26 Kasım 2011
Kapının zil sesini duyuyordu yataktan ama kalkmadı. Kapı açıldı, bir el silah sesi duyuldu. Ayağa fırladı ve odadan koridora koştu. Bu koşu sanki sonsuza kadar sürüyor gibiydi. Korku filmlerindeki sahne geldi aklına. Sen varmaya çalıştıkça uzaklaşan kaçan o lanet koridor. Neden bitmiyordu ki bu lanet koridor. Koridorun sonundan sola döndü ve beyninden vurulmuşa döndü. Karısı sağ eliyle duvara yaslanmıştı ve kafasını kaldırdığında göz göze geldiler. Düşmek üzereyken belinden kavradı onu. Karın bölgesinden kan akıyordu. Tişörtünü tek eliyle yırtmaya çalıştı. ''Sakin ol bir şeyin yok. İyisin bana bak yalvarırım bana bak. Gördün mü bir şeyin yok iyisin.'' diye tekrarlıyor bir yandan da tişörtünden kopardığı parçayı karısının karnına bastırıyordu. Karısı kanlı eliyle onun yüzüne dokundu. Gözleri yaşlıydı karısının. ''Bir şeyin yok!'' diye bağırıyor bir yandan, bir yandan da karısının karnına bastırıyordu. Karısının gözlerine baktı. Masmavi gözlerinden akan damla yanağından dudaklarına yaklaşıyordu. Karısının eli yüzündeydi yüzünü okşuyordu. Kalkmaya çalışacak gibi oldu ama karısı tuttu onu. Sanki olacak olana engel olamazsın der gibiydi. Son saniyelerinde kanlı eliyle kocasının yüzünü okşamak istiyordu. Bir şeyler diyordu ama karısının dediğini duyamadı. Sessizce mırıldanır gibiydi. Karısının dudaklarına kulağını dayadı duyduğu cümle hırıltılıydı. ''Seni seviyorum.'' dedi son kez gülümsemeye çalışarak karısı. Eli kocasının yanağından düştü gözleri sabitlendi tavana. ''Hayır, hayır olmaz. Şimdi olmaz. Aç gözünü ne olur. Şimdi olmaz. Hayalimiz vardı unuttun mu ? Kızımız olacaktı. Bir elimle seni diğer elimle onu kucaklayacaktım. Hayır, hayır şimdi olmaz.!'' dedi.
Karısıyla son konuşmasından onu toprağa verene kadar da konuşmadı kimseyle. Sadece Komiser Yardımcısı Ali ve diğer Komiser Yardımcısı Ahmet'i kenara çektiğini gördü cenazedekiler. Ali ve Ahmet'e bir şeyler dedikten sonra ikisi ayrıldı oradan. Komiser Metin yaklaştı mezara küreği aldı eline ve karısının mezarına ilk toprağı attı. Kimseye vermedi küreği, tek başına defnetti karısını. Herkes ''Başın sağ olsun.'' dedi ve gitti. Metin karısıyla yalnız kaldı. Mezarına eğildi, toprağından öptü karısının. Boynundan sarkan ipten mermi kovanı göründü. Mermi kovanını ipe geçirip boynuna asmıştı Metin. Sol eli ile sıkıca kavradı mermi kovanını. ''Söz veriyorum bulacağım o şerefsizi. Bulduğumda onu delik deşik edeceğim. Onu bulduğumda...'' sözlerini tamamlayamadan ağlamaya başladı ve kapandı mezarına karısının. Bilişim şubede ve cinayet şubede yas tutuldu. Bilişim şube Komiser Burcu'yu kaybetmişti. Cinayet şube ise Komiser Metin'inin eşini. Metin hiç uyumamıştı. Dört gün sonunda başka bir cinayet haberi geldiğinde şube müdürü Metin'e gitmemesini dinlenmesini emretti. Ancak Metin dinlemedi tüm her şeyi eşiyle ilgili olabilir diye kurcalıyordu. Bu cinayeti, eşinin cinayetini, tüm cinayet işleyenleri bulacaktı. Artık hiçbir katil elini kolunu sallaya sallaya gezemeyecek, başka Burcu'lar ölmeyecek başka Metin'ler öksüz kalamayacaktı. Yıllarca eşi ile beraber çocuklarının olabilmesi için tedavi görüyorlardı. Ancak hiçbiri olumlu olmamış ve çocukları olmamıştı. Ama ümitleri vardı asla kaybetmedikleri. Şimdi Metin hem karısını hemde çocuklarını kaybetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Büro
ContoCinayet büronun kendi içinde yaşadığı çatışmalar ve olaylar zincirini konu almaktadır.