Bölüm 4. "Ameliyat"

51 21 11
                                    

  
   Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk çalışmam olduğu için biraz heyacanlıyım ve zorlanıyorum. Tek istediğim size güzel bir hikaye sunmak. İnşAllah bu işte başarılı olurum. 🙏

   Fotoğrafta Ayperinin çok sevdiği "Saturn" tişörtü.

   Bu gün ilk defa çalar saat olmadan erkenden uyana bilmiştim. Çok heyacanlı ve gerginim. Aklımda bir sürü soru vardı. Tüm gece kabuslar görmüştüm ve bir kaç kes uyanmıştım. Kabuslarımın içinde hep Ayaz ve babam vardı. İçimde kötü bir hiss vardı. Korkuyordum çok korkuyordum. Ailem Ayazı nasıl karşılayacak? Para konusunu nasıl açıklayacağım? Babamın ameliyatı nasıl geçecek? Bundan sonrakı hayatın nasıl olacak? Düşündükçe başım dönüyordu. Artık düşünmeyi bırakıp hazırlanmam lazımdı.

   Yataktan zorda olsa kalktım ve banyoya gittim. Aynanın karşısına geçtiğimde gördüklerime çok şaşırmıştım. Yüzüm çökmüştü, saçlarım dağınıktı, ağlamaktan gözlerim kıpkırmızıydı, göz altlarım morarmıştı, tenim çok solgun gözüküyordu. En son babamın hastalığını öğrendiyimde bu hale düşmüştüm. Toparlanmam lazımdı yoksa bu durumda aileme destek olamazdım.

   Güzel bir duş aldıktan sonra havluyu üzerime sarıp odaya gittim. Önce dolaptan iç çamaşırlarımı aldım daha sonra da giyecek bir şeyler bakmaya başladım. Bu gün siyah taytımı üzerine çok sevdiğim "Saturn" tişörtümü  ve beyaz converselerimi giyecektim. Üzerimi gitdikten sonra aynanın karşısına geçtim. Gözlerim fena haldeydi. Makyaj yapacak halim hiç yoktu. Bu yüzden sadece göz etrafındaki morlukları kapattım. Zaten ne yaparsam yapayım bozulacaktı çünki bu gün kesin ağlıycaktım. Saçlarımı da at kuyruğu yaptım ve mutfağa gittim.

   Dolaptan kahvaltılık bir şeyler aldım. Peynir, salatalık, domatesle güzel bir ekmek arası hazırladım ve şekerli çayla kahvaltımı yaptım. Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti hemen telefonumu masanın üstünden aldım ve mesajı okudum.

   "Kapıdayım. Seni bekliyorum."

   Ayazdandı mesaj. Dün bana mesaj attığı numaraydı çünki. Bir ara Ayazı rehberime eklemem gerektiğini beynimin bir köşesine not ettim. Çantamı aldım, kapıyı da kapattıktan sonra hızlı bir şekilde apartmandan indim. Kapıda beni bekleyen araba vardı. Şöför koltuğuda beni dün eve bırakan adam vardı. Ayaz arkada oturmuştu ve galiba benim onun yanına geçmem lazımdı. Arabanın kapısını açtım ve Ayazın yanına oturdum.

   "Günaydın." Sesim mırıltı gibi çıkmıştı.

   "Günaydın." Şöförle Ayaz aynı anda konuştu. Konuşmasından anladığım kadarıyla şöför azerbaycanlıydı. 

   "Gidebiliriz Ömer." Ömer türk ismiydi ama. O zaman bu adam bizim dili bilen türktü. Düşünmeyi bırak artık Ayperi. Senin daha önemli sorunların var. Arada kendimle de konuşuyordum.

   "Nasılsın Ayperi?" Ayazın sorusuyla kendime geldim.

"Nasıl ola bilirim? Birazdan babam ameliyata girecek." Çok gergindim. Bu yüzden ters konuşuyordum.

"Anlıyorum seni. Merak etme her şey güzel olucak." Bunu söylediğinde bile yüzünde hiç mimik oynamamıştı.

Tek isteyim babamın sağ salim ameliyattan çıkmasıydı. Hastaneye varana kadar sadece dua etmiştim. Ayaz da hiç konuşmamış yüzüme bile bakmamıştı. Hastaneye vardığımızda hızlı bir şekilde içeriye gitmiştik.

Asansörü bekliyorduk. Kapılar açıldığında asansöre bindik ve bizimle birlikte bir kaç kişi daha bindi. Asansördeyeken Ayaz birden bire elimi tuttu. Aniden irkilmiştim. Neden böyle bir şey yapıyordu ki?

AYPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin