pride | vjoy

~three~

Medyada Sooyoung'un
seçmelerde söylediği şarkı var.
İyi okumalar~💚

yıl: 2011

Seçmelere kendi yazdığı şarkıyla katılmak istemişti Sooyoung. Bu yüzden 5 gündür kağıda bir şeyler karalıyordu. Aslında şarkı hazırdı son düzenlemeleri yapıyordu sadece. Seulgi de okula gelmiyordu. Evde pratik yapıyordu. O gün öğle arası sınıftan çıkmayıp şarkısı üzerinde çalışma kararı aldı Sooyoung. Tamamlamak üzereydi. Yazarken Taehyung'u düşünmüştü. İstemsizce gülümserken Minji gelip kağıdı çekti. Ve hızlıca koridora çıktı. Peşinden koşup durdurmaya çalıştı Sooyoung. Ama Minji durmadı bu sırada sözleri seslice okuyordu.

ilk başta bilmiyordum bunun aşk olduğunu, hiç bir fikrim yoktu
Ben bir aptalım. İlk ben senden hoşlandım ve senin için çok derin hissediyorum.
Yine de ilk erkek söylemeli.
Çoktan biliyorsan bilmiyormuş gibi yapma.
Neye bakıyorsun parıldayan çocuk?
Sadece bana bak.
Kalbimin nasıl çarptığına bak.
Nereye gidiyorsun belirsiz çocuk?
Sana tutulmaya devam ediyorum.
Tatlı bir rüyanın içine al beni.
Umduğum gibi bir adam değilsin.
Tam şimdi
O gözlerle bana bakma.
Hala bilmiyorsun.
Eğer itiraf edeceksen kendine güven
Utanma ve adam gibi söyle bana.

Sooyoung susturmak için çabalasa da bir süre sonra vazgeçip utançla etrafı seyretti. Gözleri Taehyungla buluşunca kafasını çevirdi. Herkes onlara bakıyordu. Minji okumayı bitirip gülmeye başladı.

"Yaa ben sana kıyamam... Seni kim sevecek de itiraf edecek ki. Hayal kurma Park Sooyoung. O değil de kimin için yazdın bunları. Benim bir tahminim var aslında. Söyleyeyim mi millet?!"

Herkes söylemesi için tezahürat yaparken Sooyoung içinden bütün bunların kabus olması için dua ediyordu.

"Kim Taehyung!"

Minji'nin bağırmasıyla herkes gülmeye başlamıştı. Taehyung sakince gelip Minji'nin elindeki kağıdı çekti ve göz attı. Ardından Sooyoung'a doğru yürümeye başladı. Geri geri giden Sooyoung dolaplara çarpınca durmak zorunda kaldı.

"Benim için mi yazdın?"

Genç kızın dili tutulmuştu sanki. İnkar bile edemiyordu. Hızla çarpan kalbinin sesini bastırmaya çalışırcasına titreyen sesiyle konuştu.

"Onu bana ver lütfen."

Yere bakıyordu. Taehyung'a bakacak cesareti yoktu.

"Benim için mi yazdın dedim."
"Senin için yazmadım, sm'in seçmelerine katılacağım için yazdım."
"Seçmelere katılacaksın? Bu halde mi?"

Taehyung ciddi görünmeye çalışsa da sesi alaycı çıkmıştı. Etraflarına çember oluşturan insanlar yeniden gülmeye başlamıştı. Genç kız ilk defa cesaretini toplayıp kızaran gözleriyle Taehyung'a baktı.

"Ne varmış halimde?"
"Hiç aynaya bakmadın mı? Senin gibi bir idol gördün mü hiç?"

Diğerlerinin söyledikleri şeyleri bir nebze de olsa sindirebiliyordu Sooyoung. Ama sevdiği çocuğun söylediği her kelime kalbine saplanıyordu. Hışımla kağıdı aldıktan sonra Taehyung'a iyi bir tokat geçirdi. Taehyung ilk defa böyle bir durumda kalmıştı ve şaşkınlıktan hareket bile edemiyordu. Sooyoung kalabalığa bakarak 'Tiksiniyorum hepinizden' diye bağırıp koşar adımlarla uzaklaşmıştı ordan. Eve vardığında koşarak odasına çıktı ve yüz üstü yatarak ağladı. Ne kadar ağladığını bile hatırlamıyordu ama sonunda uyuyakalmıştı.

Akşam olunca şişmiş gözlerle uyanmıştı. Telefonunu kontrol ettiğinde Seulgiden 11 cevapsız arama ve 8 tane mesaj vardı.

TeddyBear: Sooyoung?
TeddyBear: Her yerde videon var.
TeddyBear: Neler oluyor?
TeddyBear: İyi misin?
TeddyBear: Nerdesin?
TeddyBear: Telefonlarımı açmıyorsun
TeddyBear: Endişelenmeye başladım.
TeddyBear: Lütfen gördüğünde ara.

Sıkıntıyla nefes verdi Sooyoung. Ve Seulgi'yi aradı.

"Tanrı aşkına Sooyoung! Nerelerdesin kaç saattir?"
"Özür dilerim uyuyakalmışım."
"Evde misin?"
"Evet."
"Bekle geliyorum."
"Gerek yo-"

Seulgi dinlemeden kapatmıştı telefonu. Sooyoung da yataktan kalkıp banyoya gitti. Kızarmış, şişmiş gözlerine baktı. Korkunç görünüyordu. Yüzünü yıkayıp saçlarını topuz yaptı. Bir kaç saat önce yaşadığı olayı unutmuş gibi davranıyordu. Koltuğa uzanıp gözlerini tavana dikti

Kapı çalınca Seulgi'nin geldiğini anladı. Açar açmaz Seulgi ona sımsıkı sarıldı. Yeniden ağlamaya başlamıştı Sooyoung. Kapının girişinde dakikalarca sarıldılar. Seulgi bir yandan sırtını sıvazlıyordu sakinleşmesi için. Onun da gözleri dolmuştu. En yakın arkadaşı acı çekiyordu ve bu duruma karşı elinden bir şey gelmiyordu.

"Özür dilerim Sooyoung. İnsanlar bu kadar kötü olduğu için ve seni onlardan koruyamadığım için çok özür dilerim."
"Özür dilenecek bir şey yapmadın."
"Sorunda hiç bir şey yapmamam zaten. Seni yalnız bırakmamalıydım."
"Saçmalama Seulgi. Ömrünün sonuna kadar yanımda olamazsın. Ne kadar istesen de yapamazsın. Kendini suçlamayı bırak."

Seulgi'yi kolundan tutup içeri çekti ve beraber koltuğa oturdular. İkisi de ağlıyordu.

"Değişeceğim."

Sooyoung'a şaşkınlıkla baktı Seulgi.

"Ne demek istiyorsun?"
"Değişeceğim. Yarın diyete başlıyorum."
"Sooyoung ama sen insanların lafıyla yapmazdın böyle şeyler. Ne değişti?"
"O lafları söyleyen insanlar değişti. Sevdiğim çocuk söyledi o sözleri bana. Değiştiğimi görecek. Pişman olacak."
"Lütfen bunu sağlıklı bir şekilde yap. Zayıflayacağım diye tamamen yemek yemeyi kesme."
"Ah o kadarına dayanabileceğimi sanmıyorum zaten"

Sahte gülümsemesiyle baktı Seulgi'ye.

"En büyük destekçin olacağım, söz veriyorum."

Başını sallamıştı Sooyoung. Gözlerini sildi ve neşeyle ayağa kalktı.

"Hazırladığım şarkıyı duymak ister misin?"
"Onur duyarım."

Sooyoung gülerek odasına çıkıp içinde yaptığı şarkı bulunan flash belleği aldı. Televizyona takıp şarkıyı açtı ve arkadaşını meraklı gözlerle seyretmeye başladı.

Bittiğinde Seulgi alkışlamaya başladı.

"Sooyoung bu çok çok iyi. Cidden ne diyeceğimi bilemiyorum bu şarkıyla single bile çıkartılır. Ki bunu 5 günde hazırlamış olman.. İnanılmaz!"

"Babamın tanıdığı bir yapımcı vardı. Ondan yardım aldım. Yoksa bitmezdi bu kadar kısa sürede."

Seulgi başını sallayıp ayağa kalktı.

"Gidip pratik yapmaya devam etsem iyi olacak. Belli ki kazanacaksın, seni yalnız bırakmamalıyım"

Sooyoung'un yanağından öpüp kapıya yürüdü. Sooyoung da onu takip etti.

"Teşekkür ederim Seulgi. Her şey için.. İyi ki varsın."

Kapıdan gülümseyerek bakıyordu Sooyoung. Seulgi el sallayarak uzaklaşmıştı.