~2 ay sonra~
Jungkook'un ağzından
O gün gelmişti. Yoongi'den ayrılıcaktım. Üstelik aynı okulda olmayacaktık.
Mezuniyet balosunda yanından hiç ayrılmamıştım. Onu kaybetmekten korktuğum için.
Belki beni unutur. Belki beni aklından çıkarır. Bir daha gelmezse.
O herşeyi hak ediyor. Ama ben ona layık değilim. Bilmiyorum, içimde bir korku var. O da giderse yalnız kalıcağım.
Bunları düşünürken omzumda bir hareketlilik hissettim. Arkamı döndüğümde Yoongi olduğunu gördüm.
Yoongi: Sevgilim gelsen-
Sözünü kesmiştim. Bu konuyu onunla konuşmam lazımdı. Aklımdan çıkaramadığım soruların cevaplarını ondan duymak istiyordum.
Jungkook: Seninle konuşmam gereken bir konu var.
Yoongi: Tamam, gel şu içeriye geçelim.
Elimden tutup içeriye doğru ilerledi. Bir odaya girdik. Derin bir nefes alıp konuşmaya daldım.
Jungkook: İçimde bir korku var. Bu korkunun dinmesini istiyorum. Korkumu yenmem şimdi soracağım soruya bağlı.
Yoongi: Seni dinliyorum.
Ellerini tutup ona birkaç adım daha yaklaştım. Gözlerinin içine baktım.
Jungkook: Sen başka bir yerde ben başka bir yerde olucağım. Seni özleyeceğim. Ama içimde korku var. Beni bırakırsın diy-
Dudaklarıma işaret parmağını yerleştirip susmamı engelledi.
Yoongi: Böyle şeyler senden duymak istemiyorum. Hem neden hep bu konuyu açıyorsun.
Duymak istiyorsan söyleyeyim.
Ben senden uzak kalmamak için seul'de bir üniversitede okumayı planlıyordum. Fakat sen gelip bana seni bırakıcağımı söylüyorsun.Bunları yüzüme söylerken sesini yükselmişti. Üstelik ellerini benden çekti.
Yoongi: Bu durum kötüye gidiyor. Birbirimize zaman verelim. En azından biraz uzak kalalım.
Jungkook: Yoon-gi... Yoon-gi...
Gözlerimden yaşlar akarken o beni orada bırakıp gitti. Yere çöküp ağlamaya devam ettim. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Mezuniyet balosu bitene kadar o odada kalmıştım. Ağlamam dinmemişti. Telefonumdan ikimizin fotoğraflarına bakıyordum.
Telefonu yere bıraktığımda bildirim sesi gelmişti. Geri elime alıp ekranı açtım.
Karanlığım:
Jungkook neredesin. Her yerde seni arıyorum.
Meleğim:
İstemiyorum. Yanıma gelme.
Karanlığım:
Jungkook özür dilerim kaba davrandım.
Meleğim:
Bu özür dileme ile geçicek bir şey değil.
Sen beni bıraktın.
Ellerimi bıraktın.
Benden uzaklaştın.
Ben ise burada ağlamaktan başka bir şey yapmıyorum.
Beni sevmiyorsun.
Anladım ben.
Neden susuyorsun.
Diyecek bir şey bulamıyorsun.
Beni sildin.
Karanlığım:
Lütfen böyle düşünme.
Seni bırakmadım. Bırakmam.
Yanlış anladın.
O zaman sinirlendim kendimi kaybettim.
Jungkook...
Seni seviyorum.
Biz birbirimize söz verdik.
Birbirimizi ne olursa olsun bırakmayacaktık.
Jungkook lütfen cevap ver.
Bana zaman ver.
Son yazdığı şeyle meraktan çatlamıştım. "Bana zaman ver"
ne zamanı. Ne demek istedi. Anlamıyorum.
Biz niye bu hale geldik.
Aklım bin tür soruyla kaplıydı.
Tanrım...Üzgünüm ama Jungkook ile Yoongi'nin araları açılacak.
😫 Neden yiaa!Bu durum nereye gidiyor hiçbir fikrim yok.
Neyse sizleri seviyorum.
💜 Kalpçik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~I Like Fucking You~ (Yoonkook X Smut)
Historical Fictionİçinde smut var. Rahatsız olanlar okumasın -Beni rahat bırak -Bir gün benim olacaksın. Altımda inlediğin zamanları iple çekiyorum. -O biraz sıkar -Sen öyle san. Benimsin artık. Kaçacak bir yerin yok.