına bir göz attı ama tuhaf görünen birşey göremedi. Rahatlayıp kızla arabasına bindi ve sürerek ordan uzaklaştı.

Sokağın köşesine saklanmış olan adam giden aracın arkasından baktı. Birgün ona sahip olacaktı.

Sokak lambaları yanarken havanın kararmakta olduğunun farkına varan yabancı elleri cebinde sessizce ev dediği yerin yolunu tuttu. Yürürken düşünüyordu. Steve Roger ne zaman hayatının merkezi olmuştu? Bunları düşünmesi çok normaldi. Çünkü her dakikasında nefes alıp vermesini sağlayan ona duyduğu aşktı.

Yine de o berbat anılar yeniden zihnine akın etmeye başladı.

Flashback...

"Antony! Tatlım gel hadi. Yemek hazır."

Bahçedeki salıncakta sallanmakta olan beş yaşındaki kahverengi saçlı hayat dolu çocuk son sallanışta salıncaktan atladı ve evin kapısına koştu. İçeriye girer girmez annesine sarıldı. Tatlı ve güzel sarışın kadın neşeyle kahkaha attı ve oğluna sıkıca sarılıp "Benim bir tanecik oğlum." dedi. Antony başını kaldırıp gülümseyerek ona baktı.  Sarışın kadın oğlunun başını okşayıp "Yemeğini ye birtanem. Tabağındakilerin hepsi bitecek." dedi. Antony "Söz anne." dedi ve hemen masaya oturup yemeğini yemeye başladı.

Tatlı ve şefkatli annesinin sevgi dolu bakışlarını gördüğü son anlardı bunlar.

Birkaç gün sonra kendini yağmurun altında, annesinin mezarı önünde bulmuştu. Babası sessizce yanında duruyordu. Ve daha fazla kalmak istemediği için mezara arkasını dönüp sert bir ses tonuyla "Gidiyoruz." dedi.

Antony biraz daha kalmak ister gibi babasına baktı. Ama yanıtı elinden tutularak sürüklenircesine arabaya götürülmek olmuştu.

O zaman anlamıştı. Hiç birşey annesinin yaşadığı zamandaki gibi olmayacaktı.

Cehennem gibi bir hayatın başlangıcı olduğunu nerden bilebilirdi ki?

Annesini kaybettiği günden sonra bir daha yağmuru sevmez olmuştu ve şimdi yine yağmur yağıyordu.

Aklını anılarından kurtarıp elleri cebinde yürüme hızını arttırdı. Ve hayatı haline gelen adamı düşünerek yürüdü, kendi karanlığında boğulduğu ve ev dediği yere.

Başlangıç olarak nasıldı?  Biliyorum biraz sıkıcı ama başlangıçta bir anda heyecanlı birşey yazamazdım. Birkaç bölüm sonra heyecan artabilir.

Yorumlarınız benim için değerlidir. Lütfen esirgemeyin.

Sağlıcakla kalın. 😘

Psycho Dark "YABANCI"~(STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin