Hayır Bu Saçmalık!

2.4K 224 117
                                    

~Adrien'dan~

Belki saat gece yarısını geçmişti fakat ben hâlâ yatağımda dönüp duruyordum. Bugün olanlardaydı aklım. Neden böyle hissetmiştim. Bana neler oluyordu. Tamam sadece saçmalıyordum. Bu kadardı. Ama bugün olanlar ve şu gitar olayı. Ah babam asla izin vermezdi. Hatta kızardı bile. Nasıl yapacaktım? Düşünmeden konuşmanın sonuçları işte!

Ama sanırım bir şey bulabilirim. Ya da asla bulamam. Luka'yı üzmek istemiyorum. Ama neden üzülsün ki benimle uğraşmamış olur. Ama ya üzülürse. Umarım onu kırmam. Ve daha fazla uyumamaya devam edersem sabah başım ağrıyacak.

***

Sabah kalktığımda gerçekten başım ağrıyordu. Kahvaltımı yaptım ve okul için hazırlandım. Şuan ise okuldaydım sınıfıma çıkmış Bayan Büstiyer'in gelmesini bekliyordum. Birde kısmen Nino ile konuşuyordum.

"Adrien iyi olduğuna emin misin?" dedi, Nino

Kötüyüm. Kafam karışık. Yardımına ihtiyacım var. Bunu sana anlatamam. Ya beni kabul etmezsen. Her neyse iyi değilim. Sanırım.

"İyiyim, Nino. Biraz yorgunum, bu günlerde programım biraz yoğun." dedim gayet iyi bir yalandı. Pek yalanda sayılmazdı kısmen gerçekti. Belki de çoğunlukla.

"Kendine dikkat et dostum. Bu gidişle yaşayan ölüye döneceksin." dedi. Çok haklıydı.

Bu aralar programım da küçük değişiklikler oldu ve biraz daha yoğunlaştı. İşlerim bittiğinde saat geç oluyor ve kara kedi olmakta çok yorucu. Boş kaldığım vakitte ne yapacağımı şaşırıyorum. Keşke gün biraz daha uzun olsaydı 24 saat yerine 30 saat güzel olabilirdi. İşte sonunda günün ilk dersi başladı. Bayan Büstiyer

"Günaydın çocuklar." dedi ve derse başladı. Uzun bir gün yine beni bekliyordu.

~Tanrısal Bakış Açısı ~

Sarı saçlı genç son dersin zilinin çalmasıyla çantası aldı ve okuldan çıktı. Şoförü onu dışarıda bekliyordu. Arabaya doğru ilerledi ve arabaya bindi. Sarı saçlı genç yine düşünmeden konuştu. "Lütfen gemiye gidebilir miyiz? Daha önce gitmiştik." kelimeleri döküldü ağzından. Şoför homurdandı ve istikameti gemiye çevirdi. Sarı saçlı gencin büyük bir açıklama yapması gerekecekti. Belki babası onu okuldan alabilirdi. Dışarı çıkmadığı sıkıcı hayatına dönmek istemezdi ama içinden bir ses bunun doğru olduğunu söylüyordu. Sonucu bir daha dışarı çıkamamak olsa bile.

Gemiye vardıklarında sıcak bir gülümseme ile indi arabadan sarışın genç. Gemiye doğru ilerledi. Güvertede gitar çalıyordu mavi saçlı genç. Sık sık sol tarafındaki kağıda not alıyordu. Sarı saçlı genç çabucak mavi saçlı gencin yanına geldi. Mavi saçlı genç sarışın gence baktı. 'Gözleri ne kadar maviymiş daha önce nasıl fark etmedim' diye düşündü sarışın genç. "Merhaba Luka! Ne yapıyordun?" dedi sarışın genç. Mavi saçlı genç ise "Merhaba Adrian! Özel biri için bir beste yapıyorum." dedi. Sarışın genç kalbinin acıdığını hissetti. İstemeden de olsa 'o kişi kim? Ben olabilir miyim? Ah keşke öyle olsa' diye geçirdi içinden "Bu özel kişi kim peki? Tabii söylemek istemezsen anlarım. Ama anlatabilirsin istersen. Dostça." dedi ardından. Mavi saçlı genci nasıl kırdığını bilemezdi '...dostça.' kelimesi bir insanı ne kadar kırabilirdi? İşte mavi saçlı gencin dünyası başına yıkılmıştı. Her ne kadar bunu kabullenmek istemesede. Anlatmaya karar verdi. Kıramazdı değil mi? Sonuçta o onun kabullenmek istemediği aşkıydı...

"O bir nota kadar yakınımda ama aynı zamanda cennetteki bir melodi kadar uzak benim için. Sanırım asla ona hislerimi söyleyemeyeceğim. Sadece içimde yaşayacağım. Zaten belki onun için bu hiç hoş bir şey değil. Ama kalp bu söz dinlemez değil mi? Ona 'Ulaşılamaz Melodi' diyorum bu tabir onun için sanki. Her neyse umarım canını sıkmamışımdır. Derse başlamaya ne dersin?" dedi. Ardından dün çalıştıkları ritmi tekrar ettiler. Ardından yeni akorlar öğretti sarı saçlı gence, mavi saçlı genç. İşte burası parmakları acıtıyor, iz yapıyor, parmak derileri soyuluyor ve daha sonra hissedilmiyor.

Sarı saçlı genç, bugün çok eğlendi. Babasından gelen yüzlerce aramayı duymadı. Sanırım başı birazcık beladaydı. Belki de çok fazla. Ama mavi saçlı genç ile geçirdiği zaman için değerdi. Yani sarı saçlı genç öyle düşünüyordu.

Sarı saçlı genç, eve döndüğünde. Sinirli babasıyla karşılaştı. Babası "Adrian, nerelerdeydin? Sorumluluklarından haberin yok mu senin? Bugün 2 çekim kaçırdın ve bunlar bizim için çok önemliydi. Ne yapmaya çalışıyorsun? Senin güvende olmanı istiyorum ama sen bunu anlamamakta ısrarcısın. Evde aldığın eğitime devam edeceksin. Şimdi çince dersin için odana çıkabilirsin." dedi sarı saçlı genç bunları bekliyordu. Üzülmüştü belki de artık içindeki o sesi dinlememeliydi. "Ama baba lütfen bir daha olmayacak ben sadece, sadece biraz arkadaşlarımla vakit geçirmek istemiştim çok özür dilerim." dedi bir ümit. Babası derin bir nefes aldı. "Yaptıklarının sonucunu düşünmelisin Adrian. Bir daha böyle bir hata istemiyorum. Bir daha tekrarlanırsa gerçekten evde eğitimine başlarız." dedi bir daha yapmayacaktı sarı saçlı genç kendine söz vermişti. Ne kadar tutabilirse.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Bir şey sormak istiyorum. Gitar derslerini anlatayım mı yoksa böyle kısa mı keseyim?

İyi günler. Lütfen küçük yıldızı parlatın!

Mavi Kalbim || LukadrienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin