Şu hayatta başıma ne geliyorsa hep şom ağzımı açtığım için geliyordu. Hep ailemden, arkadaşlarımdan bak kınama sakın senin de başına gelir. Büyük lokma ye büyük konuşma kızım başına gelmeden ölmezsin laflarını hep duymuşumdur. Ama insan bir şey ile sınanacaksa eğer bu büyük konuşmalar hep vesile olmuştur bence. O yüzden de dilimi hiç korkak alıştırmadım Allah'a şükür. :)
Bugün bir kere daha yalnızlığın perdelerini araladım. O perdenin arkasından tıpkı içim gibi havanında kapalı ve yağmurlu olduğunu görmek beni hiç şaşırtmadı. Sabah sabah sicim gibi yağan yağmura aldırmadan hazırlanıp evden çıktım. Gitmem gereken bir ofisim halletmem gereken işlerim vardı çünkü.
Ah şu romantik yağan yağmurda sevgilinle ıslanarak sokaklarda dolaşmayı elbette ki bende isterdim tabi bir sevgilim olsaydı eğer. Ofis, 10 dakikalık yürüme mesafesinde olsa da , geldiğimde ıslanmış küçük köpek yavrusundan bir farkım yoktu. Hemen sobayı yakarak ısınmalıydım. Evet soba biz hala eski usul devam yaşamaya. Hiçbir şeyin yerini tutmadığı, insanın içine kadar girip ısınmak istediği, üzerinde kestane pişirmelik tatlı bir soba.
Hatta onun bile bir ismi var DURALİ :) Çok sonraları bunun bile bir esprisinin olacağını bilemezdim tabi. Ama keşke içimizi ısıtmaya yeten tek şey o olsaydı şu hayatta. Sahte gülüşlerle, yalan sözlerle içimizi ısıttığımızı sanırken aslında nasılda farkında olmadan kalbimizi küle çevirdiğini görebilseydik. Görebilseydik de sevdiğini sandığımız insanlara kalbimizi açmasaydık.
Dışarıda yağan yağmurun sesi, sobadan gelen çıtırtılar, üzerinde dumanı tüten küçük çaydanlıktan içeriye yayılan taze demlenmiş çay kokusu işte aradığım huzur buydu.
İlkbaharın habercisi olan yağan yağmurlar Ankara ayazına ve soğuğuna doymuş bir Ankaralı olarak yeterince içimiz üşümüştü zaten artık beyaz gelinliğini çıkarmış yerini çiçek açan ağaçlara bırakmıştı canım ilçem. Küçük bir ilçede doğup büyümüşseniz eğer sakinliğe ve huzura daha yakınsınız demektir.
Çünkü şu günlerde artık insanlar bu tarz yerlere akın edip emlak sektörüne hızlı bir dalış yapıyorlar. Benim işimin bir gereği olmasından fazlaca memnunum ama yakında buralarda da rahat yaşayamayacağız anlamına da geliyor bu rağbet. Okulumu bitirip geldikten sonra kendi işimiz olan emlakçılık işine devam etmiştim.
Ailemden ve bu şirin ilçemden uzaklaşmak hiç istemedim. Kendi küçük dünyamda mutluydum. Esnafları bile bir başka sıcacık insanlar, yardımlaşmanın ve komşuluğun olduğu bu yerden kopmak kendi toprağından koparılıp başka yere dikilip hadi burada çiçek aç demek gibi bir şeydi benim için. Yeni yerler keşfetmeyi, seyahatler yapmayı elbette ki severim ama yine dönüp dolaşıp kendi küçük dünyama geri gelirim.
Aşkı da burada tattım acısını da, en mutlu günlerimde oldu, hıçkırıklara boğularak ağladığım gecelerde ama mutlaka hep bir sabah vardı benim için en karanlık gecenin sonunda bile. Mesela kalbimin her bir parçasını ayrı ayrı dağıttım sokaklara, geçtiğim her yerde benden ve bizden bir parça bıraktım sana. Aynı sokaktan geçerken iki kere düşünmeme sebep oldu ama yine de bıraktığımız hatıraları tek tek toplayıp getirdim sana. Sevmek başkaydı seni seviyorum demek başka ben hangisini yaşadım bilmiyorum. Yaşadım mı onu da bilmiyorum.
Hani bazı anlar vardır ya hiç bitmesini istemezsiniz keşke biz o anları yaşarken kaydedip tekrar tekrar yaşama şansımız olsaydı. Bizi üzen yerleri silip çıkarabileceğimiz hep mutlu zamanların kaldığı bir anın içinde hapsolup kalsaydık. Her şey bir KAYDET tuşuna basmak kadar kolay olsaydı. O zaman bu kadar acıyı kaldırmaya çalışırken kalbimiz parçalanmazdı.
Sıradan insanların sıradan hayatları olur sanırdım. Ama herkesin hayatı kendi içinde bir sır barındırırmış ve çekilen hiç bir acı da sıradan olmazmış. Kalp kırıkları da cam kırıkları gibi batar, nefes alamaz duruma getirirmiş. Bunu seni sevdiğimde anladım.
Ruhum bedenimden ayrı bir yerde acı çekiyordu sanki. Onun yanına gitmek isteyip de gidemediğindendi belki de bu acı ya da her gördüğüm şeyin onu bana hatırlatmasıydı belki de canımın acısını dayanılmaz kılan. Evrenin hep birlikte el ele verip onun anılarını silmeme, unutmama izin vermemesi ah ne kadar da acıydı.
Hikayem kaldığı yerden devam ediyor işte şimdi sizlerde benim hikayeme dahilsiniz artık.
Keyifli okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevdiğini Söylemesi Başka Şey Gerçekten Sevmesi Başka (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaSıradan insanların sıradan hayatları olur sanırdım. Ama herkesin hayatı kendi içinde bir sır barındırırmış ve çekilen hiç bir acıda sıradan olmazmış. Kalp kırıkları da cam kırıkları gibi batar nefes alamaz duruma getirirmiş. Bunu seni sevdiğimde anl...