6 Eylül 2011
Eve girerken ayakkabıların çokluğundan içerinin kalabalık olduğunu, yıllarca birçoğunun aramadığı ve zor duruma düştüklerinde görmezden gelen akraba kafilesinin çoktan geldiğini anladı. İçeri girdi uzaktan salona baktı pide yemekte olan insanlar ona sertçe baktı ama o aldırış etmeden annesine bakındı. Bulamadı annesini. Kadınların bulunduğu odaya dalmak istemedi ve dışarıya çıktı. Hiçbir zaman sevemedi o cenazeleri. İnsanlar uzun zamandır buranın bir cenaze evi olduğunu unutmuş aş evine çevirmişlerdi. Uzaklardan gelen insanları anlasa da yakında oturan insanların eve gelip ''Başınız sağ olsun'' dedikten sonra ''Pideler ne tarafta ?'' diye sorması sinir bozucuydu. Ve evet gerçekten böyle insanlar vardır.
Sigara hiçbir zaman ona mantıklı gelmemişti. Lisede kullanmamış üniversitede arkadaşları kullansa da o sevememişti. Sadece işe başladıktan sonra bir dönem kullanmıştı. Ancak diğer insanlar gibi günde iki, üç paket değil neredeyse yılda bir paket kullanmıştı. Sonra zaten o aldığı tek paketi yarıda atıp lanet etmişti. Ankara'nın ayazına aldırış etmeden kaldırıma oturdu ve sessizce sigarasını yaktı.
Sigarası bittiğinde eve tekrar girdi. Kalabalık biraz olsun azalmıştı. İnsanlar ona garip bir şekilde bakıyorlardı. Gömü işlemlerini kaçırmış, cenazeye ise çok sonradan geldiği için hayırsız evlat sıfatı yemişti. Bir de üzerine kimse ile konuşmadığı için yabani sıfatı almıştı. Bir günde hayırsız yabani evlat olmuştu. Sonra annesini gördü. Annesine gitti ve sarıldılar. Biraz birbirlerine baktılar. Yılların verdiği sevgi ile binlerce kelime konuştular ancak kimse duyamazdı onları. ''Kardeşinin evinden geldiğimde babanı yerde gördüm. Hemen ambulansı aradım. Geldiklerinde çok geç olduğunu söylediler. Sonra sana ulaşmaya çalıştık kardeşinle, bir yandan da cenaze işlemleri ile ilgilendik.'' ''Özür dilerim. Günlerdir kendimde değildim. İşlerim o kadar yoğundu ki sizi arayamadım. İhmal ettim. Hem üzüntünle boğuştun hemde cenaze işlemleri ile uğraştınız. Bütün her şeyde geç kaldığım için özür dilerim.'' dedi Ahmet.
Birkaç gün daha annesinin evinde kaldı. Kız kardeşi eşiyle beraber alt katta bir dairede kalıyorlardı. Kız kardeşi bu süre zarfında hiç uğramadı. Çünkü araları evlenmeden önce açılmıştı ve artık iki yabancı gibiydiler. İş yerinden aldığı iznin bittiği gün otobüsle tekrar Ankara'ya döndü. Otobüsten inince biraz yürümek istedi. Güneş batmış hava karanlıklaşmıştı. Olsun, çalıyordu kulaklıkta. Hafifçe bir gülümseme kapladı dudaklarını. Kız arkadaşıyla en sevdiği gruplardan biriydi Pilli Bebek. Günlerdir kız arkadaşını ihmal ettiğini hatırladı. Telefonunu çıkardı ve ''Yarın saat 8'de akşam yemeği ?'' diye mesaj attı.
Ahmet eve geldiğinde annesinde kaldığı son gece geldi aklına. Cebinden babasının anahtarlığı çıktığında annesi şaşırmıştı. Babası ölmeden önceki hafta uğramıştı. Anahtarlığı o zaman unutmuştu. Ahmet'te geri getirmişti. En sevdiği koltuğa attı kendini. Birkaç günün yorgunluğu vardı üzerinde. Evinde olmadığı için uyuyamamıştı günlerdir. Şimdi derin bir uyku zamanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Büro
Short StoryCinayet büronun kendi içinde yaşadığı çatışmalar ve olaylar zincirini konu almaktadır.