Arkadaşlar bu hikayeye biraz ara vermek zorunda kaldık bunun 2 sebebi bulunmakta.İlk olarak sınav haftasındaydık finaller derken yazamadık ikinci sebep ise 'Günaydın Rüyalarımın Adamı!' adlı bir aşk romanı yazmaya başladık.Ona da bir göz atarsanız çok seviniriz (:
Anlayışınız için teşekkürler (:
Rüzgar'dan
Omzumda yatan Miray'ın bana yalan söylediğini telefonu yüzüme kapatmasından anlamıştım. Asla yapmayacağı bir hareket olduğunu bildiğimden aklımdan şüpheler geçmeye başlamıştı.İlk baş yalnız kalmak istediğini söyleyen daha sonrasında benimle uyumak istediğini söyleyip nasıl bir çelişkiye düştüğünü farkedememişti. Kafası o kadar karışıktı ki herşeyi kendi halletmek istiyordu, buna benim asla müsade etmeyeceğimi bilmesi gerekirdi.Uyuduğundan emin olmak için 'Miray' diye sessizce seslendim. Cevap vermediğinde emin olmuştum. Hemen sağ tarafımda duran telefonunu usulca elime aldım. Benimde asla yapmayacağım olan bir hareketti,hayatımıza Çağan girmesiyle bizi nasıl da değiştirmişti böyle.Telefonun şifresini bilmenin verdiği rahatlıkla rehbere girdim. Kayıtlı bir numara bulamamış sadece son arananlarda bilinmeyen numarayı görmüştüm. Kahretsin! Tedbiri elinden bırakmayan bu hırsıza fena halde sinir olmuştum. Daha sonrasında mesaj bölümüne girdim ve tanımadığım numaradan mesaj geldiğini gördüm. Okunmuş fakat cevap verilmemişti. Mesajda 'Numaramı kaydet Miray ben Çağan lazım olur' yazıyordu. İlk baş bilinmeyen numaradan arayıp daha sonrasında mesajla numarayı atması nasıl bir çelişkiydi böyle? .Telefon numarasını hemen kendime kaydedip telefonu hızla yerine bıraktım. İlişkimiz boyunca hiç böyle bir şey yapmamanın suçluluğunu da kenara bırakmak istesem de içimi kemiren duyguların önüne geçemiyordum ne yazık ki. Ben derin düşüncelere dalmışken yanımda huzursuzca kıpırdanıp sonrasında da uyanan Miray'a baktım..
-
Babasının ağzından çıkan kelimelere cevap veremeyen Miray'a bakıyordum. Bakışlarındaki tedirginliği görebiliyordum. Bana yalan söylemesi mi şu an için önemliydi yoksa babasına ilk defa karşı gelmesi mi? Ağzından dökülen cümleler Çağan denen o herifle buluştuğunu yüzüme vuruyordu sanki. O anda buz gibi hissetmiştim kendimi, ilk defa bakışlarımı O'na çevirince üşümüştüm.Her zaman korkuğum babasına bile aldırış etmeden kış günlerini andıran odayı terketmiştim.Nasıl olur da ben olmadan buluşabilmişti anlayamıyordum. Güvenliği herşeyden önemliyken içimi kemiren kıskançlığı bir türlü bastıramıyordum.Düşüncelerimle boğuşurken Çağan denen o pislikle bir şekilde görüşmem gerektiğine karar vermiştim. Az önceki suçluluk duygumdan anında kurtulup yapacaklarım için harekete geçtim.
-
Cafede keyifsizce oturmuşken kapıdan girdiği anda O'nun olduğunu o pislik duruşundan anlamıştım. Ağzımdan çıkan kelimeler beni bile şaşırtırken bir o kadar da tatmin ediyordu. Ancak belli ki O'nun o alçak egosunu tatmin edememiştim. Ben tehditlerimi savururken O'nun da ifadesinin yumuşadığını gördüm. Aslında acımıştım. Anlattıkları bittiğinde yorulmuş ifademle kapıyı işaret ettim. Neler dönüyordu böyle ? Daha neler duyacaktım ? O sırada Miray'ın babası yanıma oturmuştu.
-O gün direk gittiğim için üzgünüm.
-Sorun değil evlat. Bunun için mi burdayız ?
Başımı sallarken tehditlerimi düşündüm. Ah hayır tabi ki Hakan Öztürk'e Çağan ile buluşacağımı söyleyemezdim. Sadece gözdağı veriyordum ki işe de yaramıştı.
-Evet bunun için burdayız. Bir şeyler içmek ister misiniz ?
-Aslında holdinge geçmem gerekiyor ancak nazik teklifii kabul edeceğim.
Oturduğumuz süre boyunca ikimizinde aklında Miray olduğundan emindim. En son birbirimize hoşçakal deyip ayrılırken bundan sonra ne olacağını düşünüyordum.
-
Miray'dan
Rüzgar'dan hala mesaj gelmemişti. Kafamı kurcalayan o kadar şey arasında düşünecek birinci sırada olan kişinin Rüzgar olması mı gerekiyordu yani? Aslında bu onu ne kadar çok sevdiğimi kanıtlıyordu. 1 saat kadar yatakta dönerek uyumaya çalıştıktan sonra telefonum titredi. Mesaj atacağını biliyordum Rüzgar. Hemen telefonu elime alıp mesaj kısmına girdim ve okumaya başladım.
'Buluşalım'
Mesaj atmasının sevincini bir yana bırakarak bu kadar kısa mesaj atmasına sinirlenmiştim. Yine de bunları bir tarafa bırakarak hemen hazırlanmaya başladım. Dolabımın başına geçip sanki ilk kez buluşacakmışçasına heyecanlamıştım. Siyah yerine elim mürdüm rengindeki gömleğime gitmişti altıma da bej rengindeki dar pantolonu uydurmuştum. Tam kapıyı açmışken en önemli şeyi atladığımı farketmiştim. Rüzgar kaçta ve nerede buluşacağımızı söylememişti bile. Hemen onu arayıp hazır olduğumu söyledim yarım saat içinde evin karşısından beni alması için sözleşmiştik.
Yarım saat sonra arabasına binmiştim. Beni görünce kafasını bile çevirmeden arabayı çalıştırdı. Nereye gideceğimizi bile bilmezken bunu umursamamıştım bile. Yanımda o vardı çünkü . Nasıl ona söylememek gibi bir hata yapmıştım şimdi daha iyi anlıyordum. Arabayı hızlı sürerken onun gururunu ne kadar incittiğimi farketmiştim. En sonunda sahilde durup arabadan indi. Arabanın önüne geçip bana camından bakmıştı. Nihayet gözleri gözlerimle buluşmuştu. Ben de arabadan indiğimde suratıma vuran yağmur damlacıklarını umursamayıp kollarımı ona doğru uzattım. Önce bana baktı ardından kollarımı indirip sadece ellerimi tuttu. Bana sarılmayı reddetmesi ağrıma gitse de laf söyleyecek durumda değildim.
'Beni çok kırdın Miray gururumu incittin. Senden asla beklemeyeceğim hareketleri yapmaya nasıl da böyle alıştın aklım almıyor. Yine de seni affediyorum. O güzel saçların için değil, bu oyuna karşı yalnız kalma diye'
Daha sonrasında ellerimi bırakıp kollarını belime sarmıştı. Nefesi beni kendimden geçirirken bende kollarımı onun boynuda gezdirmeye başlamıştım. Çiseleyen yağmur damlalarıyla beraber dudaklarımız birleşmeye başlamıştı. Gözlerim hafifçe kapanmış kendimi onun sıcak kucağına bırakmıştım. İşte artık daha güçlü ve yalnız değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLÜĞÜN İÇİNDEKİ
AventuraHayata siyah bakmayı kendine bakış açısı haline getirmiş bir kızın evine giren hırsız her şeyi değiştirecektir.