7. Bölüm: "Ölüm."

34 4 0
                                    


Herkese merhaba, ara uzadı biraz ama bunun karşılığında uzun bir bölüm oldu.
Keyifle okuyun ve Paragraf arası yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

Bölüm şarkısı sizin en sevdiğiniz şarkı olsun canlarım ♥️

Multimedya:                                        amorf; nar çiçeğim. 
40gece; yine en baştan.

 ☽

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




7. Bölüm: "ÖLÜM."

Nereye gidersem gideyim ne yaparsam yapayım hep yalnızdım. Bütün kâbuslarımı görürken bile. Düşünün...bir süre düşünün dokuz yaşında bir kız çocuğunun rüyasında oluk oluk kan akan bir canavar, bir yüz gördüğünü düşünün. Ve bunu görürken ağlayarak uyandığında kimsenin onu sakinleştirmeye çalışmadığını düşünün.

Sen yoktun anne, eğer olsaydın beni kokunla sakinleştirirdin.

Ve sen olsaydın baba bugün beni korurdun.

Genç kız olduğumda, her şeyi idrak edip, aklımın erdiğinde ifadesiz ve boşluktaydım. Hiç kimse umurumda değildi kendimden başka. İlk önce hayatıma Hazel girdi, güvenimi kazandı zamanla. Maskemi indirmeyi başardı ve ona daha başka davranmaya, ifadesiz olmamaya başladım, daha sonra o girdi bütün benliğimi alt üst etti. Daha onu tanımadan, hayatına dair bir şey bilmeden bana dokunmasına izin vermiştim. Nasıl bu kadar iradesiz olabilmiştim? Nasıl maskemi indirip izin vermiştim? Neredeyse iki hafta olmuştu artık eskisi gibi olmayacak kendime gelmiştim biraz geç olmuştu ama olsundu.

Geç olsun ama güç olmasındı.

Gece'nin serinliği, en başından beri yanlızlığımın gölgesiydi. Sessizlik beni takip ederken Gece gölgelerin içinden sıyrılıp beni kollarıyla sarıyordu. Öyle ki soğuk bedenimin içine işleyen bir umut ışığından farksızdı. Yıldızlar binlerce parça gibi kara gökyüzünde asılı kalıyordu. Tıpkı yok olup giden hâyâllerimin cesetlerini simgeliyordu ama asla ölmüyor birinin gelip o iplerden kurtarmalarını bekliyorlardı.

Tanju'ya evimin adresini vermiştim. Beni eve getirdi ve vedalaşarak yanımdan ayrıldı. Bir süre apartmanın önünde durdum bir süre gecenin sessizliğini, yıldızları izledim. Hava çok soğuktu ama çok güzel haz veriyordu bana. Biraz daha izledikten sonra içeriye girdim. Üç katlı ve eski apartman olduğu için asansör yoktu. Merdivenleri yavaş yavaş çıktım teker teker. Sonunda vardığımda çantamda olan anahtarı çıkardım ve kilide koydum çevirerek açtım. İçeri girdiğimde montumu çıkardım ve portmantoya koydum aynı şekilde ayakkabılarımı da koydum.

Salonun ışığı açıktı, oraya doğru sakince yürüdüm. Önünde laptop ile bir şeyler ile ilgileniyordu. Yoğun görünüyordu fazlasıyla bu yüzden geldiğimi fark etmedi. Çantamı tekli koltuğa attım koltuğa otururken, "çok yoğun görünüyorsun, gecenin bu saatinde ne işin var bu kadar?" Korktu ve içtiği kahve boğazında kaldı birkaç defa öksürdü. Laptopu kapadı, elindeki kupayıda laptopun yanına, masaya koydu. "Neredesin sen?" Cevap verecek kadar yorgundum. Burun kıvırdım ve koltukta bağdaş kurdum. Başım ağrıyor aynı şekilde gözlerimde öyle. Sustum ve cevap vermedim. Onun gözlerine ve yüzüne baktığımda clupte ki hâli aklıma geliyordu. Aklıma gelen sahne ile gözlerimi sıkı sıkı yumdum. "Konuşacak mısın Albi? Neredeydin bunca zaman? Nereye gittin?"

TEHLİKELİ GECE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin