İtiraf Vakti

1.7K 171 58
                                    

Bu bölümü yazmam için zorlayan lunalisalaris ve onun psikolojik baskılarına ithaf ediyorum. 'Artık sevgili olsunlar.' içerikli mesajlarını görmek istemiyorum. Teşekkürler.

Sarı saçlı genç, çok heyecanlıydı. Çünkü bugün mavi saçlı gence karşı hissettiklerini söylemeye karar vermişti. Artık azımsanacak gibi değildi bu belirtiler. Onu gördüğünde kalbi hızlanıyor, utanıyor, gözlerine bakıp kalıyordu. Son derse geldiklerinde artık elleri titriyor ve terliyor olması çok tuhaftı. Korkuyordu. Ya onu kabul etmezse ne olacaktı? Hem mavi saçlı gencin hoşlandığı biri yok muydu? Düşünceler bitiriyordu onu. Bir kıza söyleyecek olsa belki bu kadar heyecanlanmazdı. O toplum tarafından normal karşılanırken. Bu pek normal karşılanmıyordu. Buna o karar veremezdi ya! Biraz saygı duysalardı ne olurdu? Bu kadar korkmazdı.

Nefes alışverişlerini düzenlemeye başladı ilk önce. Nefes aldı. Nefes verdi. Kalbi yerinden çıkacaktı âdeta! Bu nasıl heyecan böyle? Çantasını olabildiğince yavaş topladı. Bir kaç saat öncesine kadar "olsun bitsin." derken şimdi hiç öyle gözükmüyordu. Zaman kazanmak istiyor gibiydi. Sonunda çantasını topladığı zaman artık daha yavaştı. Okul koridorunda yürüdü. Merdivenlerden aşağı indi. Ve çıkış kapısının önündeydi.

Mavi saçlı genç onu orada bekliyordu, koca bir ağacın altında. Bunun için ona mesaj atmıştı sarışın genç. Artık mavi saçlı gencin yanına vardığında kafasını kaldıramamıştı. Mavi saçlı genç, sarı saçlı gencin çenesinden tuttu ve ona bakmasını sağladı. Yanakları neydi öyle? Yüzü mü yanmıştı sarışın gencin? Mavi saçlı genç ona sıcak gülümsemesini bahşetti. Sarı saçlı genç kafasındaki cümleleri topladı. Artık konuşmaya hazırdı. "L-luka b-ben s-sana önemli bir şey s-söylemek i-istiyorum. B-ben..senden h-hoşlanıyorum." dedi, işte gerisi kolaydı! "Bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ya da senin bunu doğru karşılayacağını ama ben..ben kalbime söz geçiremiyorum. Elimde olan bir şey değil. Ah neden söyledim ki zaten ben üzgünüm. Lütfen beni affet." diye ekledi sarışın genç ve oradan uzaklaştı arabaya bindi ve şoförü onu evine götürdü. Mavi saçlı gencin arkasından bağırmasına aldırmamıştı sarışın genç. Ama nereden bilebilirdi "bir nota kadar yakınımda ama aynı zamanda cennetteki bir melodi kadar uzak" olan kişinin kendisi olduğu.

Burda bitirmek vardı lakin daha 300 kelime falan ondan devam ediciğiz.

Sarı saçlı genç, gününü yaşam enerjisi yok olmuş bir vaziyette geçirdi. Mavi saçlı gencin onu reddettiğini düşünüyordu. Ama bilmediği şey orada sadece kendisinin konuştuğu idi. Hiçbir şeye konsantre olamamış sakarlaşmıştı sanki.

Biraz rahatlamak ve huzurlu hissetmek adına programı sonlandığı gibi kara kostümüne bürünmüş bir evin çatısında Eyfel Kulesini seyrediyordu. Yanına gelen kırmızı kostümlü kızı bile fark etmedi. Kırmızı kostümlü kız, "Pisicik iyi misin? Çok dalgın görünüyorsun." dedi. Kara kostümlü genç "iyiyim Lady'im." dedi gülerek ona 'Lady'im' demeyeli çok olmuştu. En azından 1 hafta olmuş olabilirdi. Kırmızı kostümlü kız "hiç iyi görünmüyorsun kedi. Emin misin?" dedi. Emin değildi. Hiçbir şeyden emin değildi. Kara kostümlü genç "iyi değilim Lady'im. Ama boşver. Önemli değil." dedi. Ama önemliydi. Hayatındaki şuan en önemli şey buydu belki de. Bir şey diyemedi kırmızı kostümlü kız. Kars kostümlü genci ilk defa böyle görüyordu. Acı dolu, umutsuz ve pes etmiş. Bu tanıdığı kara kostümlü genç değildi. Gerçekte o neşeli, umutlu, asla pes etmeyen şakacı biriydi. Kara kostümlü genç konuştu bu sefer. "Sen peki. Sen iyi misin?" dedi. Kırmızı kostümlü kız cevap verdi. "Söylemiştim ya. Ben başka birisini seviyorum, diye. Birkaç gün önce konuştum. Hislerimi paylaştım onunla. Ama o beni reddetti. Kibardı ama ne kadar kibar olursa olsun canımı yaktı. Biliyorum. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. Yinede üzüyor işte." dedi. Kara kostümlü genç aynı hissi yaşamıştı işte. Öyle hissediyordu. Gülümseyerek konuştu bu sefer. Yalancı bir gülümsemeydi, "ikimizde reddedilmiş gibi gözüküyoruz. Hayat bazen kahramanlara bile gülmüyor. Halbuki ne kadar çok iyilik yapıyoruz. Tuhaf." dedi. Haklıydı. "Peki sana ne oldu kedi?" dedi kırmızı kostümlü kız. Cevabını iyi biliyordu kara kostümlü genç, "Bende bugün aynı olayı yaşadım. Yani sayılır. Her neyse benimle konuştuğunuz için teşekkürler Lady'im" dedi ardından ayağa kalktı ve eğilerek teşekkür etti. Sopasını kullanarak oradan uzaklaştı. Bu gece onun için son bulmuştu.

Hey bir bölüm sonu daha. Ben bir karar aldım. Artık her bölüme ithaf yapacağım eğer isteyen varsa yorum istediği belirten bir yorum yapabilir. (Sanırım 12 okuyucu falan var ama olsun.)

Bu arada bölüm nasıldı? Şimdi itiraf etti ve kitap bitecek ye düşünmeyin. Güzel şeyler planladım. İyi akşamlar!

Mavi Kalbim || LukadrienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin