2

138 13 4
                                    

Jaehyun derin bir nefes aldı. Çay içmek isteyince önüne koyduğunu hatırladığı çay bardağını yokladı eliyle. Normalde öğretmenlere yardım etmesi için bir görevli bulunuyordu burada ancak bugün görevli izinliydi. Öğretmenler kendi başlarının çaresine bakabileceklerini söylediklerinden idare birini getirtmemişti bugünlük.

Eli oradan oraya uzatırken sıcak bir şeye değmesiyle çayı bulduğunu anladı. Eline alarak içmeye başladı. Küçük küçük yudumlarla çayını içmeye devam ederken zil çaldı. Çayını aldığı yere geri bıraktı ve ayağa kalktı. Diğer öğretmen arkadaşlarına iyi dersler dileyip sınıfına doğru yol aldı.

Sınıfların yerlerini bulma sistemleri mi nasıldı? Her öğretmenin kulağına küçük cihazlar yerleştirilirdi ve bir ses kaydıyla nereye nasıl gidecekleri söylenirdi. Öğrenciler için de aynı sistem geçerliydi. Ülkedeki en üst teknoloji burada kullanıyor denilebilirdi.

Jaehyun kulağındaki sesin yönlendirmeleriyle sınıfa gelmiş ve kapıyı açıp öğrencilerini selamlamıştı. Burası 10 - A sınıfıydı. Geçen sene 9-A iken de tarih derslerine girmişti bu sınıfın. Gerçekten çok sevdiği bir sınıftı. Öğrencilerin neredeyse hepsi tarihe ilgiliydi. Derslerini pür dikkat dinliyor, sınavlarda da yüksek notlar alıyorlardı.

Jaehyun dersini anlatmaya başladı ve sınıf yine her zaman olduğu gibi sessizce onu dinliyordu. Anlamadıkları yer olduğunda hemen soruyor, çekinmiyorlardı. Belki de en sevdiği sınıf olmasının nedenlerinden biri de buydu.

Zil çalıp ders bittiğinde çok sevdiği sınıfından ayrılıp öğretmenler odasının yolunu tuttu yine.

Jaehyun buraya nasıl mı başlamıştı?

Jeno ona gelip böyle bir okul açılacağını söylediğinde kabul etmişti. Ancak başvuru zamanı geldiğinde biraz vazgeçer gibi olmuş, ailesinin karşı çıkmalarıyla birlikte onların baskısına dayanamayıp başvurmuştu.

Başvurusunun üzerinden yaklaşık bir hafta geçtiğinde sonuçlar açıklanmış ve Jaehyun'un başvurusu kabul edilmişti. Bütün aile buna sevinmiş, kutlamak için annesi Jae'nin en sevdiği yemekleri yapmıştı. Jaehyun da ailesini bu kadar sevindirdiği için mutluydu içten içe, fakat bunu dışarıya yansıtmamaya çalışıyordu. Dışarıdan sanki hiç gitmek istemiyormuş gibi bir izlenim vermeyi tercih ediyordu.

İşe ilk başladığı gün çok fazla stresliydi. Ne yapacağını, ne diyeceğini ya da ne anlatacağını bilmiyordu. Ancak sınıfa girip öğrencilerle konuştuğu zaman bütün stresini atmıştı. İşte o zaman bir kez daha verdiği karardan çok memnun olmuştu. İyi ki demişti, iyi ki öğretmen olmuşum.

İlk sene yaptığı öğretmenlik tamamlayamadığı stajı yerine sayılmış, diplomasını almaya hak kazanmıştı.

Öğretmen, öğrenci ve veliler kendisinden memnun olduğundan bu okulda çalışmaya devam edebileceğini söylemişler, Jaehyun da seve seve bunu kabul etmişti.
Bu okulu seviyordu. Öğretmenleri, idarecileri, öğrencileriyle birlikte kendini dışlanmış hissetmediği sayılı yerlerden biriydi çünkü. Öğretmenlik mesleğini yapabiliyor olması da burada kalması için ayrı bir nedendi.

Jaemin'e büyük bir teşekkür borcu hissediyordu. Eğer o olmasaydı şu an burada ve bu kadar mutlu olamazdı. Büyük ihtimalle odasında, kendisini müziğe vermiş, depresyonda olurdu.

Solan çiçeklere can suyu olduğun için teşekkürler Jeno-yah!

Jaehyun düşündükleriyle birlikte tebessüm ederek öğretmenler odasına girdi.

love is blind//jaemarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin