KÖTÜLÜĞÜN İÇİNDEKİ

Adsız Bölüm 5

-Daha fazla araştırılacak bir şey bulamadım.

-Bu bulduklarımız çok az farkında mısın?

-Farkındayım.

Babam kendini saklamayı çok iyi başarmıştı.İnternette parası ve yaptığı yardımlar haricinde başka kaynak bulamıyorduk.2 saati geçik süredir Efe'yle bu konu hakkında kafa patlatıyorduk.

-Bir kahve daha söylesene Miray

Oflamamaya çalışarak yerimden kalktım, Sevinç Ablaya seslendim ve kendim için de söyledim.2 saatten beri bağdaş kurarak oturuyordum ve ayaklarım ciddi anlamda çok ağırmıştı.Oturmak yerine cama doğru yürüdüm her yerin korumalarla dolu olması beni kısa süreliğine rahatlatmıştı. Bizi koruyamadıklarını düşündüğü için babam korumaları kovmuştu ve bir gün boyunca korumasız kalmıştık. Fakat hemen ardından iki katı güvenlik görevlilerini ayarlamıştı. Sadece evin girişinde bile benim gördüğüm 8 kamera vardı ancak babam gizli kameralar da yerleştirmişti.Aklıma Rüzgar'ın pencereye taş attığı zaman geldi.Korumasız geçen sadece bir gündü ve yaptığı sürpriz korkutsa da  hoşuma gitmişti.Farkında olmadan yüzüm gülünce

-Kendi kendine mi gülüyorsun?Hayır yani benim de şuan ihtiyacım var da.

Sadece hayalini kurarak bile beni güldüren kişiydi Rüzgar.

-Yeter bu kadarlık zaten bir şey bulamadık.İnternetten sadece bu kadar çıkıyor.

-Haklısın aslında. Efe'nin aklına bir şey geldiğini anlamıştım ne zaman burnunu baş parmağıyla yatay olarak kaşısa bir şey söyler bizi şaşırtırdı.

.'Aslında babamın dosyalarından bakarsam bu tarihlerden bir şey çıkabilir.'

-Yapabilir misin cidden Efe?

Efe'nin de babası holding sahibiydi ve babamla sürekli olarak bir alışveriş içerisindeydiler.Hatta sürekli beraber çalıştıkları için bir aile yemeğinde tanıştık Efe'yle ve lisede aynı koleje gitmeye karar verdik.O zamandan bu yana arkadaşız. Fikrin başta benim aklıma gelmediği için her ne kadar bozulsam da Efe'nin yanağından öpmeden duramadım.Saate bakınca 3 olduğunu gördüm ve dersin başlamasına az kaldığını farkederek Efe'ye söyledim.

-Üniversitede de derslerin belirli saat içinde olmaması can sıkıcı, diyerek her zamanki isyankar tavrını ortaya koydu. Dersin olduğu sınıfa geldiğimizde Su ve Rüzgar muhabbete dalmışlardı. Her zamanki gibi Su, Rüzgar'ı esir almış magazin dünyasından öğrendiği yeni dedikoduları aktarıyordu. Rüzgar da çok meraklı ya (!) kırmamak için tek laf etmeden dinliyordu. Bu iyilik meleği tavırları hep hoşuma gitmiştir. Yanlarına vardığımızda Rüzgar'ın dudaklarının kenarı göklere ulaşmıştı. Ah sevgilim bu kadar sevineceğini bilseydim daha önce gelirdim. 

-Nerelerdesin  bakalım küçük dedektifim ?

Cevap vermeme fırsat kalmadan ders başlamıştı. Derste de sorduğu sorunun cevabını bekleyen gözlerle beni izliyordu. Sessizce;

-Evdeydik.Hırsızı biraz araştırmak istedik. 

Onsuz kafa patlattığım için onaylamayan gözlerle bana baktı ve ardından derse döndü. Ders çıkışı Efe ile Atakoç Holdinge yani Efe'nin babasına bir ziyaret için sözleşmiştik. Babamın holdinginden sonraki en büyük şirket onlarındı.Ders bitiminde Efe ile benim arabama binip şirkete doğru yol aldık. İçeri girdiğimizde sekreter Beren Hanım bizi her zamanki güler yüzüyle karşıladı. Efe babasını sorduğunda Levent amcanın toplantıda olduğunu öğrendik. Bu bizim için iyi bir fırsattı. 

-Babamın odasına iki kahve yollar mısınız ?

Efe bana göz kırpıp üst kata Levent Amcanın odasına çıktık. Kahvelerimiz eşliğinde işe koyulduk. Efe babasına yardıma geldiğinden dosyaların yerlerinden tarihlerine kadar hepsini biliyordu. 2001 dosyasından başladık. Ancak kayda değer bir gelişme görülmüyordu. Bir iki dosya karıştırdıktan sonra hiçbir şey çıkmadığını anladık. 

-2005 yılında 3 işçimiz büyük bir anlaşmaya imza atmış ancak ilginç bir şekilde olaydan 1 ay sonra kaybolmuşlar.

Bunun ne anlama geldiğinden emin olamıyordum. Efe'nin de bir şeyle bağdaştırabildiğini sanmıyordum. Diğer dosyalara göz attığımızda aynı olayın 2006 yılında olduğunu da gördük. Ancak kaybolan kişi sayısı 1'di ve bu kişi şirketin genel müdürüydü. Tam dosyayı yerine koymasıyla babasının odaya girmesi bir oldu. 

-Hayırdır çocuklar?

Her zamanki sevecen Levent amca işte yine sevecen tavrıyla bizi karşıladı. Biraz muhabbet ettikten sonra eve gitmek üzere şirketten ayrıldık.