Arkadaşlar 1. bölüm çok amatörce olduğunu düşündüğümüz için tekrardan yazdık.Kütüphanenizden kaldırıp tekrar eklerseniz görebilirsiniz.
Okumalarınız gün geçtikçe daha da artıyor fakat bazı arkadaşlarımız beğenmeyip yorum da yapmıyor.Eleştiri (hakaret boyutunda değil),beğeni ve takiplerinizi bekliyoruz (:
Ve tekrardan 5. bölümdeki multimediada Efe var (:
-
Çağan'dan
Elimdeki simitle denize bakan bankta oturmayı sevmişimdir her zaman.Ufka doğru bakıp hayaller kurmak,karşımdan geçen insanları seyrederek geleceğimi düşünmek mutlu olmamı sağlıyordu.Tüm bunları yaparken siyah BMW'mi arkama park ediyordum ki kısa süreliğine cebimdeki zenginliği unutup sıradan insanlar gibi olmaya çalışıyordum.Simidimden bir ısırık daha aldım.Elimi çaya götürünce hafif soğuduğunu farketmiştim.Karşıdan geçen insanları seyretmeye başladım bu sefer.Ailesiyle gezen ufak bir çocuk,köpeğini gezdiren spor giyimli bir bayan,kol kola girmiş yaşlılar...Hafif bir tebessüm hissettim yüzümde.Simidimi bitirmeme az kaldığında bakışlarımla tekrar denize döndüm.Gelecekteki ailemi düşünmeye başladım bu sefer.Ayda bir yaptığım bir aktivite haline gelmişti bu durum.
Bu sefer öyle olmayacaktı.Her zaman gittiğim banka gitmek yerine kendime başka bir yer buldum.Arabamı arkama park etmek yerine aynı anda denizi ve arabayı görecek şekilde park ettim.Benliğimi unutmaya başladığım sıralarda arabama bakıp kimliğimi hatırlayacaktım.Simidimden değilde çift burgerli hamburgerime baktım.Alışık değildim denizi seyrederken hamburger yemeye.Zorla da olsa bir ısırık aldım.Denizin gözle görülür en uzak noktasına odaklanırken Mİray geldi aklıma.Verdiğim dosyayı en fazla 2 hafta içinde çözeceğine emindim.Zeki bir kıza benzediğini beni kapı aralığından gördüğünde anlamıştım.O benim gördüğümü hiç bilmeyecekti, zaten dosyaları ona verme amacım da buydu.Eve girdiğimde tıkırtıyı bilerek çıkartmıştım en azından benim yanımda olmasını sağlayabilirdim.Colamdam içtiğimde hamburgerimi çoktan bitirmiştim.Yerimden kalktım ve bu intikamı alana kadar bu bankı yeni yerim olarak seçtim.Arabama binip buradan uzaklaştım.
-
Miray'dan
Eve geldiğimde çok yorulmuş olduğumu fark edip kendimi yatağıma zor attım. Kafamdan hala binbir şekilde düşünceler geçerken saatlerdir unuttuğum sevgilim Rüzgar geldi aklıma. Ah kim bilir ne kadar kızmış ve aynı zamanda da merak etmişti. Zaten en başından benim bencil biri olduğumu biliyordu. Telefonumu aldığımda 7 cevapsız çağrı, 12 de mesaj vardı. Oflayarak mesajları okumak yerine onu aramayı tercih ettim. Sanki elinde bekliyormuş gibi daha çalan ilk seste aceleyle 'Nerdesin sen' dedi.-Levent amcaya ziyarete gittik.
-Hala hırsız işinde misin sen ?
Ben sessiz kalınca başımla onayladığımı anlayıp konuşmasına devam etti.
-Bak Miray benimle de paylaş neler olduğunu veya ne araştırdığını bilmiyorum ancak öğrenmek istiyorum.
-Bir şeyler bulduğumuzun farkındayım ama ne olduğundan emin olamıyorum. Hırsızın bana verdiği dosyadaki rakamların aynısı Atakoç Holding'in dosyalarında da geçiyor. Biz de aradaki bağı bulmaya çalışıyoruz.
-Anlıyorum sevgilim , yorma kendini tamam mı ?
-Biraz uyumalıyım.
-Peki. Uyandığında bana yazmayı unutma.
İlk defa yalan söylemiştim Rüzgar'a. Aslında pek yalan sayılmazdı evet uykum vardı ancak uyumaya niyetim yoktu. Ani bir kararla yatağımdan fırladım ve alt kata indim. Sevinç Ablaya babamın yerini sorduğumda çalışma odasında olduğunu öğrendim. Sevinç Abla 11 yıldır ev işlerimize bakıyor. Ben küçükken geldiği için samimiyetimizi ilerletip hep abla diye hitap ederim. Çalışma odasına kapıyı tıklatarak girdiğimde babam göz ucuyla bana bakıp içeri gelmemi işaret etti.Siyah deri kaplı koltuğa kurulurken gözlerimi yerdeki geçen yıl Avusturya'dan gelen özel işlemeli halımıza diktim.Babamın sözleriyle bakışlarımı ona çevirerek söylediklerine kulak kabarttım.
-Ben de tam seni çağıracaktım.Son 2 gündür korumaların ve güvenlik sistemlerinin arttığını farketmişsindir.Artık korkulacak bir şey kalmadı.
Babamın bir şeylerin üstünü örtmeye çalıştığını farkettim.Ne zaman gözlerini gözlerime kitleyip onu onaylamamı beklese bir şeylerin olduğunu anlardım.Kaşlarımı farkında olmadan çatarak ve dosyanın dolabımda olmasının verdiği eminlikle;
-Bu kadar kolay güvence altında olduğumuza inanmıyorum ve senin de inandığını sanmıyorum
Dediğimde ne kadar kızgın olduğunu alnının sağ tarafındaki damarın atış hızından anlamıştım.Babam normalde de işlerinden bize bahsetmezdi ancak bu sefer bir şeyler sakladığına emindim. Kötülüğün içinde kalmış bir ben olarak babamla konuşmamızı yarıda kesip üst kata çıktım.Babamın sakladığı neydi ? Korkuyor muydu acaba ? Kötülüğün içinde asıl kalan o muydu yoksa kötülüğün bizzat kendisi mi oydu ? Yatağımın içine girdiğimde gözlerim karşımda duran altın ve gümüş işlemeli tabloya takılırken aklımdaki sorulara cevap bulamadığımı farkettim. Düşüncelerim ve kabuslarımla uykuya dalarken aradaki bağı bulacağıma kendi kendime söz verdim ve kendimi uykunun boşluktaki karanlık kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLÜĞÜN İÇİNDEKİ
AventuraHayata siyah bakmayı kendine bakış açısı haline getirmiş bir kızın evine giren hırsız her şeyi değiştirecektir.