Serin bir akşamda havuza doğru ilerlerken telefonlarıma cevap vermeyen Rüzgar'ı düşünüyordum. Üç gündür yatağımdan çıkmamanın verdiği huzursuzlukla adımlarımı sıklaştırmıştım. Havuzun başına geldiğimde uzun uzun yansımadaki dalgalanan yüzüme baktım. Bu yorgun yüz gerçekten bana mı aitti ? Gözlerimi sımsıkı kapattığımda üç gündür yaşadıklarımı sanki tekrar yaşıyordum. Babamın ateş gibi bakışları ve bir o kadar da sert cümlesinin ardından Rüzgar'ın bir cevap en azından yalan da olsa bir çırpınış beklediğini 10 saniye kadar kafasını eğip sessiz kalmasından anlamıştım. Ancak verecek bir cevabım olmadığı gibi kendimi savunacak takatim de yoktu. Huzursuzca yatakta doğrulup babamın gözlerinin içine bakarak;
-Kendine sır olarak sakladıklarının elbet bir gün açığa çıkacağını düşünmedin mi baba ? dedim. Bu cevabımın ardından Rüzgar da yataktan kalkıp yüzüme bile bakmadan odadan çıktı. Odada Rüzgar'ın varlığını görmemezlikten gelen babam çıkarken de istifini bozmamıştı.
-Sen beni nasıl bir şeyle suçluyorsun ? Çağan'ı elime geçireceğimi biliyorsun. O zaman tekrar konuşacağız.
Hala bu son cümlesi beynimin içinde yankılanırken gözlerimi hışımla açıp kendime geldim. Asıl merak ettiğim konu Çağan'la buluştuğumu babam nereden öğrenmişti ve neden o anda müdahale etmemişti ? O sırada telefonum çalınca heyecanla telefonu açtım. Su'yun sesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı.
-Nerdesin kızım üç gündür ?
Kaç gündür Efe ve Su'yun bana ulaşmasını engellemiştim ancak bu sonsuza kadar süremezdi aynı Rüzgar'la ben gibi. Su'ya cevap verirken hayatıma daha fazla yalan sokmak istemediğimden bize gelmesini söyleyerek telefonu kapattım. Saate baktığımda 21.00 olduğunu gördüm. Demek ki kendimi toparlamak için yarım saatim vardı. Hızlı adımlarla eve yöneldim. Odama giderken annemle babamın sessiz bir şeyler fısıldaştığını görmüş ancak kulak kabartmamıştım. Soğuk suyun altına girdiğimde ağlama iç güdümü geri itip kendimi güçlü olmaya zorladım. Bu ben miydim ? Her zaman peşimde koşulan soğuk kız mıydım ? Düşüncelerimden arınıp duştan çıktım. 15 dakika sonra Su gelmiş ve her şeyi O'na özet geçmiştim. Oldukça şaşkın bir halde
-Nasıl olur da Çağan'la tek başına buluşursun ?
Diye beni azarlamaya başladı. Aslında hiç bunları dinleyecek havamda değildim ama şimdi Su'yu kovarsam Rüzgar'a hiç ulaşamayacaktım. Öğütlerini bitirdikten sonra sonunda Rüzgar'la hiç konuşup konuşmadığını sordum.
-3 gündür okula gelmedi ayrıca telefonlarımı da açmadı.
Hiç böyle yapmazdı. Demek ki gerçekten bu yaşadığımız olay O'nu derinden etkilemişti. Gerçekten üzüldüğümün farkına varan Su şefkatli kollarıyla sıcak bir şekilde sarıldı. Ah hadi ama ne yapıyorsun Su ? Eğer içimden geçenleri dile getirseydim muhtemelen hiç yapmadığım şekilde ağlayabilirdim. Yalandan sert bir ifade takınıp Su'yu nazikçe geriye ittim. Saatin 4 olduğunu görünce uyumaya karar verdik.
Çağan'dan
Miray'la buluştuğumdan beri küçük de olsa bir rahatlama vardı. Kızın gözlerine baktığımda gözlerinde lens olduğunu fark etmiş yine de derinlerde olan duyguları hissedebilmiştim. Bir gün benim yanımda olacağını biliyorum. Elbet durumu anlayıp bana hak verecek. Telefonum çalınca tanımadığım numaraya şüpheyle baktım ve oldukça şaşırdım.Numaramın kimsede olmadığını sanıyordum.Miray'ın başka numaradan aradığını düşünerek telefonu kulağıma götürdüm.
-Alo
-Çağan sen misin?
Konuşup konuşmamak arasında kalmıştım.
-Benim sen kimsin?
-Öğrenmek istiyorsan yarım saate Özgür Ruh'ta ol! Diyerek telefonu yüzüme kapattı.Şaşırsamda merak etmiştim.Numaramı bulucak kadar ileri gitmiş olan da kimdi? Hakan Öztürk'ün olmadığına emin olarak arabama yöneldim.Bulunduğum yerden 1 saat uzaklıkta olan Özgür Ruh'a yol aldım.
-
Cafenin içine girdiğimde içeriye göz gezdirdim.Arka tarafta Miray'ın sevgilisi Rüzgar'ı görünce arayanın o olduğuna emin olmuştum.Sevgilisini düşünen delikanlı! Kendimce hafif gülümseyip , yanına gelince sert bir ifade takındım.
-Arayan sendin değil mi?
-Tabi ki bendim. Otur hadi.
Emir veren bu çocuğu sevmiştim. Dediğini yapıp masaya oturdum. Garsondan O'nun aldığı sade sodadan istedim. Sert görüntüsünün altındaki iyi çocuk Rüzgar!
-Şimdi beni iyi dinle Çağan! Buraya gelmeden önce Hakan Öztürk'ü arayıp saat 14.00'de Çağan burda olacak dedim.Yarım saatin var bana herşeyi anlatman için.Yoksa burdan gitmene asla izin vermem!
Duyduklarımı sindirmeye başlayınca kapana kısıldığımıı anlamıştım. Son derece şaşkınlık ve de sinir karışımıyla O'na baktım.
-Ne yapabilirsin ki?
-Emin ol herşeyi.
-Ne duymak istiyorsun?
-Miray'la ne işin olduğunu
Ah Tanrım bu çakma sert erkek ne yapıyordu?
-Karışmaman gereken bir konu!
-Son 20 dakika
Burda rezillik çıkarmak istemediğim halde Rüzgar'ı öldürmek için can atıyordum.Duygularımı bastırıp sakinlikle;
-Hakan Öztürk benim babamı öldürdü.Miray'ın sadece yanımda olmasını ve herkesin hak ettiği muameleyi görmesini istiyorum.
Söylediklerimden pek memnun kalmamışçasına soru işaretleriyle bana baktı. Seni çakma sert erkek! Aklınca beni kendi mekanına getirip kaçmamı engelleyecekti. Ne yazıkki başarmıştı ama neyseki ben korkak biri değildim. Aslında akılllıydım ve de Miray'ın erkek arkadaşının yanımda olması işime gelirdi. Durumu daha bir acıklı hale getirip O'nu yanıma çekmeliydim. Yüz ifademi yumuşatıp ellerimi masaya koydum.
-Tamam herşeyi anlatıyorum.
diyerek dosyalardan başlayıp eskiye dair ne varsa anlattım. O'nun da yüz ifadesi yumuşayınca başarılı olduğuma sevindim. Son 5 dakika kaldığında Rüzgar'a baktım. O da kapıyı işaret etti. Tek kelime etmeden mekandan ayrıldım. Yolun karşısına geçtiğimde kapıdan içeri giren Hakan Öztürk'ü ve adamlarını görünce arabama binip oradan uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLÜĞÜN İÇİNDEKİ
AventuraHayata siyah bakmayı kendine bakış açısı haline getirmiş bir kızın evine giren hırsız her şeyi değiştirecektir.