10 Aralık 2011
Ahmet sürüyordu arabayı. Metin camdan dışarı bakıyordu. Sessizlik vardı arabada. İki adam sessizce oturuyorlardı. Ahmet yola, Metin ise camdan dışarı bakıyordu. ''Beyza Hanım yoldaymış ve başkomiserim olay yerine ulaşmış. Ali mesaj atmış bana.'' diyerek sessizliği bozdu Ahmet. Metin sessizce kafasını salladı. ''Senden istediğim şeyi yapıyor musun Ahmet ?'' ''Yapıyorum komiserim ama korkmuyor değilim ya yakalanırsam diye.'' dedi Ahmet. ''Bir şey olmaz korkma. Ben senin üstünüm bir şey olursa benim emrimi yerine getiriyordu der suçlamaları alırım üzerinden.'' dedi ve tekrar sessizliğe boğuldu Metin. Burcu'yu kaybettiğinden beri zorunda olmadıkça konuşmuyordu. İşini yapıyordu. Başkomiser Oktay izinde olduğu için en rütbeli Metin'di. Ancak Başkomiser Oktay geldiğinde Metin'in omuzlarında ki yükü devralmış ve tüm davalara girişmişlerdi.
Kurtuluş Parkı'na geldiklerinde Ali çoktan olay yerindeydi. '' Kafasından tek kurşun. Silah adamın sol elinde. Adamın solak olup olmadığını bilmiyoruz. Silahta incelemeler yapılıyor. İlk bakışta intihar gibi. Üzerinden mektup falan çıkmadı. Telefonu cebinde bulduk. İncelemeleri yapılmaya başlandı. Etrafta gören olmamış. Sadece silah sesini duymuşlar ve karakolu aramışlar. Yakındaki karakoldan arkadaşlar gelip cesedi bulmuşlar.'' O esnada savcı geldi. Ali anlattıklarının aynısını savcıya aktardı. Adam deri ceket giyiyordu. Çinçin'de bahsedilen adam olabilir miydi ? Bu tür olaylar çok olmuştur ancak aksi ispatlanana kadar herkes katil veya masum olabilirdi.
O günün akşamında cinayet büro müdürü içeri geldi. Herkes ayağa kalktı. ''Oturun oturun''dedi müdür ve Oktay'ı odasından çağırdı. Oktay, Ali, Ahmet, Metin ve cinayet büro müdürü bir araya geldi. Biraz sonra içeri Savcı Beyza Hanım girdi. Olay, nedeni bilinmezdir büyük gibiydi. Önce savcı söze başladı. ''Arkadaşlar sabahki intihar eden adamı hatırlıyorsunuz değil mi ? Hani şu deri ceketli olan adam. Sonuçları zaten biliyorsunuz. O adamın intihar ettiği doğrulandı. Merminin çıkış şekli ve Kurtuluş Parkı'ndaki ağaca saplanma açısı kontrol edildi ve yüzde yüz intihar denildi. Ayrıca adamımız solakmış. Bu da intiharın doğruluğunu bir adım öteye taşıdı. Ancak cinayet büroyu bir araya toplama sebebim yalnızca bunu söylemek değil. Adamın Balgat'daki evini araştırdığınızda bulduğunuz kanlı bıçak Çinçin'deki maktulün kanıyla eşleşti. Ayrıca adamın telefonu kırıldı ve arama listesi elime ulaştı. Sadece buda değil. Adamın silahından çıkan mermi kovanı incelendi. Oradaki arkadaşlar silah ve telefon raporlarını önce bana getirdiler. Çünkü boka saran bir durum var. Adamın kullandığı silahtan çıkan kurşunun kovanı araştırılırken bir detay fark etmiş arkadaşlar. O silahtan çıkan mermi ile Metin'in boynunda sakladığı mermi eşleşti. Sadece bu da değil, Komiser Burcu'nun vurulduğu günden bir gün önce adam Komiser Burcu'yu aramış.'' Metin çoktan ayağa kalkmış ve volta atmaya başlamıştı. ''Nasıl ya, karımı vurduğunu iddia ettiğiniz bir adam uyuşturucu tüccarını öldüren adam öyle mi ? Ve aynı adam sonra intihar ediyor. Uyuşturucu tüccarının katilinde karımın numarası neden var ve neden onunla konuştuktan sonra bana söylemiyor.'' Metin duvarı yumruklamaya başladı ve kendi kendine ''Bunda bir yanlışlık olmalı.'' diye söyleniyordu. Faruk Müdür onu durdurmaya çalıştı. Metin duraksadı sakinleştiğini söyledi ve göz ucuyla Oktay Başkomisere bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Büro
Kısa HikayeCinayet büronun kendi içinde yaşadığı çatışmalar ve olaylar zincirini konu almaktadır.